6 Şubat 2023 depremi hakkında konuşan Ömer Çelik, “Depremle ilgili olarak önümüze gelen tablo; ülkemizdeki depremin sarstığı ve yerle bir ettiği alan neredeyse bir ülke büyüklüğünde bir alandı. Bu, 100 yılın depremi olarak sadece bunu biz söylemiyoruz; dünyada bu şekilde değerlendirilen birçok niteliği olan bir durum. Burada ‘Hiçbir hükümet bunun altından kalkamaz, dünyada bu sürede herhangi bir şekilde konutların teslimi mümkün değil’ denirken Türkiye büyük bir başarıya imza atarak bunu gerçekleştirdi, gerçekleştiriyor. Türkiye bir kere daha bütün dünyaya, hangi yarayı alırsa alsın, hangi bedeli öderse ödesin, ayağa kalkabileceğini göstermiştir. Bütün vatandaşlarımıza arz etmek isterim ki bu, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından aylık ya da yıllık bir takiple değil, saatlik bir takiple neticelendirilmiş bir konu. Cumhurbaşkanımızın, partimizin gündeminden bir an bile çıkmamıştır” diye konuştu.
”Bütün süreçler tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan ilkesi çerçevesinde gerçekleşecektir”
Terörün Türkiye’nin gündeminden çıkması için Cumhur İttifakı’nın güçlü bir irade ortaya koyduğunu ifade eden Çelik, kadroların sahada vatandaşlarla istişare halinde çalıştığını söyledi. Sahada insanların sorularına ve kaygılarına cevap verdiklerini anlatan Çelik, “Türkiye’den terör gündeminin çıkması aynı zamanda yakın bölgemiz için de bir ilham kaynağı olacaktır ve Terörsüz Türkiye süreci, terörsüz bölge sürecinin de referansı haline gelecektir. Devletler ‘hard power’ dediğimiz sert güçlerini kullanırken terörle mücadele konusunda yumuşak güçlerini de kullanırlar. İşte, terör örgütü mensuplarının teslim olması ve silah bırakması, feshedilmesiyle ilgili geçmişten itibaren yapılan hukuki düzenlemeler, çeşitli çalışmalar söz konusudur. Bu çerçevede etrafımızdaki gelişmelere, dünyadaki gelişmelere bakıldığında esasında terörsüz Türkiye süreci hem Türkiye için son derece zamanlaması, mekanı ve referansları doğru stratejik bir adımdır hem de bölgemizi, yakın bölgemizde birtakım emperyalist planlamalarla daha çok istikrarsızlaştırmak isteyenlerin, bölge insanının geleceğine ipotek koymak isteyenlerin bütün bu gelişmeler karşısında aslında Terörsüz Türkiye’den terörsüz bölgeye oluşan referans büyük bir cevap vermelidir. Bu, bütün kötücül planlara karşı Türkiye’nin kendi iradesiyle ortaya koyduğu bir yaklaşımdır. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız yine güçlü bir mesaj vererek şehit ailelerimizin ve gazilerimizin müsterih olması gerektiğini, onları incitecek hiçbir adım atmayacağımızı söyledi ki bize her toplantıda talimatları budur. Öteden beri de söyledik; devletin niteliği konusunda ve milletin değerleri konusunda herhangi bir pazarlık söz konusu değildir. Aynı şekilde bütün bu süreçler tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan ilkesi çerçevesinde gerçekleşecektir” diye konuştu.
Sürecin herkes için faydalı olacağını söyleyen Çelik, “Yakın bölgemizde de görüyoruz ki Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, aynı şekilde Alevi’yi, Sünni’yi, Şii’yi, Dürzi’yi, Ezidi’yi birbirine düşürmeye çalışanlar aslında bu bölgelere sadece sömürge gözüyle bakanlardır. Biz ise bölgedeki bütün etnik unsurlara, bütün mezhebi unsurlara kardeşlik gözüyle bakıyoruz. Türkiye’nin içerisinde sık sık söylediğimiz şey şudur; hepimizin adları farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye’de ikinci sınıf vatandaş yoktur. Türkiye’de herkes ev sahibi, birinci sınıf vatandaştır. Tabii ki demokrasimizi, Cumhuriyetimizi, hukuk devletimizi hedef alanlara karşı her zaman güvenlik güçlerimiz teyakkuz halindedir. Ama aynı zamanda da hukuk devletimizin kapasitesiyle, hukuk sistemimizin imkanları dahilinde, Cumhuriyetimizin imkanları, demokrasimizin imkanları dahilinde de bunları çok boyutlu bir şekilde çözebilecek kapasiteye sahibiz” ifadelerini kullandı.
”Hiç kimse Filistinlilerin sesini kısamaz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze hassasiyetini sorgulamaya çalıştıklarını ancak karşılığı olmadığını belirten Çelik, “O gün de Meclis'te söyledi; ‘Erdoğan’ın Gazze’yi turistik bölge yapacağız, tesis yapacağız diyenlere karşı bir sözü yok.’ İsteyen Google’a girsin, baksın. Girip baktı herkes, Cumhurbaşkanımızın onlarca sözü var. Daha hiç kimse bunları dillendirmezken İsrail’in işgal haritasını gösterip yıllardır Birleşmiş Milletler’de bunu dile getiren Cumhurbaşkanımızdır. Bugün Abbas yönetimine ve Filistinlilere vize konulması aslında Filistinlilerin sesini kısmak anlamına geliyor. Ama hiç kimse Filistinlilerin sesini kısamaz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan var. Bir kere daha göreceğiz ki eylülde yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin davasının en gür sesi Cumhurbaşkanımız olacaktır, onun tarafından ilan edilecektir. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir devlet başkanı Filistin davasını milli davamız olarak tanımlamıştır. O da Cumhurbaşkanımızdır. Dolayısıyla çok basit bir test öneriyorum Sayın Özgür Özel’e; Cumhurbaşkanımızın Gazze konusundaki, Filistin konusundaki hassasiyetini sorgulaması son derece yanlıştır. Ama bununla ilgili olarak kimin ne düşündüğünü öğrenmek istiyorsa, Gazzeli bir kardeşimize, Filistinli bir kardeşimize bunları söylesin, bakalım ne cevap alacak? Bugün Filistin bayrağının yanına Gazze’deki Filistinli kardeşlerimiz durduk yere Türk bayrağını ve Cumhurbaşkanımızın resmini oraya koymuyorlar” dedi.