Anadolu mutfağı, asırlardır süregelen çeşitli yemekleriyle yedi coğrafi bölgenin her karışında bambaşka lezzetler ortaya koyuyor. Buna bir de anne eli değdi mi lezzeti daha da artmış oluyor. Mersin’de iki yıldır ev yemekleri lokantası işleten Nurgül Özdemir, “Dürüst olursanız kazanırsınız. Ben kendime güvenerek burayı açtım, önce kendime sonra da çevremde bulunanlara güvendim” dedi.
Haber- Uğur Özgür
‘Fastfood’ yani hızlı yeme alışkanlığı Anadolu yemek kültürünün mimarları olan anne yemeklerini etkilemiş görünüyor. Covid-19 salgının hayatımızı olumsuz etkilediği de varsayıldığında ev yemekleri işletme sahiplerinin daha zor günler yaşadığı bir gerçek olarak karşımıza çıkmış oluyor. Mersin’de Elazığ şarküteri ve ev yemekleri isimli dükkanda birçok ev yemekleri ile müşterilerinin gönlünde taht kuran Nurgül Özdemir, birçok kalıbı yıkarak Anadolu mutfağının lezzetlerini vatandaşlara sunmaya devam ediyor. Hızlı yeme alışkanlığının dışında müşterileriyle kurduğu samimi ilişki onu çevresinde vazgeçilmez bir girişimci yapmış. Daha önce terzilik ve şarküteri dükkanı işleterek esnaflık deneyimi kazanan Özdemir, yemek yapmayı çok sevdiği için ev yemekleri lokantası açtığını, insanların fastfood yemeklerinden tat almadıklarını değinerek, “Vatandaş artık Fastfood gibi gıda ürünlerinden sıkılmaya ve tat almamaya başladı. Bizim işletmemiz sıcak bir aile yuvası gibi, anne yemekleri yapılıyor. Müşterilerimiz buraya ‘Anne yemeği’ diyor.” ifadelerini kullandı.
“HER DAMAK TADINA HİTAP EDİYORUZ”
Çarşıda, Cemalpaşa Caddesi üzerinde şarküteri ve ev yemekleri lokantası ile birbirinden lezzetli anne yemekleri yapan Nurgül Özdemir, her kesime hitap ettikleri yemekleri yaparak hizmetlerine iki yıldır devam ettiklerini ifade ederek, “21 yıldır Mersin’de yaşıyorum. İki yıldır Mersin’de ev yemekleri dükkanı işletiyorum. Daha önce terzilik mesleğini yapıyordum. Ev yemekleri işine girmeden önce şarküteri dükkanı işletiyordum. Uzun bir süre düşündükten sonra Mersin çarşısında bulunan bu yeri kendim açtım. Ancak pandemiden önce işlerimiz oldukça yoğundu. Elazığ şarküteri ve ev yemekleri isimli işletmemizde sadece Elazığ yöresine ait değil hemen her kesime hitap eden yemekleri burada yapıyorum. Sınırlı bir menümüz yok buraya gelen herkesin damak tadına uygun yemeklerimiz var. Her gün farklı menülerimiz oluyor, bir gün önceden bunun planını yapar sabah işletmemizde yemekleri yapmaya başlarız. Örneğin bugün; Kuru fasulye, tavuk sote, pırasa, yoğurtlu makarna, pilav, çorba çeşitleri ve salatalarımız müşterilerimize sunduğumuz yemeklerimiz olacak. Altı ana yemek, çorbalar ve salatalar bizim günlük rutinlerimiz oluyor. Burada üç çeşit yemeğimiz 15 lira ve bu dönemde fiyatları hiç artırmadık” diye konuştu.
“MÜŞTERİ DEĞİL MİSAFİR OLARAK GÖRÜYORUM”
İşletmelerinde sıcak bir ortam kurduklarını ve mesleğine olan sevgisinin yemek yapmaktan geçtiğini dile getiren Özdemir, “Vatandaş artık fastfood gibi gıda ürünlerinden sıkılmaya ve tat almamaya başladı. Bizim işletmemiz sıcak bir aile yuvası gibi, anne yemekleri yapılıyor. Müşteri gözüyle bakmıyorum kendilerine, tamamen misafir gibi aileden biri gibi bakıyorum. İşime tutku ile bağlıyım, yapacağım yemekler için en iyi malzemeleri alırım. Bu açıdan ev yemekleri yapmak daha cazip geliyor bana. Yemek yapmaya seven biriyim, evimde de misafirlerim olurdu, güzel yemekler yapardım. Böyle olunca yakın çevrem beni sürekli ev yemekleri yapmam konusunda işletme açmam noktasında beni teşvik etmeye başladılar. Ben terzilik ve şarküteri işi de yaptım ancak o meslekleri hiç sevmedim” dedi.
