Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri'deki Marmara Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Özgür Özel, "Dünkü konuşmalardan sonra gerçekten Bahçeli açısından şunu söylemek lazım. Takdir etmek lazım. Grubuyla gurur duyması lazım. İp attığında da aynı şeyde ayağa kalkıp alkışlıyorlar. 'Adaya ben gideceğim' deyince de alkışlıyorlar. Yani işin o boyutuna benim söyleyecek bir sözüm yok. Çünkü hep aynı şeye ayağa kalkmıyorlar. Ama hep ayağa kalkıyorlar. Dün söylediklerinin hepsini Erdoğan'a söyledi. Ben bugün baktım cevabını görmedim. Tayyip Bey ne 'ada' diyor, ne 'İmralı' diyor, ne başka bir şey diyor. Bir süreç yürüyecek, bu sürecin içinde derenin derinliğini MHP'ye ölçtürecek. Kendi hem bu sürecin çözümünden menfaat bekleyecek, hem de bırak elini taşın altına sokmayı tamamen kendisini buradan kenara çekecek geçmişte olduğu gibi. 'Oslo görüşmelerini devlet yapıyordu, duble yolları AK Parti.' Öyle mi? Böyle konforlu bir siyaset alanı bitti Tayyip Bey'in. Bilsin. Öyle Oslo görüşmelerini devletimizin yapıp, duble yolları AK Parti'nin yaptığı konfor alanından çıktık artık. Sorumluluk alacak, bu ülkeyi yönetiyorsa sorumluluk alacak. 'Ben bu dereyi geçeceğim ama önce MHP'liler bir girsin bakalım. Boğuyorsa derinliği onlar boğulsun, biz burada kuru duralım.' 'Herkes konuşsun, biz konuşmayalım. Sonra Cuma günü kapalı oturum yapalım, içeride konuşup bir şey yapalım. Bunu da millete göstermeyelim. Sonra da bir şeyler olsun, bu işin faydası bana olsun, hasarı müşterek olsun.' Hesap bu. Bunu millet görüyor. O yüzden ben Tayyip Bey'in cevabını, AK Parti'nin tutumunu bir göreyim. Ekrem Bey'le biz siyaset de konuşuyoruz, sohbet de ediyoruz, hasret de gideriyoruz. Tabii böyle bir konu olduğunda bu konuları da konuşuyoruz. Tespitlerimiz de ortak. Milletin Cumhuriyet Halk Partisi'nden beklentisi, size de daha önce söylemiştim: Bizim komisyona girmemiz doğrudur. Kalmamız doğrudur. Her türlü oyunu bozmamız doğrudur. Bundan sonra da arkadaşlarımızla, yetkili organlarımızla alacağımız kararları alındıktan sonra size duyuracağız" dedi.

'MORALLER GAYET YÜKSEK'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Geçen haftaki ziyaretimizde iddianamenin üzerinden daha 24 saat bile geçmemişti. Şimdi herkes iddianameyi okudu ve iddianameye büyük oranda hakim olarak, özellikle kendileriyle ilgili kısımlara hakim olan arkadaşlarımızla yaptığımız görüşme bu açıdan kıymetliydi. Birincisi şunu söyleyelim, başta Ekrem Başkan olarak, tüm arkadaşlarımız açısından verilemeyecek bir hesabımızın görülmesinden duydukları memnuniyeti ifade ediyoruz. Moraller gayet yüksek" dedi.

'SAVCI OLARAK BU DEDİKLERİNİN KANITLARINI BULACAKSINIZ'

