“Okul Masrafları Velilerin Sırtına Yıkılmamalıdır”
2025-26 eğitim-öğretim yılı yaklaşırken, öğrenciler ve veliler artan okul ve kırtasiye masraflarıyla karşı karşıya kaldı. Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, Mersin Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptığı basın açıklamasında, “Okul ve kırtasiye masrafları velilerin sırtına yıkılmamalıdır” dedi.
Sümbül, derinleşen ekonomik kriz, hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonun eğitim harcamalarını katladığını belirterek, “Kayıt ücretleri, zorunlu bağış uygulamaları, okul kıyafetleri, servis ücretleri ve kırtasiye ürünlerine gelen zamlar, dar ve orta gelirli ailelerin bütçesinde büyük yükler yaratmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Çantanın Bedeli 5.800 TL’yi Buldu”
Velilerin en büyük kaygısının çocuklarının okul çantasını doldurabilmek olduğunu vurgulayan Sümbül, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz yıl zaten yüksek olan kırtasiye fiyatları bu yıl da yüzde 60’ın üzerinde artmıştır. Defterden kaleme, boyadan çantaya kadar her kalem ürün aile bütçesini zorlarken, ilkokul seviyesindeki bir öğrencinin çantası ortalama 2.800–3.800 liraya, ortaokul ve lise seviyesindeki bir öğrencinin çantası ise 4.000–5.800 liraya mal olmaktadır.”
Sümbül, çocuğun eğitim kademesi yükseldikçe masrafların daha da arttığını belirterek, “Bu tablo, dar gelirli ailelerin çocukları açısından eğitimdeki eşitsizlikleri derinleştirmektedir” dedi.
“Eğitim Masrafları Gelirin Beşte Birine Denk Geliyor”
Kırtasiye sepeti karşılaştırmalarının yıllar içindeki artışı gözler önüne serdiğini söyleyen Sümbül, “TÜİK verilerine göre resmi enflasyon 2024 Ağustos’unda yüzde 51,97 iken 2025 Ağustos’unda yüzde 33’e gerilemiştir. Ancak eğitim masraflarındaki ortalama artış yüzde 60’ın üzerindedir” dedi.
Sümbül, özellikle birden fazla çocuğu olan ailelerin yükünün katlandığını vurguladı: “Asgari ücretli bir aile için yalnızca bir öğrencinin kırtasiye masrafı aylık gelirinin yüzde 15-20’sine denk gelmektedir. Üstelik bu hesaba okul servisi, yemek ve kıyafet gibi ek giderler dahil değildir. Veliler ya borçlanmakta ya da temel ihtiyaçlarından feragat etmek zorunda kalmaktadır.”
“Devlet Kamusal Sorumluluğunu Yerine Getirmeli”
Eğitimde yaşanan sorunların yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda politik olduğuna dikkat çeken Sümbül, “Eğer devlet kamusal bir sorumluluk üstlenmez, öğrencilere ücretsiz veya destekli kırtasiye sağlamazsa düşük gelirli ailelerin çocukları okula eksik malzemelerle gitmek zorunda kalacaktır. Bu durum onların eğitim sürecinde geri kalmalarına neden olacaktır” diye konuştu.
Sümbül, eğitimin bir hak olduğunun altını çizerek, “Eğitim, her çocuğun anayasal hakkıdır ve bu hak hiçbir koşulda velilerin ekonomik gücüne bağlı hale getirilemez. Devletin görevi bu hakkı sadece kağıt üzerinde tanımak değil, gerçek yaşamda da güvence altına almaktır” dedi.
“Eğitim Piyasaya Teslim Edilemez”
Sümbül, yıllardır uygulanan politikaların okulları ticarethaneye dönüştürdüğünü belirterek, “Eğitim ticari bir faaliyet değil, toplumsal bir hizmettir. Eğitim, hiçbir biçimde piyasa kurallarına terk edilemeyecek kadar temel ve yaşamsal bir haktır” ifadelerini kullandı.
“Kamusal eğitim anlayışı esas alınmalı, devlet tüm yurttaşlara eşit, ücretsiz ve nitelikli eğitim sunma sorumluluğunu yerine getirmelidir” diyen Sümbül, ancak bu şekilde fırsat eşitsizliğinin ortadan kaldırılabileceğini söyledi.
“Eğitim Bütçesi En Az İki Katına Çıkarılmalıdır”
Mevcut bütçenin yetersiz olduğunu dile getiren Sümbül, “Kaynak yetersizliği nedeniyle birçok okul, velilerden ‘bağış’ adı altında para toplamaya zorlanmaktadır. Eğitim hakkı, velilerin maddi katkılarına değil, devletin bütçeden ayırdığı kaynağa dayanmalıdır” dedi.
Eğitim bütçesinin artırılması çağrısı yapan Sümbül, “Bunun için eğitim bütçesi acilen en az iki kat artırılmalı, her okulun ihtiyacına uygun ödenek sağlanmalı ve bağış uygulamaları kesin biçimde yasaklanmalıdır. Ancak bu şekilde velilerin sırtına yıkılan ekonomik yük hafifletilebilir” diye konuştu.
“Toplumsal Bir Sorumluluk”
Sümbül son olarak, “Kamusal eğitimin güçlendirilmesi, velilerin üzerindeki ekonomik yükün hafifletilmesi açısından hayati önemdedir. Eğitime yeterli kaynak ayırmak yalnızca bir eğitim politikası değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur” dedi.