Mersin Kent Konseyi Kadın ve Siyaset Komisyonu, Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilen İstanbul Sözleşmesine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Mersin Kent Konseyi Kadın ve Siyaset Komisyonu sözcüsü İlksen Sorguç Dinçer, “İktidar kadına karşı şiddet ile değil, kadınların, kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaya yönelik, ısrarlı bir politika izliyor. Kazanılmış haklarımızdan ve mücadeleden kesinlikle vazgeçmiyoruz” dedi.
Haber – Barış Köksal
Mersin Kent Konseyi Kadın ve Siyaset Komisyonu, kent konseyi binasında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedilen İstanbul Sözleşmesi dolayısıyla basın açıklaması düzenledi. Konsey üyelerinin de katıldığı basın açıklamasında, verilen kararın Anayasaya aykırı olduğu vurgulanırken, kazanılan haklardan vazgeçilmeyeceği ifade edildi.
“KARAR, DEMOKRASİNİN TASFİYESİ ANLAMINA GELİR”
“İstanbul Sözleşmesi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı kararı yok hükmündedir, sözleşme yürürlüktedir. Milletin Meclisi’nin bir çekimser, oybirliği ile kabul ettiği bir sözleşmeden bir kişinin iradesi ile çıkılamaz” diyen Mersin Kent Konseyi Kadın ve Siyaset Komisyonu sözcüsü İlksen Sorguç Dinçer, İstanbul Sözleşmesinden çekilmenin Anayasaya aykırı olduğunu savunarak, “Gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine karar verildiği açıklandı. Milletin iradesiyle Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çıkılamaz. Meclis’in iradesi tek kişiye devredilemez. Mecliste yasa ile kabul edilen ve Anayasa’nın 90. Maddesinden güç alarak bu sözleşmeden bir Cumhurbaşkanı kararıyla çekilmek Anayasaya açık aykırılıktır. Anayasanın 104. Maddesi gereğince, temel hak ve özgürlükler konusunda bir kararname düzenlenemeyeceği için, bu çekilme kararı yok hükmündedir. Böylesi bir girişim, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi tüm uluslararası sözleşmelerin ve bu sözleşmelerle güvence altına alınan temel insan haklarının tek kişinin keyfine bırakılması anlamına gelmektedir. Daha da vahimi, hukuk devletinin tamamen ortadan kaldırılması, Meclis’in ve demokrasinin tamamen tasfiyesi anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ SEÇİMLERE MALZEME EDİLDİ”
İstanbul Sözleşmesi ve mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini belirten Dinçer, “On yıl önce İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olan Türkiye’nin, o gün hükümette olup sözleşmeye imza atmakla övünen iktidar partisi, bugün kadınlara vermiş olduğu şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünü yerine getirmekten vazgeçtiğini tüm dünyaya ilan ediyor. Başta eşit yurttaşlık hakkı olmak üzere, kadınların insan haklarını tanımadığını, kadına karşı şiddetle mücadele etmeyeceğini, kadınların insan onurunu gözetmeyeceğini söylüyor. Seçimler için pazarlık malzemesi yaptığınız İstanbul Sözleşmesi’nden de mücadeleden de vazgeçmiyoruz. İktidar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve cins kırıma varan kadın cinayetleriyle mücadelede hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması yönünde toplumsal desteğe sahip değil. Metropol Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin Nabzı 2020 Temmuz ayı araştırmasına göre İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini onaylamayanların oranı yüzde 63.9, fikri olmayanların oranı yüzde 19; Sözleşme’den çıkılmasını açıkça isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 17 idi. Kadın hareketinin mücadelesi ile bu oran bir ay sonra yüzde 7’ye düştü. Küçücük oy oranlarına bile muhtaç duruma gelen ve bir avuç marjinalin istemiyle hareket eden iktidar, geçen aylarda Saadet Partisi ile yaptığı görüşmelerde İstanbul Sözleşmesi’ni siyasi pazarlık konusu yaptı. Kadın STK’lar, geçen yıllar içinde, iktidara, İstanbul Sözleşme’den doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadın cinayetlerinin politik olduğunu, İstanbul Sözleşmesini uygula söylemlerini dile getirdi. Bugün geldiğimiz noktada, kadına yönelik şiddetin politik olduğu tamamen ortaya çıktı. İktidar, kadına karşı şiddet ile değil, kadınların, kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaya yönelik, ısrarlı bir politika izliyor. Kazanılmış haklarımızdan ve mücadeleden kesinlikle vazgeçmiyoruz” şeklinde konuştu.