Prof. Dr. Demirak’a göre Akkuyu, yalnızca Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olma niteliğiyle değil; aynı zamanda çevre, ekoloji ve deniz yaşamı üzerine kurulu çok katmanlı bilimsel takip sistemiyle ülkeye yeni bir standart kazandırıyor. Bu kapsamda yapılan izleme çalışmaları, hem santralin çevresel etkilerini ortaya koyuyor hem de bölgenin uzun vadeli çevresel hafızasının oluşturulmasını sağlıyor.

Ahmet Demirak

“Bu Çapta Bir İzleme Modeli Türkiye’de İlk Kez Uygulanıyor”

Akkuyu NGS’de yürütülen izleme programının dünyadaki modern nükleer santrallerle aynı çizgide olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Demirak, programın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ilkeleri, Avrupa Birliği çevre mevzuatı ve Dünya Nükleer Birliği’nin kriterleriyle uyumlu şekilde tasarlandığını ifade etti.

Demirak, Akkuyu’nun çevresel izleme kapasitesinin kapsamını şu sözlerle anlattı: “Deniz suyu sıcaklığı, tuzluluk, pH, oksijen doygunluğu, radyoaktivite seviyeleri, plankton popülasyonu, balık çeşitliliği, sediment analizi… Tüm bu parametreler hem inşaat döneminde hem de işletme sırasında düzenli olarak ölçülüyor. Bu yaklaşım Türkiye’de ilk kez bu büyüklükte uygulanıyor. Bu izleme sistemi sayesinde santral daha çalışmaya başlamadan bölgenin tüm çevresel değerleri kayıt altına alınmış durumda. Bu da ilerleyen yıllarda yapılacak her değerlendirmeyi karşılaştırılabilir bilimsel veri üzerine kurmayı mümkün kılıyor.”

Deniz Ekosistemini Koruyan Modern Teknolojiye Sahip

Akkuyu NGS’nin deniz suyu kullanımına ilişkin kamuoyunda merak edilen başlıklardan birinin sıcak su deşarjı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Demirak, modern nükleer santrallerde kullanılan difüzör teknolojisinin, çevresel etkileri minimize etmek için özel olarak tasarlandığını söyledi.

Demirak, şöyle devam etti: “Difüzör sistemi sıcak suyu denize ani değil, geniş bir alana yayarak kontrollü şekilde verir; böylece hem sıcaklık farklarının ekosistemi bozması önlenir hem de oksijen dengesi korunur. Dünyadaki araştırmalar, doğru tasarlanmış difüzörlerin biyolojik çeşitliliği ve plankton varlığını artırabildiğini gösteriyor. Akkuyu’da kurulacak sistemin de bu modern örneklerle uyumlu olması, santralin çevreyle daha sürdürülebilir bir ilişki kurmasına yardımcı olacak.”

Akkuyu İle Uzun Vadeli Çevresel Hafıza

Prof. Dr. Demirak, Akkuyu’da elde edilen çevresel verilerin yalnızca anlık ölçümler olmadığını; yıllara yayılan bilimsel bir kütüphane oluşturacağını kaydederek, “Akkuyu projesi sayesinde bölgede düzenli ölçümlerle oluşturulan bir ekolojik hafıza oluşacak. Balık çeşitliliği, plankton yapısı, su kalitesi, kıyı ekosistemi… Tüm bunlar uzun vadede bilimsel değerlendirmeye imkân veren bir veri bütünlüğü oluşturuyor” diye konuştu.

Akkuyu için yapılan bu çalışmaların, gelecekte Türkiye’de çevre bilimciler, deniz biyologları, ekoloji uzmanları ve üniversiteler için kritik bir referans noktası haline geleceğini ifade eden Prof. Dr. Demirak, bu yönüyle projenin yalnızca enerji üretmeyip bilimsel bir değer de yarattığını vurguladı.

Balıkçılık Turnuvası: Şeffaflığın Sembolü Ve Geleceğin Karşılaştırma Modeli

IAEA’ya göre 2023 yılında ilk parti nükleer yakıtın teslim edilmesi dolayısıyla bir nükleer tesis haline gelen Akkuyu NGS’nin çevresel şeffaflık ve kamu güveni konusunda önemli bir örnek oluşturduğuna, Rosatom’un bölgede Uluslararası Balıkçılık Turnuvası düzenlediğine dikkati çeken Prof. Dr. Demirak, şunları aktardı:

“Mersin bölgesindeki balıkçılar dahil dünyanın dört bir yanından gelen balıkçıların katıldığı bu turnuva, Akkuyu çevresindeki ekolojik durumun halka şeffaf bir şekilde gösterildiği bir etkinlik. Santral işletmeye alındıktan sonra da aynı turnuvaların düzenli şekilde devam edecek olması, uzun vadeli çevresel izleme için çok önemli bir karşılaştırmalı model yaratıyor.”

Turizm Sektörü EİT Forumu için Mersin’de Buluştu
Turizm Sektörü EİT Forumu için Mersin’de Buluştu
İçeriği Görüntüle

Jüri üyesi olarak yer aldığı turnuvada balıklarda yapılan dozimetri analizleri sahada izlediğini, ölçümlerin normal çıktığını ve deniz ekosisteminde olumsuz bir bulguya rastlanmadığını aktaran Prof. Dr. Demirak, farklı ülkelerden balıkçı ve uzmanların katılımının ise Akkuyu’nun çevresel şeffaflığına uluslararası bir boyut kazandırdığını söyledi.

Akkuyu NGS: Bölgesel Kalkınma, Bilimsel İş Birliği Ve Çevresel Güvenlik Bir Arada

Prof. Dr. Demirak’a göre, Akkuyu NGS yalnızca enerji üretimi yapan bir tesis olmanın ötesinde; bölgesel kalkınma, yerli istihdam, üniversite iş birlikleri, çevresel eğitim programları ve bilimsel araştırma kapasitesi açısından çok boyutlu bir model sunuyor.

Santral çevresindeki ekosistem çalışmalarının sürekli olarak üniversitelerle paylaşılmasının, Türkiye’de çevre bilimlerinin gelişimi açısından önemli bir fırsat olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demirak, bu verilerin gelecekte deniz biyolojisi ve ekoloji alanında yapılacak pek çok bilimsel araştırmaya temel oluşturacağını belirtti.

“Bu Hayalin Gerçekleşmesini Sağlayan Güçlü Vizyona Minnettarım”

Prof. Dr. Ahmet Demirak, Türkiye’nin ilk nükleer güç santralinin hayata geçirilmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerini şöyle tamamladı: “1970’lerde fizibilite çalışması başlayan bu proje, uzun yıllar süren gecikmelerin ardından nihayet hayata geçiriliyor. Türkiye’nin nükleer santral hayalinin gerçekleşmesini sağlayan güçlü irade ve vizyonu için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, projeyi hayata geçiren Rosatom yetkililerine şükranlarımı sunuyorum.”

Kaynak: Haber Merkezi