Aratos’un anıt mezarında ‘dromos’a ulaşıldı

Aratos’un anıt mezarında ‘dromos’a ulaşıldı cukurovagazetesi.com

Mersin’de, tarihi yaklaşık 3 bin 500 yıl öncesine dayanan Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde bu yıl da kazılar, insanlık tarihinin en önemli filozoflarından, şair, matematikçi ve astronomi biliminin kurucusu Aratos’un anıt mezarında gerçekleştiriliyor. Bu yılki kazılarda, antik çağda genellikle tümülüs veya toprak altındaki mezarlarda, mezar odasına girişi sağlayan dar ve uzun geçit anlamına gelen ‘dromos’ bulunurken, kazı ekibinin hedefi, mezarın tabanına ulaşmak.


Mersin’in merkez Mezitli ilçesinde yer alan ve sütunlu caddesi, höyüğü, antik limanı, su kemerleri, hamamı ve akropolleri ile dünya tarihi miraslarından birini oluşturan Soli Pompeiopolis Antik Kenti'nde, 1999 yılında başlayan kazı çalışmalarının bu yıl 22’incisi gerçekleştiriliyor. Tarihi M.Ö. 1500 yılına uzanan Soli Pompeiopolis Antik Kenti'nde bu yılki kazılar 4 Temmuz’da başladı.

DÖNEMİNİN EN ÜNLÜ İSİMLERİNDEN

Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Müzecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı başkanlığında sürdürülen kazılar, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sadece antik çağda Tarsus’ta doğan ve döneminin en ünlü isimlerinden biri olan filozof, şair, matematikçi ve astronom Aratos’un anıt mezarında gerçekleştiriliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Mersin Üniversitesinin iş birliğiyle yürütülen, Mezitli Belediyesinin de destek verdiği çalışmalarda 10 kişilik ekip görev alıyor. Çalışmalarda, fotogrametri yöntemiyle yapılan taramalardan elde edilen veriler, 3 boyutlu teknolojiyle kayıt altına alınarak dijital ortama aktarılacak. Kazı Başkanı Prof. Dr. Yağcı, M.Ö. 3. yüzyıl ile 1. yüzyıl arasındaki Helenistik Dönemi kapsayan ve Aratos’un anısına dikilmiş bir anıt mezar olduğu tahmin edilen yapıda devam eden çalışmalarla ilgili açıklama yaptı. Uzun bir hazırlık döneminden sonra çalışmalara başladıklarını belirten Yağcı, “Halen Soli Pompeiopolis’in 19. yüzyıl gezginlerince Aratos’un mezarı olarak adlandırılan anıt mezar üzerinde çalışıyoruz. 19. yüzyıl gezginlerince burası Aratos’un mezarı olarak plan üzerine işaretlenmiş. Biz de arkeolojik olarak bunu araştırıyoruz. Buradan umut ettiğimiz sonuç; bu mezarın gerçekte kime ait olduğunu açığa çıkarmak ve Aratos’un mezarı olarak adlandırılan bu mezardaki buluntular üzerinden kesin olarak tarihlemesini yapmak. Restitüsyon ve restorasyonunu yaptıktan sonra da ziyarete açmak istiyoruz” dedi.

“SOLİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ÜNLÜ. DÜNYACA İLGİ GÖRECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Aratos’un, döneminin çok ünlü bir ismi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yağcı, “Aratos, gerçekten onun mezarıysa Soli için çok önemli bir ünlü. Strabon (Yunan tarihçi, coğrafyacı ve filozof), Soli’nin ünlüleri arasında Aratos, Khrysippos (filozof) ve Philemon (güldürü şairi) adından söz ediyor ve bunlar da antik kaynaklarda Solili ünlüler olarak adlandırılıyor. Mezarını, Mela (antik yazar) görmüş, antik yazarlarda adı geçiyor ve özelliklerinden bahsediliyor. Bir de bölge arkeolojisi için çok önemli bir yenilik getirdi. Böyle silindirik, anıtsal bir yapı ve eğer Aratos’un anısına yapıldıysa çok daha önemli tabi ki. Dünyaca ilgi göreceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

