İhsan Toksöz

İhsan Toksöz

TURİZMDE ANTİK KİLİKYA İSMİ NEDEN KULLANILMIYOR?

 


TURİZMDE ANTİK KİLİKYA İSMİ NEDEN KULLANILMIYOR?

Kuzeydeki komşumuz “Kapadokya” örneğinde olduğu gibi, neden yöremizin antik ismi “Kilikya” turizm platformlarında kullanılmıyor acaba? Komşu bölgemiz “Kapadokya” ismi ile anılıyor, tanınıyor da, binlerce yıldır “Kilikya” olarak bilinen bölgemiz neden bu isim ile anılmıyor? Bu soruları yıllardır kendime soruyorum.  Mersin Üniversitesi öğretim üyelerinden flüt sanatçısı/besteci Doç. Dr. Halit Turgay üç yıl önce bir beste yaptı. Adını da yöremizin antik ismine atfen “Kilikia Flüt konçertosu”  koydu. Eserin Dünya Prömiyeri 23 Kasım 2015 tarihinde Mersin’de yapıldı. Olumlu eleştiriler aldı. Böylece konu zihnimde tekrar güncellendi. Asırlardır Kilikya (Cilicia, Cilicie, Kilikien) adıyla bilinen bölgenin tekrar bu isimle anılması kültür turizmi meraklıları için çekici olmaz mıydı? Bölgedeki tarihi ve arkeolojik değerlerin böylece daha çok ön plana çıkması sağlanamaz mıydı?

Bu konu zihinlerde canlanınca Turgay’ın bestesi ile bölgenin tanıtımının yapılabileceğini düşündüm. Yurtdışında sanatçıları ile ve onların eserleriyle anılan birçok kent ve bölge ve hatta ülke yok muydu? Tarihi ve arkeolojik değerlerinin yanı sıra kentler sanatçılarıyla ve onların eserleriyle dünya vitrinine çıkarılmalıydı. Turgay’ın “Kilikia Flüt Konçertosu” bestesinin de bu aşamada bölgenin antik ismine vurgu yapacağını ve etkin bir şekilde kullanılarak yörenin tanıtımında önemli kaldıraçlarından biri olacağına inanıyordum. Örneğin; gerekli fonlar yaratılarak eseri Mersin’de seslendiren MEÜ Devlet Konservatuvarı Akademik Orkestrası ve Halit Turgay Avrupa ülkelerine gönderilse ve konserler verse; bu arada “Kilikia Flüt Konçertosu” da seslendirilse, bölgemizin tanıtımı için güzel bir fırsat yaratılamaz mıydı? Bunu aklıma yazdım.

Denemeye değerdi; ama olmadı. Bestenin CD kaydı “Mersin Flüt Konçertosu” adıyla Mersin Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla yapıldı. Kilikya ismi kullanılmadı. Mersin kent isminin ön plana çıkartılmasının amaçlandığını düşündüm. Biraz da canım sıkıldı doğrusu, ama en azından eserin güzel bir kaydı kent kültür belleğine kazandırılmıştı. CD kitapçığının editörlüğünü de ben yaptım.  

 

Bu konuyu gündeme getirdiğim değişik platformlarda, geçmişte bölgede kurulan Kilikya Ermeni Krallığı’nı (1199-1375) hatırlattığı için - daha doğrusu bölge için Kilikya adının Ermeniler tarafından kullanıldığı sanıldığından - bu ismin yöremiz için kullanılmasına olumsuz bakanlar olduğunu öğrendim. Dilim döndüğünce Kilikya isminin çok daha önceden bölge için kullanıldığını anlatmaya çalıştım. Bölgenin adının Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet döneminde Kilikya olarak kullanıldığını da söyledim, ama yaygın olan yanlış bilgileri karşılıklı kısa görüşmelerde düzeltmek ve önyargıları yıkmak maalesef çok zor oluyor.  

 

Bu yazımı yanlış bilgilendirilmelerin sonlanması ve önyargıların ortadan kaldırılması için yazıyorum.  Bugün hala Mersin kenti ve içinde bulunduğumuz bölgenin turistik açıdan tanıtılmasında “Kilikya” isminin kullanılmasının, kültürel anlamda kentimizin dünya ile entegrasyonunu hızlandıracak, kolaylaştıracak bir uygulama olacağını düşünüyorum.

 

Halit Turgay’in sonraki iki bestesi de bölgemizden başlıklar taşıyor:  Bunlardan “Soloi Pompeiopolis Flüt-Arp Konçertosu”nun Dünya Prömiyeri de 2016 Kasım ayında Büyükşehir Belediyesi tarafından Mersin’de gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi’nin kent müzik yaşamına katkıları takdire değer. Bu yıl da bestecinin son eseri “Akdeniz Rapsodisi”nin Dünya Prömiyeri de 28 Şubat 2018 tarihinde yine Mersin’de yapıldı. Bu iki eserin CD kayıtlarının da gerçekleştirilmesini bekliyoruz.  

