Mersin İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelen sağlık çalışanları, tepkilerini dile getirdi. Ellerindeki dövizler ile attıkları sloganlarla tepkilerini dile getiren sağlık emekçileri, haklarının verilmesini istedi. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Hekim Birliği), Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER), Mersin Aile Sağlığı Çalışanları Derneği (MASÇAD), Mersin Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın (SES) destek verdiği eylemde konuşan Doktor İbrahim Önge, son bir yılda, aile sağlığı merkezlerine gelmeyen kayıtlı nüfus üzerinden ücret katsayıların düşürüldüğünü, objektif kriterlere dayanmayan memnuniyet uygulamaları nedeniyle hekim, ebe ve hemşirelerin kendi kontrollerinde olmayan nedenlerle gelir kesintileriyle karşı karşıya bırakıldığını belirterek, "Günlük yoğun poliklinik yüküne rağmen bizlerden binlerce veri girişi, telefon takibi ve idari işlem beklenmekte koruyucu hekimliğe ayrılan zaman giderek azalmaktadır. Ücretlerimizin önemli bir kısmı öngörülemez performans kriterlerine bağlanmış, hastalık ve izin gibi en temel insani durumlarda dahi ciddi gelir kayıpları oluşmuştur. Aile hekimliğinde taban ödeme oranı yüzde 35 iken, ikinci ve üçüncü basamakta bu oran yüzde 72 seviyelerindedir. Daha önce 'nüfus düzenlemesiyle ücretler düşmeyecek' denmesine rağmen sahada bunun karşılığı görülmemiş, katsayılar artırılmak yerine kesinti doğuran yeni kriterler devreye alınmıştır. Kamuda çalışan hekim, ebe ve hemşirelerin yüksek vergi yükü de bu kayıpları ağırlaştırmaktadır. Ayrıca aile hekimliklerine, hakkında arama kararı bulunan veya uzun süredir başvurmayan kişilerin bulunması gibi kolluk kuvvetlerinin sorumluluğundaki süreçlerin sonuçları üzerinden gelir kesintisiyle sorumluluk yüklenmektedir. Bizler hekimlik, ebelik ve hemşirelik yapmak istiyoruz, hafiyelik değil. Ücret vermek değil, ücret kesmek üzerine kurguladığınızı görüyor ve bunu kabul etmiyoruz" dedi.

"Aldığımız Ücretle Geçinemiyoruz"
Aile sağlığı merkezlerinde birlikte çalıştıkları ebe ve hemşirelerden “tavan ödemesine takıldı” gerekçesiyle, aile hekimlerinden “bordro verileri gizlenerek”, aile hekimliği birimlerinden ise “hastane başvurusu çok oldu” denilerek yüz milyonlarca lira kesinti yapıldığını iddia eden Önge, "Sağlık Bakanı’na buradan sesleniyor ve soruyoruz: Son bir yıl içinde ücretlerimizden kesilen bu paralarla ne yapılmıştır? Bir yıl önce 'modellediğimiz yeni sistem ile aile hekimlerimizin vatandaşlarımıza ayıracağı süreyi artırdık” denilirken, sağlık emekçilerine ve yurttaşlara soruyoruz. Son bir yılda size ayrılan süre arttı mı? Bakanlığın formülündeki gibi sayılarla soralım; hekim sayısı artmadan muayene sayısı artıyorsa, hastaya nasıl daha fazla zaman ayrılabilir? Hastalıkların tanısını koyuyoruz ancak tedavisini yapamıyoruz. Kanser taraması yapıyor, hastalarımızı kanser şüphesiyle aylarca bekletiyor, erken tedavi imkanı sunamıyoruz. Her gün hem hastalarımız hem de biz tükeniyoruz. Yaratılan yönetmelikler nedeniyle ekrana veri girmekten başka bir şey yapamaz hale geldik. Ay sonunda ne kadar ücret alacağımızı bilmiyor, aldığımız ücretle geçinemiyoruz. Bugün açıkça görülmektedir ki bu yönetmelikle hedeflenen, sağlık emekçilerinin daha az ücretle, daha ağır koşullarda çalıştırılmasıdır. Son yıllarda sağlık çalışanlarının mutlu olamadığı, işine yabancılaştığı ve tükendiği halkın ise nitelikli sağlık hizmeti alamadığı bir düzen yaratılmıştır" şeklinde konuştu.
"Tüm İnsani İhtiyaçlarımızı Karşılayabilecek Tek Kalem Ücret İstiyoruz"
Taleplerini de dile getiren Önge, "Halkımıza eşit, ücretsiz, yeterli süreyle koruyucu, nitelikli, sürekli ve kapsayıcı birinci basamak sağlık hizmeti sunmak istiyoruz. Performansa dayalı olmayan, emekliliğe yansıyan, emeğimizin tam karşılığı olan ve tüm insani ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek tek kalem ücret istiyoruz. Yüzde 35’e varan vergi kesintilerinin en fazla yüzde yüzde 15’e indirilmesini, vergide ve gelirde adaletin sağlanmasını istiyoruz. Kamu tarafından yapılan, donanımı ve tüm ihtiyaçları karşılanan sağlık hizmetine uygun, depreme dayanıklı ve güvenli ASM’ler istiyoruz. Hekimi hastadan uzaklaştıran bu uygulamaların kaldırılmasını ve sahada çalışan aile hekimlerinin katkılarıyla adil, öngörülebilir bir sistem kurulmasını talep ediyoruz. Verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmemiştir. Bizi bu düzenin bir parçası haline getirmek için baskı ve cezalar uygulanmıştır. Ancak biz, kendimize ve hastalarımıza verdiğimiz söz gereği, mesleğimizin onurunu korumak için sağlığa ve mesleğimize yönelik bu uygulamalara karşı bugün buradayız. Doğru bildiğimiz işi layıkıyla yapabilmek ve halkımızın sağlığını koruyabilmek için mücadelemizi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.




