Mersin’de, Kızıldere Katliamı’nın 53. yıldönümünde, emek ve demokrasi örgütleri bir araya geldi. Etkinlik, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu’nun düzenlediği anma töreniyle başladı. Özgür Çocuk Parkı’nda gerçekleştirilen törende, Kızıldere’de hayatını kaybeden devrimciler anıldı ve anılarına karanfiller bırakıldı.
Törene katılanlar, 30 Mart 1972’de, Niksar'ın Kızıldere köyünde, kuşatıldıkları evde hayatlarını kaybeden devrimcileri saygı ve sevgiyle andılar. Tören sırasında bir konuşma yapan Kemal Göçmen, Kızıldere’de şehit olan Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Ertan Saruhan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy'un mücadelesini hatırlatarak, onların adımlarının bugünkü devrimci hareket için bir ilham kaynağı olduğunu vurguladı.
Tarihsel bir hatırlatma
Göçmen, 1971 yılında Mahir Çayan’ın önderliğindeki devrimcilerin, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını engellemek amacıyla NATO üssünde görevli üç personeli kaçırdığını belirtti. Çayan ve arkadaşlarının, ağır silahlarla kuşatılan bir evde, teslim olmamayı tercih ederek mücadele ettiklerini söyledi. "Onlar, özgürlük, eşitlik ve adalet için bir simge haline geldiler. Bu katliam, yalnızca bir kayıp değil, aynı zamanda halkın mücadelesine duyulan derin saygının bir hatırlatıcısıdır" dedi.
“Yolculukları kısa ama etkiliydi”
Göçmen, Mahir Çayan ve yoldaşlarının ölümünden sadece iki yıl sonra, devrimci hareketin yeniden güçlendiğini belirtti. "Mahir Çayan’ın ‘Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik’ sözleri, 1970'lerin gençliğine umut oldu. Onlar, baş eğmeyen bir devrimcilik kültürünün simgeleri olarak hafızalarda kaldılar" diye ekledi.
Halkın hafızasında yaşayacaklar
Göçmen, katledilen devrimcilerin Türkiye halkı için önemli bir anlam taşıdığını ve yıllar geçtikçe, onların mücadelesinin daha da büyüdüğünü söyledi. "53 yıl boyunca, halkımız onları hep gururla andı. Onların mücadelesi, bir halkın umudunun simgesi oldu" ifadelerini kullandı.
Zulme karşı direnişin hatırlatılması
Ayrıca Göçmen, Kızıldere Katliamı’nın dönemin siyasi atmosferinde, faşist güçlerin ve kontrgerilla yapılanmalarının etkisiyle gerçekleştiğini belirtti. "Bugün hala o dönemin etkileri devam etmekte. Ancak, bu topraklardan zulmün gideceği ve halkların özgürlüğü için verilen mücadelenin süreceği umudu her zaman var" diyerek, devrimci ruhu ve adalet arayışını dile getirdi.