Özgür Özel, "İddianame çıksın göreceksiniz, yargılanmayacağız, yargılayacağız bu iddianameyi’ demiştik. Şimdi iddianame çıktı. Arkadaşlarımız, avukatlar iddianameyi gördü. Sizler gördünüz. 19’u ile 23’ü arasında 4 gün boyunca Ekrem Başkan’a ve arkadaşlarımıza ‘Bir gizli tanık var. Bu gizli tanığın ifadeleri var. Teker teker söylediler. Meşe bunu söyledi ne diyeceksin?’ Cevapları hep şu, 'Kabul etmiyorum. Asla yok. İspatlanamaz. Kesinlikle reddediyorum.' Hayır, ben Meşe’ye inandım, sana inanmadım. Tutuklu kalacaksın’ Şimdi iddianamede Meşe yok arkadaşlar. İddianamede o gün ‘Meşe bunları dedi. 'Meşe süreç içinde 7'nci kata ters düşmüş, girişi yasaklanmış, 6'ncı katta intihara kalkışmış, bağırmış, çağırmış. Bakmışlar, 'Bu Meşe’yi hakim karşısına çıkarırsak zaptedemeyeceğim. Verdiğimiz taahhütle yetinmiyor, fazlasını istiyor, o oluyor, bu oluyor, psikolojiyi de bozdu. Meşe’yi çıkardık, biz bunu İlke yaptık. Savcılık değil miyiz? İster Meşe koyarım, ister Çınar koyarım, ister İlke koyarım.' Önce 3 tane odun koymuşlardı, sonra ‘Doğan, Şahin, Kartal’, üç hayvan çıktı. Şimdi Meşe’nin bütün dediklerini İlke’ye dedirtmişler. Arkadaşlar, bilgisayar oyunu oynamıyoruz. Bilgisayardaki bir karakterin ‘Bu öldü, isim değiştirdim, Bunu, buna yükledim’ diyemezsiniz. Sizin iddianız adalet önündeki sorumluluğunuz, gerçekte olan bir kişinin, gerçekte şahit olduğu bir mevzuyu, gerçeğe uygun beyanlarıyla ifade edip, yüzünü gizlediğiniz ki kanun izin veriyor, yüzünü bulandırdığınız, sesini değiştirdiğiniz şekilde söyleyip, Anayasa Mahkemesi de diyor ki ‘Sırf bunun demesiyle olmaz.’ Doğrusu o. Savcı olarak bu dediklerinin kanıtlarını bulacaksınız" ifadelerini kullandı.

'MAHKEMEDE SAVCI OYUNCU DEĞİŞTİREMEZ'

Özgür Özel, "Meşe’ye dünya kadar iftirayı attır. Sonra Meşe kafayı yesin. Meşe gidecek, Meşe’nin fonksiyonunu İlke’ye yükleyeceksin. Bu olmaz. Hani bir gerçek kişiydi, olayların şahidi buydu? Sadece yüzü gizliydi, adı gizliydi. Sen Meşe’yi aldın, koydun. Yerine getirdin. Artık Meşe yok, İlke var. ‘Bunu, bu söylüyor. Yok kardeşim olmaz. Hani bu gerçekten konuları bilen bir gerçek kişiydi, yüzü gizliydi. O gidince yerine oyuncu değişikliği olmaz. Basketbolda, futbolda, voleybolda, su topunda oyuncu değişir. Mahkemede savcı oyuncu değiştiremez. Çünkü oyun değil bu. Bu, insanların hayatı, bu, gerçeğin ta kendisi. Sen nasıl diyorsun, 'Tamam Meşe yok, yerine İlke var. İlke’yi getirdim' 19 Mart günü sen İlke diye birinden bahsettin mi? Yok. Meşe, Ladin, Çınar. Yoktu İlke. İlke’yi şimdi icat ettin. 19 Mart’ta Meşe’nin dediğini, İlke de deseydi, ‘Meşe öldü, gelmiyor. Ama İlke de demişti’ dersin. O gün Meşe vardı, gitti. Yerine İlke geldi. Oyuncu değiştiriyor savcılık. Yok böyle bir şey arkadaşlar. Ne Meşe’nin, ne İlke’nin söylediklerinin bir yerde bir tane kanıtı var" dedi.

'CANLI YAYIN İSTİYORUZ'

