Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sosyal medya üzerinde düzenli olarak paylaştığı ‘haftalık vaka sayıları’ tablosunda vaka sayılarının en fazla arttığı 10 il arasında Mersin olduğu bilgisini de paylaştı. Mersin’de vaka sayılarının artması ve yeni varyant olarak yayılan Omicron adı verilen varyant hakkında açıklamalarda bulunan Mersin Tabip Odası Başkanı Doktor Mehmet Antmen, “Sağlık Bakanlığı bugüne dek söylediği her şeyi unutmalı ve başta Türk Tabipleri Birliği (TTB) olmak üzere tüm sağlık örgütleri ile birlikte bu süreci yönetmelidir. Aşının zorunlu hale getirilmesi ve yapılmayanlara yaptırım
Özel Haber – Mehmet Çetin
Mersin’de ikinci doz aşı olanların sayısı yüzde 80’lerde olmasına rağmen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sosyal medya üzerinde düzenli olarak paylaştığı ‘haftalık vaka sayıları’ tablosunda vaka sayılarının arttığı 10 il arasında yer almasıyla birlikte aşıların yetersiz kaldığı düşünülüyor.
Mersin’de artan vaka sayıları ve yayılan Omicron adı verilen yeni varyant hakkında açıklamalarda bulunan Mersin Tabip Odası Başkanı Doktor Mehmet Antmen, Covid-19 vakalarının kapalı ortamlarda daha fazla bulaşmakta olduğunu kaydederek, “Bu anlamda kışın artarak devam etmesi kaçınılmazdır. Ancak Mersin gibi yazın turizmin çok canlı olduğu kentlerde yaşanan nüfus artışı da vakaların artmasına neden olmaktadır. Yani Mersin açısından düşünüldüğünde yazın nüfus artışı, kışın kapalı ortamlarda yaşam nedeniyle vakaların düşmesi mümkün değildir. Türkiye açısından düşünüldüğünde gerek Sağlık Bakanlığı ve gerekse bunun doğal sonucu olarak vatandaşlar ortada bir salgın yokmuş gibi davranıyorlar. Kişisel önlemlerden tamamen vazgeçilmiş bir durum yaşanmaktadır. Toplumsal önlemler de zaten sürecin başından bu yana eksik ve yanlış uygulanmıştır. Bu nedenle vakalar artmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK BAKANLIĞI’NDA, SALGINI YÖNETMEKTEN ZİYADE ORTADA BİR ALGI YÖNETİMİ VARDIR”
İki yıla yaklaşan pandemi yönetiminde Sağlık Bakanlığı’nın sınıfta kaldığını belirten Antmen, “Salgını yönetmekten ziyade ortada bir algı yönetimi vardır. Resmi rakamlara göre 73 bin civarında olan Covid-19 ölümleri Türkiye Tabipleri Birliği’nin araştırmalarına göre 200 binin üzerindedir ki Sağlık Bakanı bunu geçen haftaki bir demecinde itiraf etmek zorunda kalmıştır. Böyle bir yönetim tarzıyla vakaların artması çok olağandır. Kışın iyice bastırdığı ve kapalı ortamlarda daha fazla bulaş olması nedeniyle ocak ve şubat aylarında vakaların çok daha fazla artması mümkündür” diye konuştu.
“PFİZER BİONTECH AŞISI ZAMANINDA YAPILSA 90 KORUMA SAĞLAMAKTADIR”
“Ülkemizde halen uygulanmakta olan Pfizer Biontech aşısı gerek önceki varyantlara ve gerekse de şu anda çok yaygın olarak bulunan Delta varyantına karşı yüzde 90 koruma sağlamaktadır” diyen Antmen, “Bu nedenle zamanında ve yeterli dozda yapılan aşıların etkisinin yetersiz olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak Sağlık Bakanlığı pandemi yönetiminde yaptığı algı yönetimini aşı politikalarında da yaptığı için verilen hiçbir bilgi doğru değildir. Mersin örneğinden yola çıkacak olursak, öncelikle çift doz aşı oranı yüzde 80’lerde değil, yüzde 60 civarındadır. Zira bakanlık hesaplama yaparken aşı yapılanları 18 yaş üzerinden oranlamaktadır. Bu çok yanlıştır. Şu anda Dünya genelinde aşılar 12 yaşa, ABD gibi bazı ülkelerde de 5’e kadar indirilmiştir. Kısaca sağlık bakanı aşıda da algı yönetimini bir an önce bırakmadığı takdirde çok daha karanlık bir geleceğe doğru gitmekteyiz. Aşı konusunda çok daha önemli bir konu vardır. Gerek Sinovac gerekse de Biontech aşılarında ikinci dozdan sonra 6 ay geçmişse artık Delta varyantına karşı koruma şansı olmamaktadır. Bu nedenle ikinci dozunu haziran ayından önce yapılanların acilen 3. doz aşılarının yapılması gerekir. Bugüne değin bu şekilde 3. doz aşılarını yaptırmış olanların sayısı ülkemizde toplam 13 milyondur. Bunu da ülke nüfusuna oranladığında nüfusumuzun yüzde 20’si tam doz aşılıdır. Bu gerçeği hiç dillendirmeyen sağlık bakanlığı çift doz aşılıları tam doz aşılı diye kabul ettirmeye çalışmaktadır ki bu da çok büyük bir aldatmacadır. Bu aşı oranları çok acil olarak yeni tedbirlerle arttırılmalıdır. Bu tedbirlerin en önemlilerinden biri de artık aşının zorunlu hale gelmesi ve yapılmayanlara yaptırım uygulanmasıdır” ifadelerine yer verdi.
