Mersin’de 10 yıldır bağlama dersleri veren Kamber Yılmaz, bağlama dersleri sayesinde öğrencilerin bir süre teknolojik aygıtlardan uzak kalarak sahip oldukları başarı ve sosyalleşmeye dikkat çekiyor. Yılmaz, “Müzik ruhun gıdasıdır, çocukların ufku açılıyor. Anne babaların buraya en fazla gelme sebepleri çocuklarını teknolojik aletlerden korumaya çalışmak. Öğrenciler bağlama çaldıkları zaman şair olma ruhları gelişiyor. Fikirleri daha pozitif olmaya dönüyor ve ileriye dönük, kendilerini burada bağlama çalarak geliştirmiş oluyorlar” dedi.
Haber – Barış Köksal
Bağlama, kültürümüzün önemli değerlerinden biri. Her yaş grubunun ilgisini çeken bu enstrüman, Anadolu’da her türküye arkadaş olmuş, acıya da sevince de ortak olarak geçmişten günümüze gelmeye devam eden önemli bir telli çalgı olmuştur. Mersin Çarşı’da dededen kalma bir meslek olan bağlama imalatında bağlama dersleri veren Kamber Yılmaz, enstrümanın özellikle çocuklar üzerinde yarattığı olumlu etkilere dikkat çekiyor. Bağlama öğrencisi 9 yaşındaki Kayranur Saçıkara, annesi Ayşe Saçıkara ile beraber geldiği bağlama kursunda yaşadıkları deneyimleri gazetemize anlattı.
YILMAZ: “BAĞLAMA ÇALAN ÖĞRENCİLERİN ŞAİR OLMA RUHLARI GELİŞİYOR”
Bağlama dersleri ile çocukların ileriye dönük daha pozitif oldukları ve iletişim kurmada özgüven sahibi olduklarının önemine işaret eden bağlama öğretmeni Kamber Yılmaz, “10 yıldır Mersin’de bağlama dersleri veriyorum. Bağlama imalatçılığı dededenkalma bir meslek. Maalesef pandemi ortaya çıktığından beri bizlere bağlama eğitimi için gelen öğrencilerin sayısı azaldı. Hedefimiz aslında çocuklara bağlama dersleri vermekten ziyade onları tabletten, bilgisayardan ve cep telefonlarından uzaklaştırmak. Birebir dersler veriyoruz şimdi ancak pandemi sebebiyle gruplar halinde dersler veremiyoruz. Grup çalışmalarında öğrencilerimiz daha fazla eğleniyorlardı, daha fazla sosyalleşiyorlardı. Öğrenciler bağlama çaldıkları zaman şair olma ruhları gelişiyor. Fikirleri daha pozitif olmaya dönüyor ve ileriye dönük, kendilerini burada bağlama çalarak geliştirmiş oluyorlar. Kendilerini savunan, iletişim kurabilen bir kişiliğe de sahip oluyorlar. Bunu hemen fark edemiyoruz, 6 ay sonra bunu görmüş oluyoruz. Kayra öğrencim daha yolun başında, öğrenci olarak hangi seviyede bunu zamanla eğitim aldıkça görüyoruz. Kayra artık ilk aşamayı geçti ve bağlamayı çalabiliyor. Bazı eserleri yavaşça kulağa gelmeye başladı. Kayra bağlama eğitimine bağlamadan önce sınıf arkadaşı Atalay vardı ona da eğitim veriyordum, o kendisini göstermeye başlayınca Kayra gibi eğitimleri devam ediyor. Kayra başarılı biri kendisini çok seviyorum” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZA GÜVEN DUYMAK GEREKİR”
Pandemi nedeniyle gerçekleştiremedikleri grup bağlama eğitimlerinin daha fazla sosyalleşme sağladığı, her yaş grubunun bireysel olarak bağlama eğitimleri alabileceklerini ifade eden Yılmaz, “Gruplar halinde verdiğimiz eğitimler daha keyifli bir konsepte sahipti, öğrencilerimizin daha aktif bir şekilde kendini kanıtlaması için kendi aralarında eşleştirme sağlayarak, bağlama çalıp eser okuma, küçük yarışmalar gibi her türlü aktiviteler yapıyorduk. Çocuklara güven duymak gerekir bunu bilerek yaklaşıyoruz onlara. Onlara daha fazla sorumluluk vermeye çalışıyoruz, bakış açıları verdiğimiz eğitimlerle gelişiyor. Örneğin öğrencilerimizin yaş grupları arasında bağlama çalmayı puanlandırıp kendi aralarında birbirlerinin eksikliklerini ve artılarını görme fırsatı yaratıyoruz. Bazı öğrencilerimizi de okulda eğitim veren öğretmenleri bizlere yönlendiriyor. Öğrenciler kendi aralarında güzel bir diyalog kuruyorlar. Bizler her yaş grubunda öğrencilere bağlama kurs eğitimi veriyoruz.Kayra daha çok küçük ve önünde uzun bir zaman var” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIN TABLET VE TELEFON KÖLESİ OLMAMASI İÇİN BU KURSLAR ÖNEMLİ”
