Gazze’de yaşanan insanlık dramı her geçen gün derinleşiyor. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik sürdürdüğü saldırılar, sadece bombalarla değil, açlık ve susuzluk yoluyla da yıkıcı bir hal almış durumda. Türkiye genelindeki 81 baro, bu duruma karşı ortak bir duruş sergileyerek kamuoyuna yönelik sert bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Gazze’de soykırımın yeni adı açlık” ifadeleriyle, bölgedeki sivil halkın gıdaya, suya ve insani yardıma erişiminin sistematik olarak engellendiği vurgulandı.

“Toplu ölümler her an başlayabilir”

Barolar tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada, Gazze halkının açlık endeksinde en üst seviye olan beşinci aşamaya ulaştığı ve toplu ölümlerin her an başlayabileceği bilgisine yer verildi. Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı UNRWA'nın raporuna dayandırılan bu uyarı, uluslararası toplumun sessizliğinin yaratacağı olası insani felaketin habercisi olarak değerlendiriliyor.

İsrail, insani yardımı engelliyor

Barolar açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

“İsrail Devleti, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de gerçekleştirdiği şiddetli saldırılar sonucu, aralarında kadın ve çocukların da olduğu on binlerce sivilin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan katliamına; Gazze'de bulunan insanların su, yemek ve insani yardım malzemelerine erişimini engellemek sureti ile devam etmektedir.”

Bu açıklama, sadece silahlı saldırılarla değil, temel yaşam kaynaklarının yok edilmesiyle yürütülen çok boyutlu bir soykırımı gözler önüne seriyor.

Yardım tırlarına abluka, sivillere kurşun

81 baronun açıklamasında, İsrail’in Gazze’ye yardım ulaştırmak isteyen binlerce yardım tırını engellediği, BM’ye ait insani yardım tırlarından faydalanmak isteyen sivillere dahi ateş açıldığı belirtildi. Ayrıca bölgedeki su kaynaklarının özellikle hedef alındığına vurgu yapıldı. Bu durum, sivillerin temel yaşamsal ihtiyaçlara ulaşmasını olanaksız hale getiriyor.

Tarsus’taki Ölümcül Asansör Kazası “Alışılmadık” Bulundu
Tarsus’taki Ölümcül Asansör Kazası “Alışılmadık” Bulundu
İçeriği Görüntüle

Çocuklar hedefte: 7 bin 188 ihlal!

Baroların açıklamasına göre, Birleşmiş Milletler’in 2024 yılına ilişkin raporunda, İsrail ordusu ve güvenlik güçleri, Filistinli çocuklara karşı gerçekleştirdiği 7 bin 188 ayrı ihlalle listenin en üst sırasında yer aldı. Açıklamada özellikle çocukların insani yardıma erişiminin engellenmesinin, BM Güvenlik Konseyi tarafından savaş zamanlarında çocuklara yönelik “6 ağır ihlalden biri” olarak tanımlandığı hatırlatıldı.

“BM ve UNICEF görevlerini yerine getirmiyor”

Açıklamada, Birleşmiş Milletler ve onun çocuklara yönelik çalışmaları yürüten organı UNICEF’in Gazze’deki çocuklara ve sivillere yönelik görevlerini yerine getirmekte başarısız olduğu açıkça ifade edildi. Barolar, bu kurumların daha etkin bir tutum sergilemesini, yalnızca kınama değil, gerçek yaptırım ve diplomatik baskılarla harekete geçmesini talep etti.

Uluslararası topluma çağrı: Sessizlik, suça ortaklıktır

81 baro, açıklamanın sonunda uluslararası toplumu ve siyasi aktörleri, İsrail’in Gazze’de işlediği insanlık suçlarını durdurmaya yönelik somut adımlar atmaya çağırdı. Barolar, uluslararası hukukun ihlal edildiğini, mevcut durumun yalnızca Filistin değil, tüm insanlık için bir utanç kaynağı olduğunu vurguladı.

“Biz aşağıda imzası olan barolar olarak; BM ve bağlı organı UNICEF'i görevlerini gereği gibi yerine getirmeye, uluslararası toplumu ve siyasi aktörleri dünyanın gözü önünde devam eden felaketi engellemeye yönelik sorumluluk almaya davet ediyoruz.”

Hukukçuların çıkışı: “Soykırım tanımı birebir karşılanıyor”

Açıklamanın ardından bazı baro başkanları, yaptıkları bireysel değerlendirmelerde, yaşananların 1951 Soykırım Sözleşmesi kapsamında “soykırım” suçunun tüm unsurlarını taşıdığını belirtti. İsrail’in eylemlerinin yalnızca askeri hedefleri değil, doğrudan sivil halkı hedef aldığına, özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlıların zarar gördüğüne dikkat çekildi.

Türkiye’de kamuoyu tepkisi büyüyor

Baroların ortak açıklaması, Türkiye kamuoyunda da geniş yankı buldu. Sosyal medya üzerinden #GazzeİçinAdalet, #81BarodanSes etiketiyle binlerce paylaşım yapıldı. Hukukçular, akademisyenler ve insan hakları savunucuları, baroların bu duruşunu desteklediklerini belirterek, Türkiye’nin diplomatik düzeyde daha sert adımlar atması gerektiği yönünde görüş bildirdi.

Uluslararası hukuk ne diyor?

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), sivil halkı aç bırakmak, insani yardımı engellemek, sağlık altyapısını yok etmek gibi eylemleri insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendiriyor. Özellikle 4. Cenevre Sözleşmesi, işgal altındaki topraklarda yaşayan sivillere karşı bu tür uygulamaları açıkça yasaklıyor. UCM'nin bazı üyeleri, İsrail'e yönelik suç duyurularını değerlendirmeye aldı; ancak henüz etkin bir yaptırım süreci başlatılmış değil.

Kaynak: Haber Merkezi