“OKULLARDA ALINAN ÖNLEMLER KESİNLİKLE YETERLİ DEĞİLDİR”
Okullarda alınan Covid-19 önlemlerinin yetersiz olduğunu iddia eden Antmen, yeterli önlemlerin alınmasının ancak güçlü bir ekonomi ile mümkün olabileceğini ve bu açıdan ülkemiz tam bir çıkmazın içerisinde olduğunu belirterek, “Okullarda alınan önlemlere yeterli diyebilmemiz için kamu okullarında sınıf mevcutlarını 20’ye düşürülmesi, ders saatlerinin 30 dakikaya düşürülmesi, teneffüslerin 20 dakikaya çıkarılması, öğretmen açığının giderilmesi, kadrolu ve eğitimli personel istihdamının gerçekleştirilmesi gerekir. Peki gerek Sağlık Bakanlığının ve gerekse Milli Eğitim Bakanlığının böyle bir niyeti var mıdır? Kesinlikle hayır. Ülke ekonomisini halkın yararına harcamama konusunda çok kararlı olan bir hükümetle yönetiliyoruz ne yazık ki ve bu nedenle de toplumsal önlemleri almada çok yetersiziz. Bu konuda TTB’nin sürekli çağrıları oluyor ama ne yazık ki, hükümet ve özellikle de Sağlık Bakanlığı hiçbir önerimizi dikkate almıyor” dedi.
“FAVİPİRAVİR İLACI DAĞITILMAKTAN VE HASTALARA ÖNERİLMEKTEN VAZGEÇİLMELİDİR”
Covid-19 vakalarının artmaya devam ettiği bu dönemde alınması gereken önlemleri sıralayan Antmen, “Özellikle uluslararası trafiğin kontrol altında alınması gerekir. Pek çok ülke dışardan gelenlere yönelik PCR ya da izolasyon önlemleri alırken bizde hiç uygulanmamaktadır. Ulusal ve şehir içi toplu ulaşımda da önlemler ciddiyetle alınmalıdır. Kapalı alan toplantılarında HES kodu, maske denetimleri sıklaştırılmalıdır. Üretim alanlarında kademeli çalışma organize edilmelidir. Özellikle belli bir sayıda çalışanı olan iş yerlerinin çalışma saatleri kısaltılarak 2 ya da 3 vardiyaya bölünmeli ve iş yerlerinin kalabalığı azaltılmalıdır. İşçi servisleri için de aynı şey geçerlidir. Ve her şeyden önemlisi ciddi bir aşı politikası yürürlüğe konmalıdır. Sağlık Bakanlığı bugüne dek söylediği her şeyi unutmalı ve başta TTB olmak üzere tüm sağlık örgütleri ile birlikte bu süreci yönetmelidir. Aşının zorunlu hale getirilmesi ve yapılmayanlara yaptırım uygulanması da bu önlemler arasında olmalıdır. Salgının sahada kazanılacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır. Halk sağlığı çalışmalarına ağırlık verilmeli filyasyon ekipleri gerçek görevlerine dönmeli, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yararsız olduğu ilan edilen Favipiravir ilacı dağıtılmaktan ve hastalara önerilmekten vazgeçilmelidir” ifadelerini ekledi.
“OMİCRON VARYANTI, AŞININ ÖNEMİNİ ORTAYA ÇIKARMIŞ OLDU”
Antmen, yeni tip Omicron varyantı ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede ise aşının önemine bir kez daha vurgu yaparak, “Omicron adı verilen yeni varyant Güney Afrika kökenli bir mutasyon nedeniyle ortaya çıkmıştır. Afrika kıtasında çıkması hiç de sürpriz değildir. Zira Afrika kıtasının aşı oran yüzde 5’tir. Aşı bu nedenle çok önemlidir. Aşıları zamanında ve yeterince yapmadığınız takdirde çok daha tehlikeli varyantların önünün açarsınız. Omicron varyantı hakkında henüz ne denli tehlikeli olduğu konusunda net bir araştırma yoktur. Ancak Delta varyantına göre çok daha hızlı çoğaldığı ve çok daha hızlı bulaştığı ortaya konmuştur. Bu nedenle daha ağır hastalık yapma etkisi olmasa bile daha fazla bulaştığı ve çok daha fazla insanı hasta ettiği için ölümlerin artması kaçınılmazdır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığının belirttiğim önlemleri bir an önce alması ve aşı konusunda çok daha ciddi bir tutum alması gerekir” diye konuştu.