“EN BÜYÜK FARKIM ÜRÜNÜN EN İYİSİNİ KULLANMAK”
Şarküteri ve ev yemekleri lokantası fikrinin planlı ve sağlam adımlar atılarak faaliyete geçtiğini, büyük bir müşteri kitlesine de hitap ettiklerini vurgulayan Özdemir, “Buraya ben hiçbir destek almadan açtım. Şarküteri dükkanımı kapattıktan hemen bir gün sonra ev yemekleri mekanımızı açtık. Ancak şu da bir gerçek ki buraya açmadan önce bir, farklı etkenleri düşündüm, lokasyon belirledim araştırma yaptım. Burası yüksek bir maliyetle devrediliyordu şarküteri dükkanımı kapattıktan sonra buranın boşaldığını görünce hemen kiracı olarak Elazığ şarküteri ve ev yemekleri isimli işletmemi açtım. Dükkanımızda bulunan tüm ürünler eski işyerimden kalma hiçbir masraf yapmadan buraya geçtim. Herhangi bir kurumdan da destek almadım. Eşimin de desteği ile gönül vererek müşterilerimize hizmet ediyoruz. Burada üç kişiyiz, gün içinde en yoğun olduğumuz saatler saat 12 ve 2 buçuk arasındaki dilimde oluyor. Müşterilerimiz özellikle yakın esnaf grupları ve odaları, kamu sektöründe görev alanlar ve eş dostumuz bizim en fazla hizmet ettiğimiz müşterilerimiz oluyor. Mersin çarşı bölgesinde ev yemekleri yapan birçok yer var ancak müşteri rast gele tercihte bulunur ve damak tadına uygun bulduğu yerde yemek yemeğe devam eder. Yine bu bölgede isim yapmış, marka sahibi birçok yemek yapan yer olmasına rağmen müşteriler bizleri daha çok tercih ediyor. Beni diğer gıda ürünleri hizmeti sunan yerlerden ayıran en önemli detay benim ürünlerimde en iyisini kullanmam olur. Ayrıca mutfağım da göz önünde herkesin göreceği şekilde bulunuyor” diye konuştu.
“DÜRÜST OLURSANIZ KAZANIRSINIZ”
Müşterileriyle kurduğu samimiyet ve dürüstlüğün kendisini başarılı kıldığını da dile getiren Özdemir, “İnsanlar ne yiyeceklerini görüyor ve biliyor. Müşterilerimizle samimi ve sıcak bir ilişki içindeyiz kendileri burada çay ve kahvelerini rahat bir şekilde alırlar. Yemek yemek isteyen müşterilerimizin teklifi üzerine de menümüzü oluşturuyoruz. İstedikleri her yemeği bizleri arayarak söylemeleri üzerine yemekleri hazırlamaya koyuluyoruz. Buraya gelen tüm müşterilerimiz burayı sever ve oldukça geniş bir çevremiz var. Müşterilerime olan ilgi ve alakam o kadar sıcak ki. Çocuğum olmadı, kendilerine evladım gibi bakıyorum. Bizi samimi kılan şey de dürüst olmak. Dürüst olursanız kazanırsınız. Ben kendime güvenerek burayı açtım, önce kendime sonra da çevremde bulunanlara güvendim. Müşterilerimiz ikinci şubemizi bile istiyorlar ancak yorulduğumu ifade ettiğim için şimdilik geri çevirdim bu teklifi. Ev yemekleri gibi bir işletme açmak için seçeceğiniz bölge, cadde ve iş yerlerine olan yakınlık çok önemli oluyor. Örneğin Yenişehir Pozcu’da bu işi yapmak isteseniz eksik kalabilir bu çünkü oranın esnafları kendi yemeklerini yapıyor. Çarşı merkezinde ise iş merkezleri ve hitap edeceğiniz müşteri kitlesi fazla olunca ev yemekleri işletmek daha mantıklı oluyor” ifadelerini kullandı.
“MADDİ VE MANEVİ AÇIDAN OLUMSUZ ETKİLENDİK”
Covid-19 salgının işlerini olumsuz etkilediğini, müşterileriyle eskisi gibi bir araya gelmeyi arzuladıklarını söyleyen Özdemir, “Pandemi sürecinden olumsuz etkilendik. Salgın sürecinin başladığı 2020 yılının mart ayından sonra üç ay boyunca kapalı kaldık. Ailemin desteği ile ayakta kaldım. Tüm birikimlerimiz gitti. Kira, fatura ve diğer giderlerimizi bu süreçte ödemekte çok zorlandık. Borçlandık bu sürede, işletmemizin üç aylık kirasını daha sonra taksitler halinde ödeyerek kapattık. Şu an pandemi kısıtlamaları nedeniyle paket servis hizmeti veriyoruz bu bile işlerimizi etkiledi. Nerdeyse yarı yarıya paket servisinde de düşüş yaşadık. Bazı mağazalar ve kurumların toplu sipariş vermelerinden dolayı bizler ayakta kaldık. Burası sıcak bir aile ortamı ve insanlar burada yemek yemek istiyorlar ancak paket servis yapmak zorundayız. Eskiden masalarımızda yer kalmazdı kalabalıktan. Özlüyoruz eski günlerimizi hem maddi hem manevi anlamda çok etkilendik. Pandemi işlerimize eski halinden eser bırakmadı” diye konuştu.
“KENDİNİZE GÜVENİN!”
Başarılı olmanın özgüvenden geçtiğini ve kadın girişimcilerin kendilerine inanmaları gerektiğine vurgu yapan Özdemir, “İnsanlar kendilerine güvendikleri vakit her şeyi başarabilirler. Yemek yapmayı çok sevdiğim için bu mesleği tercih ettim çünkü yapmak istediğim şey bu. Tüm yemekler benim elimle yapılıyor ve asla bir patron gibi davranmıyorum. Müşterilerim el lezzetimi bilir, yemeğin tuzuna kadar benim yaptığımı bilirler. Benim gibi girişimci olmak isteyenlere mesajım kendilerine güvenmeleridir. Burayı açmadan önce planlı ve programlı davrandım bu da çok önemli. Umarım pandemi biter ve müşterilerimize kavuşur sohbetlerimize kaldığımız yerden devam ederi” şeklinde konuşarak sözlerini sonlandırdı.