Mersin'in Silifke ilçesinde yer alan Cennet-Cehennem Obruğu, hem etkileyici jeolojik yapısıyla hem de mitolojik öyküleriyle Akdeniz turizminin gözde noktalarından biri olmaya devam ediyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan bu doğal oluşum, ziyaretçilerine tarih, doğa ve gizemi aynı anda sunuyor.
Söz konusu obruğa Türkiye’den ve dünyanın çeşitli yerlerinden birçok ziyaretçi geliyor. Gelen ziyaretçiler arasında sosyal medya gezginleri ve belgesel yönetmenleri de bulunuyor. Söz konusu obruğun M.Ö 330 yılına dayandığını aktaran ziyaretçiler, burada söz konusu tarihlerde Luviler’in yaşadığını belirterek, “Rahipler Krallığı ve onlar Helen etkisindeler. Helen etkisinde oldukları için de Helenlerin tanrılarına tapıyorlar. Bildiğimi ve mitolojide adı geçen Zeus, Athena, Ares, Pesidon falan. Sonra Alexander geliyor burayı kendine bağlıyor. Alexander buraya geldiğinde bu obruk yine var. Burası kutsal bir yer. O günkü Luviler için” ifadelerini kullandılar.
Mersin’de Mitolojinin Kalbi Atıyor
Bilinen tüm Anadolu yarım adasındaki tek Pan tapınağının Cennet Cehennem Obruğunda olduğunu vurgulayan ziyaretçiler, “İlginç olan ise dünyada daha Hristiyanlık yok. Daha İslam’ın dünyaya gelmesine 1000 yıl var. Şimdi böyle bir dönemde burası Pan tapınağı arkasından buraya Romalılar geliyor. Burayı Romanize ediyorlar. Ve Hristiyanlık geliyor. Fakat girişte bir tane şapel var. O şapel tarihi diye baktığımızda bin 500 yıllık şapelle buradaki tapınak arasındaki zaman farkı 600 ila 800 yıl. İstanbul’un fethi sadece 500 yıl geride. Bir dönem de kapodokya kralına buranın bir kısmı teslim ediliyor. Ve burası Kapodokya kralının kontrolüne geçiyor. Hakikatten Anadolu’nun neresine gidersek gidelim inanılmaz bir tarih var. Ama rahatlıkla şunu söyleyebilirim Mersin bölgesi belki de hepimizin bildiği gizlenmiş pırlantalardan bir tanesidir” şeklinde konuştu.
Mersin'de Doğayla Tarihin Buluşma Noktası: Cennet-Cehennem Obrukları
Cennet ve Cehennem Obrukları, Türkiye’nin en dikkat çekici doğa harikaları arasında yer alıyor. Akdeniz'in masmavi kıyılarına yalnızca birkaç kilometre uzaklıkta, ormanlık bir alanın ortasında yer alan bu iki çöküntü, doğanın gücünü gözler önüne seriyor. Yüz binlerce yıl süren kireçtaşı erozyonları sonucunda oluşan karstik yapılar, hem bilimsel hem turistik açıdan büyük öneme sahip.
Bu doğa harikası, özellikle yaz aylarında Mersin’i ziyaret eden turistlerin vazgeçilmez duraklarından biri haline geldi. Yüksek ziyaretçi potansiyeline sahip olan bölge, bölge ekonomisine de ciddi katkı sağlıyor. Gerek fotoğraf sanatçıları gerek doğa gezginleri gerekse kültür meraklıları için adeta bir cazibe merkezi.
Cennet Obruğu: Merdivenlerle Efsaneye Yolculuk
Cennet Obruğu, yaklaşık 250 metre çapında ve 70 metre derinliğinde devasa bir çöküntüdür. En dikkat çekici özelliği ise tabanına kadar inilebiliyor olmasıdır. Ziyaretçiler, 450 basamaktan oluşan taş merdivenleri kullanarak obruğun tabanına kadar ulaşabiliyor. Bu yolculuk, hem fiziksel hem de ruhsal bir deneyim sunuyor.
