Çiftin ilk çocukları Muhammed Furkan, evde doğumun ardından kontrolleri için Bismil Devlet Hastanesi’ne, sonrasında da Diyarbakır’daki Dağkapı Çocuk Hastanesine sevk edilmişti. Mehmet Aslan, o günleri şöyle anlattı: “17’inci günün sabahı beni arayıp ‘başınız sağ olsun’ dediler. Bu süreçte hiçbir hakkımız verilmedi; anne sütü vermemize izin vermediler, bebeği görmemize bile.”
Anne Fatma Aslan ise ilk başlarda hissettiği garipliğin zamanla netleştiğini ifade ediyor: “Bebeğin cenazesini kutu içinde teslim ettiler. Bir anne ciğeri her zaman hisseder, ama bu sefer ölü hissetmedim. İçimde hep ‘o yaşıyor’ duygusu hep vardı.” Çift, yıllarca süren şüpheyi 3 yıl önce savcılığa taşımış, geçen Kasım’da DNA örnekleri alınarak süreç hız kazanmıştı.
Alınan sonuçlar çiftin iç dünyasını daha da sarstı: DNA eşleşmesi olmadı. Fatma Anne, “Yüzde yüz eminim; oğlum yaşıyor ve başka bir ailede. Tüm yetkililere sesleniyorum: Oğlumu biran önce bulsunlar, yaşasın ya da yaşamasın hakkımızı istiyoruz” diyerek duygularını dile getirdi.
Olayla ilgili hukuki süreci yürüten Avukat Zeki Oran da, çiftin 3 yıl önce başlattığı süreçle adalet arayışının devam ettiğini belirtti. Bu acı dolu, 17 yıllık bekleyiş artık toplumun da ortak vicdan meselesi haline geldi.