“MEZARIN ‘DROMOS’UNU BULDUK”

Şu ana kadar aşama aşama yapının nasıl yıkıldığını tespit ettiklerini belirten Yağcı, antik çağda genellikle tümülüs veya toprak altındaki mezarlarda, mezar odasına girişi sağlayan dar ve uzun geçit anlamına gelen ‘dromos’u bulduklarını söyledi. Yağcı, “Anıt mezar bir ara çöplük olarak kullanılmış, o çöp malzemelerinin ne kadar derine indiğini tespit ettik. Bir de ayrıca ‘dromos’unu bulduk. O da umut verici. Bütün bu çalışmalar sonuçlandığında yapıyı kesin olarak tarihleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“BU YIL TABANI BULMAYI UMUT EDİYORUZ”

“Bu yıl bu tabanı bulmayı umut ediyoruz” diyen Yağcı, bu yıl mezarın içini açığa çıkarabileceklerini kaydetti. 22 yıllık kazılarda Soli Höyük, Sütunlu Cadde, Milli Egemenlik Caddesi, Aratos’un mezarı ve höyüğün içindeki hamam yapısı olmak üzere 5 alanda çalıştıkları bilgisini veren Prof. Dr. Yağcı, şöyle devam etti: “Bütün bunlar bitmeye az kaldı ve projelendirilip kurula sokulabilecek halde. Kısa bir kazıdan sonra bu alanda restore edilmiş birden çok yapı görebiliriz ve bunlar ziyaret edilebilir hale gelir. Bu yılki kazıları tabana ulaşıncaya kadar sürdürmeyi düşünüyoruz. Ondan sonra restitüsyon çalışmaları başlayacak. Şu anda belgeleme çalışmaları tamamlandı. UNESCO Kültür Mirasına aday olması için bu yıl başvuruda bulunacağız.”

“YAPIDAN ÇIKARILAN TÜM TAŞLAR VE BLOKLAR TEK TEK BELGELENİYOR”

Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Kaplan da, “Bu yılki çalışmalar içerisinde daha çok yapının yuvarlak iç çekirdeğinde kazılarımızı sürdürüyoruz. Amacımız, yapının içine düşmüş olan mimari blokları seviyelerine göre bilimsel kaidelere uygun olarak belgeleyip kaldırmak. Böylelikle yapının restitüsyon ve restorasyon çalışmalarına altlık oluşturmuş olacağız. Yapıdan çıkarılan tüm taşlar ve bloklar tek tek belgeleniyor. Bu çalışmaları Mersin Üniversitesi Harita Mühendisliği ve MEÜ Mimarlık Fakültesinin destekleriyle gerçekleştiriyoruz. Yani Aratos’a ait olduğu düşünülen yapıdaki çalışmalar multidisipliner bir şekilde sürdürülmekte. Önümüzdeki günlerde muhtemelen yapının yuvarlak iç çekirdeğinde tabana ulaşacağız. Ondan sonra yapının restitüsyonu, yani bilgisayar ortamında ayağa kaldırılmasıyla ilgili elimize daha net bilgiler ulaşacak” dedi. Kazı alan sorumlusu Gözdem Güler ise restorasyon ve restitüsyon projesine yönelik taş kaldırma, bunları düzenli bir şekilde istifleme çalışması yaptıklarını ifade ederek, “Vinç yardımıyla taşları kaldırırken profil ya da duvarlarına göre ayırıp, teknolojiyi de kullanarak belgeleyerek düzenli bir şekilde yerleştirip, ilerleyen dönemlerde kullanılması için hazırlık çalışması yapıyoruz” diye konuştu. (İHA)