Obruğun tabanında yer alan küçük mağara kilisesi ise Hristiyanlık tarihine ilgi duyanlar için önemli bir yapıdır. 5. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen kilise, Meryem Ana’ya adanmıştır. Antik dönemlerden beri ibadet alanı olarak kullanıldığına inanılan bu mağara, aynı zamanda hac rotalarının da bir parçası olmuştur. Doğal serinliği, kuş sesleri ve yosun kaplı duvarlarıyla Cennet Obruğu, ziyaretçilere yalnızca bir doğa harikası değil, aynı zamanda ruhani bir deneyim sunuyor.
Cehennem Obruğu: Tanrıların Cezalandırdığı Karanlık Derinlik
Cehennem Obruğu, adını korkutucu derinliğinden ve mitolojik anlatılardan alır. Yaklaşık 110 metre çapında ve 128 metre derinliğindeki bu obruk, dik ve tehlikeli yapısı nedeniyle içine inilemeyen bir doğa oluşumudur. Ancak ziyaretçiler için kurulan cam zeminli seyir terası, bu etkileyici oluşumu yukarıdan güvenle izlemeye olanak tanıyor. Yunan mitolojisine göre, Zeus’un en büyük düşmanlarından biri olan Typhon, bu obrukta hapsedilmiştir. Antik çağlarda bile korku uyandıran bu yer, günümüzde bile gizemini korumaktadır. Seyir terasından aşağıya bakıldığında, güneş ışınlarının tabana ulaşamaması ve yoğun nem nedeniyle oluşan sis, bölgeye ürkütücü ve etkileyici bir atmosfer katmaktadır.
Ziyaret Rehberi: Cennet-Cehennem Obruğu Nerede ve Nasıl Gidilir?
Bu büyüleyici doğa harikası, Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Narlıkuyu Mahallesi sınırlarında yer alıyor. Mersin şehir merkezine yaklaşık 65 kilometre, Silifke’ye ise sadece 22 kilometre mesafede bulunuyor. Ulaşım açısından son derece kolay bir noktada yer alması, günübirlik ziyaretleri cazip hale getiriyor. Ulaşım seçenekleri şunlardır: "Özel araç ile D400 Karayolu üzerinden rahatlıkla ulaşılabilir. Yaz sezonlarında Tarsus, Erdemli ve Mersin merkezden kalkan tur otobüsleri ile ulaşım sağlanabiliyor. Navigasyon uygulamaları üzerinden “Cennet Cehennem Obrukları” olarak arandığında konum bilgisi kolaylıkla bulunabiliyor."
Giriş Ücretleri, Ziyaret Saatleri ve İpuçları
Cennet-Cehennem Obrukları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan koruma altındaki alanlar arasında yer alıyor. Bu nedenle belirli kurallara ve ücretlendirmelere tabidir. Giriş ücreti (2025 yılı itibariyle): Tam bilet 45 TL, öğrenci bileti 25 TL. Müze Kart geçerlidir. Ziyaret saatleri: Yaz dönemi 08:00 - 19:00, kış dönemi 09:00 - 17:00. Cennet Obruğu’na iniş merdivenleri kaygan olabileceğinden rahat ayakkabılar tercih edilmeli. Cam seyir terasında fotoğraf çekmek için en ideal saat sabah erken saatlerdir.
Yakın Çevrede Görülebilecek Yerler
Cennet-Cehennem Obrukları’na gelen ziyaretçiler için bölge, başka turistik noktalar açısından da oldukça zengindir. Aynı gün içinde ziyaret edilebilecek bazı yerler şunlardır: "Astım Mağarası: Cennet Obruğu’nun hemen yakınında yer alır. Astım hastalarına iyi geldiğine inanılır. Narlıkuyu Mozaik Müzesi: Hemen sahil şeridinde, antik Roma hamamı kalıntıları ve mozaikleriyle dikkat çeker. Kızkalesi: Sadece 15 kilometre uzaklıkta olan bu tarihi kale, deniz ortasında eşsiz bir görüntü sunar. Silifke Kalesi: Tarihi ve panoramik Mersin manzarasıyla ünlü."
Cennet-Cehennem Obruğu Neden Ziyaret Edilmeli?
Jeolojik olarak dünyanın en dikkat çekici karstik yapılarından biri, Efsanelerle dolu bir mitolojik geçmiş, Tarihi bir kilise ve doğal oluşumun eşsiz birleşimi, Erişilebilirlik ve turistik altyapı açısından gelişmiş bölge, Cam seyir terası ile görsel şölen, Doğa yürüyüşü, meditasyon ve fotoğrafçılık için mükemmel ortam.
