Eğitim-Sen Mersin Üniversitesi Temsilciliği, öğrencilerin başlattığı boykota destek olmak amacıyla, öğretim elemanlarının derslere katılmadığını duyurdu.
Eğitim-Sen Mersin Üniversitesi Temsilciliği, 25 Mart 2025 tarihinde düzenledikleri açıklamada, üniversite öğrencilerinin “Demokratik Türkiye, Özgür ve Özerk Üniversite” talepleriyle başlattığı boykota destek olmak amacıyla öğretim elemanlarının derslere katılmadığını duyurdu. Açıklamada, "Üniversitelerimizin ve toplumumuzun geleceğine sahip çıkmak için hizmet üretmiyoruz" denildi.
Öğrencilere dayanışma mesajı
Eğitim-Sen Mersin Üniversitesi Temsilciliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptali sonrası üniversiteli gençlerin başlattığı eylemi desteklediklerini ve bu çerçevede öğretim üyelerinin de 1 günlük boykota katıldığını bildirdi. Eğitim-Sen üyeleri, Mersin Üniversitesi öğrencilerine de dayanışma mesajı göndererek, “Bu haklı ve onurlu mücadeleyi selamlıyor; üniversitelerin piyasacı, baskıcı, anti-demokratik kuşatmasına karşı sesimizi ve irademizi ortaya koyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, üniversitelerin yalnızca bilgi üretim merkezleri değil, aynı zamanda eleştirel düşünce ve özgür tartışmaların yapıldığı yerler olması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, kayyum rektör atamaları, bilimsel özerkliğin yok sayılması ve öğrencilerin akademik karar süreçlerinden dışlanmasının, üniversitelerin kuşatılmasının bir parçası olduğuna dikkat çekildi.
Öğrencilerin geleceği tehdit altında
Eğitim-Sen temsilcileri, son günlerde gündemde olan diploma iptallerinin üniversite öğrencilerinin geleceğini belirsizliğe sürüklediğini belirtti. “Yıllarca verilen emek bir gecede geçersiz kılınmakta ve bu durum gençler arasında derin bir geleceksizlik duygusu yaratmaktadır” denildi. Ayrıca, öğrencilerin taleplerinin barışçıl bir şekilde dile getirilmesine dahi tahammül edilmediği, polis şiddeti ve gözaltılarla baskı altına alındıkları ifade edildi.
Öğrenciler yalnız değildir
Eğitim-Sen'li öğretim elemanları, öğrencilere yalnız olmadıklarını belirterek, üniversitelerin öğrencilerin, öğretim elemanlarının ve tüm halkın ortak alanları olduğunu vurguladı. "Öğrencilerin mücadelesi sadece bir eğitim mücadelesi değil, tüm toplumu ilgilendiren bir demokrasi mücadelesidir" diyerek, "Üniversitelerde ve ülkede halkın iradesine kayyum atanamaz. Kampüslerde şiddet değil, özgürlük hâkim olmalıdır" şeklinde açıklamada bulundular.