Özel, "İçerinin ortak talebidir. Bu artık hepimizin ortaklaştığı noktaya geldi. Canlı yayın istiyoruz. İsteyen her televizyonun canlı vereceği frekans istiyoruz. TRT’nin hiç olmazsa başka işlerle meşgul olmayacağı, kanalın tahsis edileceği ve yargılamanın TRT’den canlı izleneceği, o sırada bir münafıklığın yapılamayacağı bir kanal istiyoruz. Hiç olmazsa iddianame okunur, cevapları verilir televizyondan da. TRT’nin de o kanalı hiç olmazsa benim paramla, benim vergimle bana karşı haksızlık yapmak yerine bir canlı yayın gerçekleştirir. Bu açıdan Silivri’ye her zamanki gibi arkadaşlarımıza yüksek bir güven, büyük bir moral vermeye geldik. Moral vermeye geldik, moral bulduk. Hepsinin keyfi son derece yerinde. Şundan yerinde; Kendileri bir şey olmadığını biliyordu. Biz de biliyorduk. Hepimiz biliyorduk ama konusunun komşusunun, okuldaki çocuğunun yan sırasında oturanın ailesi ‘Ya demek ki var bir şey’ diyordu ya. Şimdi, ‘Yok bir şey’ diyor ya. Arkadaşlarımız bu iddianameyle, bu, rüşvettir, irtikaptır, odur, budur, bunlardan aklandı. Geri kalan o iftira çürütülür" şeklinde konuştu.

'AK PARTİ'NİN YAPTIĞI KONFOR ALANINDAN ÇIKTIK ARTIK'

Emine Erdoğan: "Kültürel miras savunuculuğu, hepimiz için bir misyon ve bir vefa borcudur"
Emine Erdoğan: "Kültürel miras savunuculuğu, hepimiz için bir misyon ve bir vefa borcudur"
İçeriği Görüntüle

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında İmralı’ya ziyarete ilişkin açıklamasının sorulmasına yönelik Özgür Özel, "Dünkü konuşmaları dinledim. Dünkü konuşmalardan sonra gerçekten Sayın Bahçeli açısından şunu söylemek lazım. Takdir etmek lazım. Grubuyla gurur duyması lazım. İp attığında da aynı şeyde ayağa kalkıp alkışlıyorlar. 'Adaya ben gideceğim' deyince de alkışlıyorlar. Yani işin o boyutuna benim söyleyecek bir sözüm yok. Çünkü hep aynı şeye ayağa kalkmıyorlar. Ama hep ayağa kalkıyorlar. Dün söylediklerinin hepsini Erdoğan’a söyledi. Ben bugün baktım cevabını görmedim. Tayyip Bey ne ‘ada’ diyor, ne ‘İmralı’ diyor, ne başka bir şey diyor. Bir süreç yürüyecek, bu sürecin içinde derenin derinliğini MHP’ye ölçtürecek. Kendi hem bu sürecin çözümünden menfaat bekleyecek, hem de bırak elini taşın altına sokmayı tamamen kendisini buradan kenara çekecek geçmişte olduğu gibi. ‘Oslo görüşmelerini devlet yapıyordu, duble yolları AK Parti’ Öyle mi? Böyle konforlu bir siyaset alanı bitti Tayyip Bey’in. Bilsin. Öyle Oslo görüşmelerini devletimizin yapıp, duble yolları AK Parti’nin yaptığı konfor alanından çıktık artık. Sorumluluk alacak, bu ülkeyi yönetiyorsa sorumluluk alacak. ‘Ben bu dereyi geçeceğim ama önce MHP’liler bir girsin bakalım. Boğuyorsa derinliği onlar boğulsun, biz burada kuru duralım.’ ‘Herkes konuşsun, biz konuşmayalım. Sonra cuma günü kapalı oturum yapalım, içeride konuşup bir şey yapalım. Bunu da millete göstermeyelim. Sonra da bir şeyler olsun, bu işin faydası bana olsun, hasarı müşterek olsun.’ Hesap bu. Bunu millet görüyor. O yüzden ben Tayyip Bey’in cevabını, AK Parti’nin tutumunu bir göreyim. Ekrem Bey’le biz siyaset de konuşuyoruz, sohbet de ediyoruz, hasret de gideriyoruz. Tabii böyle bir konu olduğunda bu konuları da konuşuyoruz. Tespitlerimiz de ortak. Milletin Cumhuriyet Halk Partisi’nden beklentisi, size de daha önce söylemiştim: Bizim komisyona girmemiz doğrudur. Kalmamız doğrudur. Her türlü oyunu bozmamız doğrudur. Bundan sonra da arkadaşlarımızla, yetkili organlarımızla alacağımız kararları alındıktan sonra size duyuracağız" dedi.

Kaynak: DHA