Öğrencilerin bağlama sayesinde zamanlarını daha faydalı değerlendiklerini, tablet ve telefon gibi uzun süre maruz kaldıkları teknolojik ürünlerden uzak kalmalarının önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bizim her şeyden önce burada öğrencilerin iyi arkadaşlık kurabileceği bir ortam hazırlıyoruz, güzel bir arkadaş edinmeleri bizim için daha önemli. Buraya eğitim almak için gelenlerin birinci sınıfı bitirmiş olması gerekiyor.Öğrencilerimiz kendi notaları da yazıyor, grup eğitimlerimizde 8 ve 11 yaş grupları gibi bir sınıflandırma yapıyoruz. Pandemi öncesi 40’a yakın öğrencimiz vardır ama şimdi 20 civarında öğrencimiz var. Pandemi maalesef bizleri 5 yıl geriye götürdü. Bizler pandemi öncesi iyi durumdaydık daha önce ürün tedarik ederdik ancak şimdi alamıyoruz. Ürün almak zorundayım ancak bu şartlarda zor görünüyor. Burada hem imalat hem de eğitim yapılıyor. Sadece bağlama değil diğer enstrümanların tamiri de yapılıyor. Bağlama üretiyoruz ama bunun dışında bulunanlar ithal olduğu için alamıyoruz. Vatandaş alamıyor çünkü önce evleri idare etmek zorundalar. Müzik ruhun gıdasıdır, çocukların ufku açılıyor. Anne babaların buraya en fazla gelme sebepleri çocuklarını teknolojik aletlerden korumaya çalışmak. Buraya gelen çocukların bu alışkanlıkları yarı yarıya azalıyor. Gün içerisinde öğrenciler kalan zamanlarını bağlama öğrensinler diye bir çaba içerindeyiz. Çocukların tablet ve telefonların kölesi olmaması için bu kurslara gitmesi çok önemli ve faydalı” şeklinde konuştu.
KAYRANUR SAÇIKARA: “İLERDE KONSERLERE ÇIKMAK İSTİYORUM”
Kamber Yılmaz’ın öğrencilerinden biri olan Kayranur Saçıkara, bir televizyon dizisinden etkilenerek başladığı bağlama eğitiminden bahsederek, “9 yaşındayım, Zeki Sabah İlkokulu’nda 4. Sınıf öğrencisiyim. Buraya bağlama dersleri almak için geliyorum. 2 aydır bağlama dersleri alıyorum. Gönül Dağı isimli bir televizyonda dizi var, annem ve ben bu diziyi izlemeyi çok seviyoruz. Dizide Asuman hep bağlama çalıyor ve annem de çok seviyor onu. Annem de benim bağlama öğrenmemi bu diziyi izledikten sonra çok istiyordu ve beni Kamer öğretmenime getirdi. İlk zamanlar bağlama dersleri görmek istemiyordum ama daha sonra öğrenmek istedim. Okulda Ateş adında bir arkadaşım var, o beni ikna etti annemin de isteğiyle 2 aydır bağlama dersleri alıyorum. Bağlamayı artık elime alıyor ve birkaç türküyü kendim çalabiliyorum. Mesela,odam kireç tutmuyor, bilmem şu feleğin ve şafak türküsünü çalabiliyorum. Bundan sonra bağlama kursuna devam edeceğim. Belki konserlere de çıkarım, ilerde şarkılar da söyleyip bağlama çalmak istiyorum” dedi.
AYŞE SAÇIKARA: “KAYRA’NIN BURADA OLMASI BENİ MUTLU EDİYOR”
Kaynanur’un annesi Ayşe Saçıkara, her anne ve babanın çocuklarını müzikle buluşturmaları gerektiğini belirterek, “Kızım Kayra’nın hikayesi Gönül Dağı isimli televizyon dizisi ile başladı. Bağlama çalmak benim küçüklükten beri kurduğum bir hayaldi, kızım da bağlama çalmaya heveslendi. Kursa başladığı ilk hafta biraz zorlandı ama isteyerek ve severek geliyor. Hocasını da çok seviyor, ortamı da çok güzel. Kızımın burada olmasından dolayı mutluyum. Ben 17 yaşında başladım bağlama çalmaya ama sazım kırılınca devam edemedim. Bağlama alma imkanım da olmayınca içimde bir ukde olarak kaldı ben de Kayra’yı bağlama çalmaya yönelttim. Müzik çok güzel ve ben de çok severim, anne ve babalar bu tip kurslara çocuklarını yöneltmeliler. Kayra kursa başladıktan sonra daha iyi oldu, odasında çalınca beni de mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.