Mersin Akdeniz Atatürk Parkı'nda, Balıkçı Barınağı yanında düzenlenen Hıdırellez etkinliği; Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay, Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni temsilen Başkan Danışmanı Bedrettin Gündeş, Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Daylam ve Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurseren Tor'un katılımıyla gerçekleştirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından başlayan etkinlikte, Mersin Büyükşehir Belediyesi Türk Müziği Orkestrası, Balkan Çingenelerine ait popüler halk şarkısı Ederlezi'yi seslendirdi. Ardından halaylar, çiftetelli ve Roman havalarıyla kutlamalar devam etti.
"Bohçalar, kadın dayanışmasının ve kültürel belleğin ifadesidir"
Etkinlikte "Güllü Bohçalar" projesini tanıtan Prof. Dr. Nurseren Tor, Roman kültürünün Hıdırellez ve bohça gelenekleriyle ne kadar derin bir kültürel mirasa sahip olduğunu şu sözlerle anlattı:
"Bizi yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederiz. Hepiniz hoş geldiniz. Romanlar yine Hızır gibi yetişti. Acayip şeyler yaşıyorduk, bunalımdaydık ama bugün bize muhteşem şeyler yaşatıyorlar. Öğrencilerime bu güzel güller için ayrıca teşekkür ediyorum. 'Güllü Bohçalar' projemizi sizlerle buluşturmak bizim için büyük bir onur.
Bohça kültürü bizim için çok değerli. Mersin ve Tarsus'taki Roman topluluklarında Hıdırellez yalnızca Bahar'ın gelişi değil; kaderin yeniden yazıldığı, niyetlerin açıklandığı, topluluğun birlikte güç kazandığı bir zaman. Bohçalar bu ritüelin merkezinde yer alır. Roman kadınları Hıdırellez gecesi için özenle bohçalar hazırlar; bu bohçaların içinde temiz giysiler, güzellik ve bakım sembolü olarak ayna ve tarak, aşk ve dilekler için kırmızı kurdele, küçük paralar ya da ziynet eşyaları ve dilekler yazılmış kağıtlar yer alır. Bunlar gül ağacının altına bırakılır veya toprağa gömülür. Çünkü inanılır ki Hızır gece gelip bohçalara dokunur ve dilekleri gerçekleştirir.
Bu semboller sadece bireysel dileklerin değil, aynı zamanda kadın dayanışmasının ve kültürel belleğin de bir ifadesidir. Biz de bu kültürü yaşatmak adına tüm bohçalarımızı burada sergiledik. Herkesi bu güzelliği görmeye davet ediyorum."
"Romanlar bir gökkuşağı gibidir, tüm renkleri içinde barındırır"
Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Daylam da etkinliğe ilişkin duygularını şu sözlerle dile getirdi:
"Sevgili dostlar, Kültür Bakanlığı'nın, Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin ve Mersin Üniversitesi'nden Nurseren hocamızın katkılarıyla bu güzel Hıdırellez Şenliği'ni gerçekleştirdik. Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Hıdırellez, Roman kültürü için çok kıymetli. İçinde hem ritüelleri hem hasretleri hem de toplumsal birlikteliği barındırıyor. Şairin dediği gibi: 'İnanmıyorum ben senin bir kış günü dünyaya geldiğine; sen mutlaka baharda dünyaya gelmiş olmalısın, toprak uyanırken.' İşte o toprak Romanlar için çok özel. Çünkü o toprakla birlikte biz de yeniden canlanıyoruz.
Romanlar bir gökkuşağı gibidir, tüm renkleri içinde barındırır. Bu şehir de öyle. Burada olmak, bir araya gelmek, dans etmek, birlikte sevinmek bizim kültürümüzün en güzel tarafı. Ve ben bugün burada birkaç dileğimi de paylaşmak istiyorum. Öncelikle; çocukların yatağa aç girmediği bir dünya istiyorum. Eğitimde ve istihdamda eşit fırsatlar olmasını istiyorum. Hayata eşit şartlarla başlanmasını istiyorum. Çünkü hayat herkese eşit davranmıyor ve bunun en büyük sıkıntısını Romanlar yaşıyor.
Bugün burada bu güzel kültürü yaşattığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Ayrıca dün kaybettiğimiz kıymetli dostumuz Sırrı Süreyya Önder'e rahmet diliyorum. Işıklar içinde uyusun. En büyük hayalimiz; bu güzel ülkede huzurlu, mutlu, birlikte ve insanca yaşayabilmek."
Etkinlik, Romanlar Dans Topluluğu'nun performansı ve müzisyenlerin sahne aldığı coşkulu gösterilerle devam etti. Programın sonunda, dileklerini dileyen katılımcılar, ellerindeki çiçekleri denize bırakarak Hıdırellez'in simgesel ritüelini gerçekleştirdi.