Şentürk: “Üretmeyenleri esnaf olarak görmüyorum”

Şentürk: “Üretmeyenleri esnaf olarak görmüyorum” cukurovagazetesi.com

Mersin’de 15 yıldır hazır gıda ürünlerini doğal ortamda üretip, satışını yapan Fatih Şentürk, doğal olarak üretilen ürünlerin önemini ve esnafın üretken olması gerektiğini ifade ederek,“Çiğköfte satıyorum ama kendi çiğköftesini yoğuran, kendi turşusunu ve sirkesini üreten bir esnafım, üretip ortaya koyan bir esnafım, bunun dışında olanları esnaf olarak görmüyorum” dedi.


Haber – Vecdi Yenigül

Hazır gıda ürünlerinin sağlıklı ve hijyenik ortamlarda üretilmesi özellikle pandemi sürecinde önemi en çok ortaya çıkan konulardan biri haline geldi. Doğal olarak üretilen gıdalar, bu süreçte en fazla tercih edilen ürünler haline geldi. Köfte, hamburger, çiğköfte gibi hazır gıdaların üretim ve satışının yapıldığı yerlerin hijyenik olması da vatandaşların en çok dikkat ettiği konuların başında geliyor. Esnaf Fatih Şentürk, hazır gıda satışının yapıldığı yerlerin daha fazla denetlenmesi gerektiğini savunuyor.

“KENDİMİ DOMATES TARLASI OLAN BİR ÇİFTÇİ OLARAK BULUYORUM”

Mersin’in Yenişehir ilçesinde G.M.K. Bulvarı üzerinde çiğköfte ve diğer hazır gıda ürünleri imalatı ve satışı yapan Fatih Şentürk, özellikle doğal ürünlerin pandemi sürecinde önemli hale geldiğini ifade ederek, “Gıda sektöründe üretim ve satışını yapan bir esnafım.15 yıldır hazır gıda işi yapıyorum. İşini hobi olarak gören ve bu amaçla işini seven biriyim. Üretmeyi seven biriyim, bir branş restorantıyım. Toplumsal olarak belirli kültürel alışkanlıklarımız var. Pandemi sürecinde tedbir almaya uygun bir millet değiliz. Aslında facefood ile uğraşıyorum ama hazır gıda ürünlerini dışarıdan alıp kullanmıyoruz.Kendi etimiz, kendi ketçabımız, kendi mayoneze ve acı soslarını üreten bir esnafım. Çiğköfte satıyorum ama kendi çiğköftesini yoğuran, kendi turşusunu ve sirkesini üreten bir esnafım. Français firması ya da bir yerin bayiliğini yapmıyorum. Üretip ortaya koyan bir esnafım, bunun dışında olanları esnaf olarak görmüyorum. Eti, ekmeği veya diğer ürünleri farklı farklı yerlerden temin eden ve satma usulüne göre çalışanların benim gözümde üretkenlikleri yok. Üreten benim, o halde esnaf benim.Kimisi hizmet üretir, kimisi mal üretir ama gerçek anlamda katma değeri esnaf üretir. Ortaya bir ürün koyar esnaf. Ben kendisini tarlası olup domates üreten biri olarak görüyorum. Mandırası olup hayvan çoğaltan biri olarak görüyorum. Bir marketten hazır hamburgeri, hazır ketçabı alıpsatan bir bayi değilim. Bunları gerçek anlamda alıp ürettiğim için kendimi esnaf olarak görüyorum” dedi.

“HAZIR GIDA İŞLETMESİ AÇMAK ÇOK KOLAY OLMAMALI”

Hazır gıda ürünleri imalatı ve satışı yapılan işletmelerin görevli kurumlarca daha fazla denetlenmesi gerektiğini savunan Şentürk, kendisine ait imalathaneden,işletmesine, buradan da müşteriye sunulmasına kadar ki süreci anlatarak, “Günümüzde en kolay yolla başvurulan ve yapılmak istenen iş gıda. Çiğköfteci açmak için artık çok kolay bir yolla hemen herkes açabiliyor. Maalesef gıda üzerine işletme açmak isteyenlere gerekli belge ve yetkinlik istenmiyor. Bu anlamda hatalı olduğunu düşündüğüm kuruluşlar var, örneğin Belediyeler sadece emlakla, atıksu, tabela gibi gelir gider vergisi ile ilgilendiği için gerekli işlemlerden yoksun kalabiliyor. İşin sırrı denetim yapmak değil, daha önce açtığım küçük bir işletmemde mutfak alanım oldukça küçüktü. Amacım en çok güvendiğim alan olan kendi evimde gıdalarımı yapmak istedi. Denetim için gelen görevliler bunu kabul etmedi, ancak oldukça küçük olan dükkanımda imalat yapmak, gıdalarımı bu dar alanda yapmak zor olduğunu ifade etsem de kabul edilmedi. Gerekçe de hijyen koşullarına uygunluk için işletmenizde hazır gıdaları üretin demeleri oldu. İnsanın en çok güvenebileceği alan kendi evidir. İnsanların sürekli gelip gittiği işletmemizde dar bir alan olmasında rağmen dinletmek zor oldu. Ancak şimdi daha geniş bir alana sahibim, imalat noktası oluşturdum. Hamburger köftemi, et olarak karkas halinde bunu temin ederek, kemikleri ayırıp, kendi makinelerimde kıyma haline getirip, hamburger kalıbıyla, şok dolabı içine koyduktan sonra haftanın bir günü et ve tavuk hamburgeri hazırlamış oluyorum. Soğuk zinciri bozmadan bu işlem gerçekleşiyor. Kullanacağım kadar bu köfteleri bu imalatımda hazırlıyorum. Acı sosları, turşularımı, mayonez ve ketçabı burada üretiyorumsirke, salça temel gıda ürünlerini de bu imalathanede üretiyorum. Maalesef herkesin bu imkanı bulunmuyor” diye konuştu.

