Mersin Tabipler Odası, ‘Sağlık 5 Dakikaya Sığmaz” adı altında basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını okuyan Mersin Tabipler Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, “Hekimlik yapabilmek için bir hastaya ayrılması gereken muayene süresi en az 20 dakika olarak kabul edilmesine rağmen kimi hastanelerde bu süre 5 dakikaya düşürülerek, hekimlere günlük yaklaşık 100 hasta randevusu dayatılmakta ve bu da halkın nitelikli sağlık hizmeti almasına engel olmaktadır” dedi.
Haber – Barış Köksal
Mersin Tabipler Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, aile hekimlerinin muayene süresinin 5 dakikayla sınırlandırıldığını belirterek ‘Sağlık 5 Dakikaya Sığmaz’ adı altında basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını okuyan Antmen, “Muayene için yeterli zaman tanımamak, hekim hasta ilişkisini birkaç dakikaya sığdırmak; hekimlik meslek etiği ilkeleri açısından kabul edilemez ve mesleki özerkliğe yönelik bilinçli bir saldırıdır. Bu uygulama daha çok istifa, daha çok hekim göçü, daha çok hastalık, daha çok sağlıksızlık, daha çok sağlıkta şiddet getirir. Halk sağlığını ve sağlık çalışanlarının sağlığını tehdit eden bu uygulamalardan hızla vazgeçilmelidir. Topluma çağrımızdır; dün olduğu gibi bugün de nitelikli sağlık hizmeti taleplerimizde ısrarcıyız ve iyi hekimlik yapmak istiyoruz. Hem hekimlerin hem de toplumun sağlık hakkı için bu uygulamalara itirazı birlikte yükseltelim. Hekimler köle, hastalar müşteri, hastaneler ticarethane değildir. Sağlıklı yaşam hakkımızdan vazgeçmeyelim” ifadelerini kullandı.
“DOKTORUN ÖLÜMÜNDE AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARI DA FAKTÖR”
Mersin’de iş yerinde ölü olarak bulunan doktorun ağır çalışma koşulları ve idarenin çalışanların sorunlarına olan duyarsızlığının da bu cinayete neden olan en önemli faktörlerden biri olduğunu aktaran Antmen, “Ölenin hekim olması bizim için yeterli bir üzüntü kaynağıydı ama daha sonra öldüren kişinin de hekim olduğunu öğrenince üzüntümüz bir kat daha arttı. Zanlı Dr. Hasan Çayır çalıştığı yerlerde yaşadığı sorunlar nedeniyle soruşturma geçirmekte olan ve daha önce Dr. Ahmet Dikmen ile tartışma yaşadığı iddia edilen bir hekim. Ağır çalışma koşulları ve idarenin çalışanların sorunlarına olan duyarsızlığı belki de bu cinayete neden olan en önemli faktörlerden biridir. Sağlık hizmetlerinin verildiği ortamların güvenli olmaması, çalışma barışımızın artan ölçüde bozulması, sağlık bakanlığının sağlıkta şiddetle mücadeleyi tamamen göstermelik yapması ve hiçbir önlem alınmaması da bu cinayetin oluşmasında önemli bir faktör olmuştur. Ölen hekim arkadaşımız Ahmet Dikmen’in ailesine başsağlığı ve sabır diliyor, Mersin Tabip Odası olarak bu olayın takibinde olacağımızı kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz. Yıllardır sağlıkta dönüşüm programı adı altında yürütülen politikalar, hastaneleri ticarethaneye, hastaları müşteriye dönüştürdü. Sağlık Bakanlığı sağlık hizmetlerinde niteliği değil niceliği önceleyen politikalarında ısrara devam etmektedir. Bu anlayışla yönetilen sağlık sistemi toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkını ve hekimlik değerlerini yok saymaktadır” şeklinde konuştu.
“5 DAKİKA İLE HASTA MUAYENE EDİLEMEZ”
Hekimlik yapabilmek için bir hastaya ayrılması gereken muayene süresi en az 20 dakika olarak kabul edilmesine rağmen kimi hastanelerde bu süre 5 dakikaya düşürüldüğünü, hekimlere günlük yaklaşık 100 hasta randevusu dayatılmakta olduğunu söyleyen Antmen, “Bu randevular, hekimin isteği ve bilgisi dışında MHRS sistemi üzerinden açılmakta, hekimin hastasına yeterli zaman ayırmasına; halkın nitelikli sağlık hizmeti almasına engel olmaktadır. Hekimlere performans baskısıyla daha çok muayene ve işlem dayatması yapılarak mesleki özerkliğimize müdahale edilmekte, halkın sağlığı tehdit edilmekte, sağlıkta şiddete zemin hazırlanmaktadır. Hastalıkların tanısını koyabilmek için ilk ve en önemli adım, ayrıntılı bir öykü almaktır. Dayatılan 5 dakikada ne kişinin yakınmasını anlayabilmek, ne de yeterli muayenesini yapabilmek mümkün değildir. Tıbbi sekreter olmadan çalışmak zorunda bırakılan hekimler tıbbi kayıtların tutulmasında zorluklar yaşayacak, sonraki süreçte yaşanacak en ufak olumsuz gelişmede hekimi zor duruma sokacaktır. Sağlık Bakanlığı ve hastane idarecileri unutmamalıdır ki malpraktis bireysel değil sistemsel bir sorundur ve bu dayatma ile hastaların sağlığına yansıyacak olumsuzlukların sorumluluğu kendilerindedir” diye ekledi.