Konuya ilişkin internet sitemize açıklamalarda bulunan Mersin Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Sabahat Aslan, yaşananların bir tesadüf olmadığını belirterek, “Gözne halkı mermer ocağı istemiyor. Bu çok net ve açık bir iradedir. Buna rağmen yeni bir mermer ocağının dayatılmasını kabul etmemiz mümkün değildir” dedi.
Aslan, Gözne’de halihazırda faaliyet gösteren taşocağının yarattığı sorunların hala çözülmediğine dikkat çekerek, ikinci bir maden sahasının açılmasının bölgeyi geri dönülmez biçimde tahrip edeceğini vurguladı. Toz, gürültü, patlatmalar ve ağır tonajlı araçların hem insan sağlığını hem de doğayı tehdit ettiğini ifade eden Aslan, “Bu bölgede yaşayan insanlar yıllardır taşocağının olumsuz etkileriyle mücadele ediyor. Şimdi bir de mermer ocağı eklenmek isteniyor. Bu, Gözne halkının yaşam hakkının hiçe sayılmasıdır” diye konuştu.

ÇED sürecinin amacının, projelerin çevreye ve topluma etkilerinin şeffaf biçimde tartışılması olduğunu hatırlatan Aslan, toplantının yapılamamasının sorumlusunun halk olmadığını söyledi. Aslan, “ÇED toplantısı halkın katılımı için yapılır. Ancak burada halkın itirazları duyulmak istenmedi. İnsanlar doğasına, suyuna, toprağına sahip çıkmak için sesini yükseltti. Bu son derece meşru ve haklı bir tepkidir” ifadelerini kullandı.
"Mermer Ocağı Demek Kirlilik Demektir"
Gözne’nin yalnızca bir yerleşim alanı değil, aynı zamanda önemli bir doğal ve kültürel yaşam alanı olduğunu vurgulayan Aslan, mermer ocağının su kaynaklarına, ormanlık alanlara ve tarım faaliyetlerine ciddi zararlar vereceğini söyledi. Aslan, “Gözne halkının geçim kaynakları tarım, hayvancılık ve doğayla uyumlu yaşamdır. Mermer ocağı demek; suyun kirlenmesi, toprağın verimsizleşmesi, ormanın yok edilmesi demektir. Bu tahribatın telafisi yoktur” şeklinde konuştu.
"Gözne Halkı Mermer Ocağı İstemiyor"
Bölge halkının endişelerinin görmezden gelinmesini eleştiren Aslan, yetkililere çağrıda bulunarak, “Gözne halkı istemiyor. Çevreciler istemiyor. Bilimsel gerçekler bu tür projelerin doğaya zarar verdiğini söylüyor. Buna rağmen ısrar edilmesi kabul edilemez. Yetkililer bu projeden derhal vazgeçmelidir. Çevre mücadelemiz sadece Gözne için değil, tüm bölge için önemlidir. Bugün Gözne’de bir mermer ocağına izin verilirse, yarın başka bir köyde, başka bir yaylada benzer projelerle karşılaşırız. Bu yüzden burada verilen mücadele hepimizin mücadelesidir” ifadelerini kullandı.
ÇED toplantısının yapılamamasıyla birlikte süreç şimdilik askıya alınmış görünse de, Gözne’de çevre mücadelesinin önümüzdeki günlerde de gündemde kalması bekleniyor. Çevre örgütleri ve bölge halkı, mermer ocağına karşı hukuki ve demokratik tüm yolları kullanacaklarını ifade ediyor.

Mermer Ocağında Neler Yapılacak?
Doğakan Madencilik tarafından yapılmak istenen proje kapsamında yılda 3 bin 600 metreküp blok mermer üretilecek olup yılda 116 bin 400 metreküp pasa meydana gelecek. Kırma eleme tesisinden ise pasa meydana gelmeyecek, besleme miktarının yaklaşık yüzde 10 'u kadar bypass malzemesi meydana gelecek. Bypass malzemesi, saha içi yolların düzeltilmesinde kullanılmak üzere veya talep olması durumunda satışa sunulmak üzere cevher stok alanında depolanacak. Mevcut durumda kalker ocağında gevşetme patlatması yapılarak açık işletme yöntemi ile üretim yapılırken, planlanan artış sonrasında da gevşetme patlatması yapılarak açık işletme yöntemi ile üretim yapılacak. 76 bin 585 hektarlık alandaki proje kapsamında gerek kalker gerekse mermer üretiminde öncelikle bitkisel toprak sıyrılacak daha sonra üretim çalışmaları yapılacak. Bitkisel toprak, arazinin rehabilitasyonu sırasında kullanılmak üzere depolanacak. Kalker üretim aşamasında açık işletme yönteminde, cevherin zeminden iş makineleri ile doğrudan alımının mümkün olmadığı hallerde ise gevşetme amaçlı patlatma işlemi ile cevher zonu gevşetilecek ve yine iş makineleri aracılığı ile sökülecek. Patlatma sonucu gevşeyen malzeme ekskavatör yardımıyla kamyonlara yüklenecek.
Kamyonlara yüklenen kalker cevheri doğrudan kırma eleme tesisine götürülecek. Mermer üretiminde ise bitkisel toprağın sıyrılarak alınmasından sonra mermer cevherinin üzerinde yer alan 10-40 metre kalınlığındaki kırıklı çatlaklı yapıdakı malzeme (pasa), gerekmesi durumunda yüzey patlatması yapılarak alınacak ve kırma eleme tesisinde işlem gördükten sonra mıcır olarak satışa sunulacak.
Proje alanı, Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100 bin Ölçekli Onaylı Çevre Düzeni Planına göre "Orman Alanı ile "Tarım Arazisi kapsamında kalırken, Tapu Kadastro Parsel Sorgu Uygulaması verilerine göre ise orman arazisi, çalılık ve tarla vasıflı arazilerden oluşmakta. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Sorgu Uygulaması verilerine göre; proje alanının yaklaşık yüzde 93,55'i, orman arazisinden oluşmakta. Geri kalan yaklaşık yüzde 6,45'lik kısım ise tarla vasıflı şahıs arazisi, çalılık ve tapulama harici alandan oluşmakta.
Mevcut ÇED Alanı içerisinde yer alan şahıs arazilerinden 2433 numaralı parsel faaliyet sahibine aitken, 45 kişinin istihdam edileceği projede çalışmalar, yılda 12 ay, ayda 25 gün ve günde 8 saat tek vardiya olarak yapılacak.