“ALDIĞIM BAHARATLARIN ANALİZ RAPORLARINI DAHİ İSTİYORUM”

Hazır gıda olarak çiğ köfte, hamburger ve köfte gibi gıda satışı sunan Şentürk,kullandığı malzemelerin temini konusunda oldukça titiz bir çalışma içinde olmaya çalıştığını kaydederek, “Çiğköfte üzerine toplumumuzda yanlış bir algı da söz konusu özelikle çiğköfte üreten yerlerin isim yapması dolayısıyla, Adıyaman veya Şanlıurfalı olması gerektiğine dair bir düşünce hakim. Halbuki bu işin en tepesinde yer alan isimler, Samsun, İzmir ve İstanbullu aslında. Bu iş yapanın işi, kim yaparsa onun olmalı.  Sattığım çiğköfte ile şu an hali hazırda zincir olarak her yerde bulunan çiğköfte işletmeleri arasında fark olduğunu düşünüyorum. İkimiz de bulgur satıyoruz ama farklı olduğunu düşünüyorum, önemli olan devletin verdiği kurallarla kimlerin uyduğu. Örneğin ben standartlarda tuz ne kadar kullanılacak bunu bile dikkat ediyorum. Kullanılacak baharat oranlarının ne kadar olması gerektiğine dahi dikkat ediyoruz. Ürünlerin lisanslı olması önemli, aldığım her çuval baharatın bir analiz raporunu bana yollanıyor. Bakteri ve kül değerleri, üretim tarihi, tarladan çıkış tarihi ve paketlenmesine kadar önemli olan kontrollere dikkat etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bu ürünler de maliyetli olmuş oluyor. Ne olduğunu bilmediğiniz yerlerde kamyonlara küreklerle gıda atılıyor, bazı skandallara imza atıyorlar. Vatandaşlara küfür eden çiğköfteci olayı da var. Bu sayede popülizm yaratmaya çalışıyorlar Müşteri Osmanlı kültüründe velinimettir” ifadelerini kullandı.

“ÖĞRENCİLER HAZIR GIDA YERİNE EVLERİNDE YEMEK YEMEĞİ TERCİH EDİYOR”

Ramazan ayı dolayısıyla paket servis olarak hizmetlerine devam ettiklerini ifade eden Şentürk, okulların kapalı olmasının da işlerini olumsuz etkilediğini belirterek, “Devlet ekonomik olarak geri kalmak istemez, pandemi tedbirleri mecburenalınıyor. Kendine yetemeyen her bir vatandaşın sorumluluğu devletin üstünedir. Virüsün mutasyona uğraması daha fazla salgının yayılmasına neden oluyor. Hala sokaklarımızda birbirine sarılan insanlar var.Bizlerin işleri geçen sürede daha da azaldı. Ortalama ciromuz geçen iki aylık sürede yüzde 10 daha da azaldı. İnsanların sürekli dışarıda olmaları salgının artmasında etkin görülmezsen, biz hazır gıda işi yapanlardan kaynaklandığını ifade eden bir kesim var. Öğrenciler buradan al götür olarak köfte alıyor ama bir kısmı artık evlerinden yemek yemeği tercih ediyor. Ekonomik olarak da gelirlerin azalması nedeniyle öğrencilerin yemek yeme alışkanlığında değişiklik yarattı. Kendi evlerimizde yemek alıp yemek tercih ediliyor.Ramazan dolayısıyla iftara kadar yoğunluk yaşıyoruz sahura kadar durgun işlerimiz. Teravih namazı vaktinde eve gidiyorum. İşlerimiz maalesef durgun bazen paket servis yapıyoruz. Polis, memur gibi çalışanlarımıza genel olarak yemek götürüyoruz. Ramazan ayında herkesin evinde yemek istiyor. Şu an tek istediğimiz şey elektrik borçlarımızda KDV oranlarının kaldırılmasını istiyorum” dedi.