 

Bu konuda süregelen başarılı bir uygulamaya da değinmek isterim. Son yıllarda Mersin Uluslararası Müzik Festivali Beste Yarışması’nda seçilen beste temalarında yöremiz antik değerlerine vurgulama yapıldığını görüyoruz: Mersin Üç Güzeller İçin Beste Arıyor! Mersin Korikos’un Tınısını Arıyor! Mersin Yumuktepe İçin Beste Arıyor! 2019 yılında yapılacak yarışmanın konusu da belli oldu: Mersin Soli Pompeipolis’in Gün Doğuşuna Beste Arıyor! Bu konuda bir konsensus oluşmuşa benziyor.

 

Kilikya hakkında başvurulacak ve en kolay ulaşılacak kaynak Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün web sitesidir. Oradan alıntılıyorum. Kilikia bölgesinin tarihi, Mersin Yumuktepe ve Tarsus Gözlükule’de yapılan kazıların buluntuları sonucunda, Proto-Kalkolitik ve Neolitik çağa kadar gitmektedir. Hitit’lerin Anadolu’ya egemen oldukları uzun yıllar boyunca, Kilikia’da da faaliyette bulunduklarını yine kazılardan çıkan mimari buluntularla belgelemek mümkündür. Kilikia ismi ilk kez MÖ, 8. yüzyılda Asur dokümanlarında görülür; bundan önce ise M.Ö. 13. yüzyıla inen Mısır kayıtlarında bu ülke “Kedi” ya da “Kode” isminin çeşitli söylenişleriyle görülmektedir.”

 

Semihi Vural ve Meriç Alkan da konuya değinmektedir:  “… Başlangıçta “Hilakku” olarak kullanılan ad, Helence’de “Hipyakaya” şeklini almış, MÖ.5. yüzyıldan itibaren de bölge Kilikia diye anılmaya başlanmıştır.  (Semihi Vural./Meriç Alkan - Antik Kilikya Limanları - MDTO Yayını, Mersin 2017, s.20)

 

MÖ. 5. yüzyıldan itibaren Helen, Pers, Seleukos, Bizans ve Romalılar tarafından yönetilen bölgenin ismi hep Kilikya olarak kullanılmaktaydı. Sonrasında, Anadolu Selçukluları, Ermeni Krallığı, Anadolu Beylikleri, Memluklar vd. arasında el değiştiren bölge, 1516-1517 Mercidabık ve Ridaniye savaşlarının ardından Osmanlıların idaresine geçti. Bölge ismi aynen kullanıldı. Bölgede Milli Mücadele yıllarında da Kilikya ismi kullanılmaktadır. (Kilikyalılar Cemiyeti “1918” / Kilikya Müdafa-i Hukuk Cemiyeti “1919” örneklerinde olduğu gibi). 

 

 1946 yılında TTK tarafından yayınlanan Şemsettin Günaltay’ın “Şark Anadolu II” kitabında (s. 17-22) yer alan bölgenin bir haritası vardır. Haritada Ova Kilikyası ve Taş-Eli Kilikyası bölgeleri işaretlenmiştir.  Demek ki 1946 yılında bölge hala Kilikya olarak anılmaktadır. (Kaynak: Semihi Vural / Meriç Alkan - Antik Kilikya Limanları.- MDTO Yayını, Mersin 2017, s.20) Bilimsel yayınlarda bölge her zaman antik ismi ile “Kilikya” olarak anılmaktadır. Mersin Üniversitesi’nde 1998 yılında Prof. Dr. Serra Durugönül tarafından “Kilikya Arkeolojisini Araştırma Merkezi” kurulmuştur. OLBA isimli periyodik ve hakemli bir dergi yayınlamaktadır.

 

Hal böyle açık-seçik bir şekilde ortadayken, bir takım yanlış bilgilendirilmiş, takıntılı ve tutucu kişilerin 12-14. yüzyılda hüküm sürmüş Kilikya Ermeni Krallığı ismine takılması, bu konuda büyük bir bilgi eksikliği ve yorumlama hatası olduğunu göstermektedir.

Tüm bu gerçeklere rağmen, bilgi eksikliği nedeniyle, bazı karar vericiler ve/veya karar etkileyiciler (!) turizm platformlarında Mersin ve bölgemizin tanıtımı için antik Kilikya isminin kullanılmasına hala inatla karşı çıkmaktadırlar.  Oysa Kilikya isminin (Kapadokya örneğinde olduğu gibi) ön plana çıkartılarak tüm kültür değerleriyle tekrar bir kent ve bölge turizm tanıtım projesi yapılması yararlı olacaktır. Artık bilimsel veri ve kanıtların ışığı altında kafaları değiştirmenin zamanı gelmiştir. Ben gerçeklerin altının bir kez daha çizdim. Gerisi artık “büyüklerimize” kalmış!


MDTO - Mersin Deniz Ticareti Dergisi. Aralık 2018 - Yıl 27 / Sayı 319 - s. 44-45




ARŞİV YAZILAR