Hekimler, Sağlık Bakanlığı önünde

Hekimler, Sağlık Bakanlığı önünde cukurovagazetesi.com
DHA

ANKARA’da Sağlık Bakanlığı önünde toplanan hekimler ve sağlık çalışanları, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’ne ilişkin basın açıklaması yaptı.


Türk Tabipleri Birliği öncülüğünde düzenlenen basın açıklamasına ülke genelinde 30 bin üyesi bulunan Hekim Birliği Sendikası da katıldı. Ayrıca farklı sağlık sendikaları ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri de destek verdi.

Hekim Birliği Sendikası üyeleri de basın açıklamasında yer aldı. Hekim Birliği Sendikası’nın Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Diş hekimi Özgür Öz yaptığı basın açıklamasında, 5-6-7 Kasım'da iş bırakma eylemi yaptıklarını söyleyerek, “Şu an 2-6 Aralık arası 5 günlük iş bırakma durumu daha gerçekleşti. Yani sahanın sesine kulak vermeyen kendi bildiğini yapan, masa başında alınan hekimliğe müdahale eden kararları sahanın kabul etmesi, hekimlerin kabul etmesi mümkün değil. Reçetemize dokunmayın diyoruz. Buna dokundurtmayız diyoruz. Şuayip Bey’in yakın zamanda yaptığı hayal kırıklığı yaratan bir açıklama var. Bunu buradan dil sürçmesi olarak değerlendirmek istiyoruz. Bir hekim, hekim gibi davranmalıdır. Hekimle konuşurken aldığı eğitimin hakkını vermelidir. Onun dışında üsten bakan yaklaşımlarla istikamet çizilmeye çalışılması doğru değildir. Burada arkadaşlarımız halk sağlığını koruma adına onurlu bir mücadele gerçekleştiriyor. Bunun desteklenmesi lazım. Bu işin yolu, yöntemi baskıcı şekilde masa başında alınan kararları dayatma değil. Sahada bu işi bilen halk sağlığını önemseyen kesimlerle oturup istişare etmektir” dedi.

Hekim Birliği Sendikası İdari İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Op. Dr. Çağlar Yıldırım ise “Bizim amacımız Türkiye'de ideal sağlık sektörünün hizmetini kamu eliyle ücretsiz şekilde gerçekleşmektir. En büyük talebimiz sağlıkta şiddetin son bulmasıdır. Biliyorsunuz şu anda havaalanlarına, valiliğe, belediyeye, adliyeye tırnak makasıyla giremezken hastanelere çakı, bıçak en son Kahramanmaraş'ta pompalı tüfekle girilmiştir. Bunu kabul etmiyoruz. Gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz. Şiddeti önleyici önlemlerin alınmasını istiyoruz. Bir diğer durum özlük haklarımız. Türkiye'de en meşakkatli eğitimlerden gelen en meşakkatli sınavları geçen gençliğini kitap sayfalarının arasında bırakan hekim ve sağlık profesyonelleri maalesef bir sonraki ayın 15’inde kaç lira maaş alacaklarını bilmeden çalışmaktadırlar. Anayasal izin hakkımız olan izin hakkımızı kullandığımızda, maaşımızın yarıya yakını kesilmektedir. Bunun dışında anne olduğumuzda, baba olduğumuzda, yakınımız vefat ettiğinde, evlendiğimizde, izin aldığımızda, devletimiz bizim maaşımızı kesmektedir” diye konuştu.

Dr. Yıldırım, “Maaşlarımızın yaklaşık üçte biri vergilere takılmaktadır. Öyle bir sistem düşünün ki, ocak ayında aldığınız maaşı Aralık’ta alamıyorsunuz. Böyle bir sistemde çok büyük bir vergi yükünü tabiyiz. Türkiye'de şu ana kadar 14’e yakın hekim arkadaşımız, sağlık profesyoneli sağlık kurullarında devletin güvencesinin olduğu yerlerde maalesef vefat etmiştir, öldürülmüştür, katledilmiştir. Bizim amacımız Sağlık Bakanlığı'ndaki bürokratların sesimizi duyurmaktadır. Bu kararlara imza atanların birçoğu hekimdir, meslektaşımızdır, hipokrat yeminiyle birbirine bağlı olduğumuz kişilerdir. Sahada çalışan kişiler olarak sorunları biliyoruz, çözümlerini biliyoruz, tedavisini de biliyoruz. Bizlerin olmadığı masalarda, bürokratların almış olduğu popülist yönetmelikleri ve buna dayalı olarak çıkarılan mevzuatları kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘HASTALIĞI DA TEDAVİYİ DE BİLİYORUZ’

Hekim Birliği Sendikası adına yapılan basın açıklamasında da şu ifadelere yer verildi: “Bizleri çağırsınlar biz hekimiz hastalığı biliyoruz, tedavisini de biliyoruz. Beraber oturalım masaya, kararları beraber almak için istişarede bulunalım. Sonuçta emin olun ki Türkiye'de sağlıkla hiçbir problem olmayacak sistemi getirmek emin olun bir haftadır. Bir hafta içinde bir çalıştay yapıp idarede bizlerin sesini duyarsa Türkiye'de sağlık sistemiyle alakalı hiçbir problem olmayacağını garantisini vermek istiyoruz. Sendikalı eylem anayasal haktır. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti'nde dava açılarak sendikal eylem nedeniyle verilen cezaların iptal edilmediği bir durum yok. Hepsi iptal edilmiştir. Çok ciddi idare anlamında mahkeme ücretleri, avukat ücretleri maliyetler olmaktadır. Bu nedenle ve bir an önce mobbinglere de son verilerek bizim sesimizi duymalarını istiyoruz. Biz hekimler ve sağlık profesyonelleri, yıllardır hastalarımızın derdine derman olmaya çalışırken kendi dertlerimizi hep erteledik. Ancak artık dayanacak gücümüz kalmadı. Sürekli koşan ama bir türlü hedefe varamayan koşucular gibiyiz. İster istemez sormadan edemiyoruz: Hekimler tükenmeden, sağlık sistemi iflas etmeden, bu sorunları çözmek için daha ne kadar bekleyeceğiz? 2-6 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirmekte olduğumuz iş bırakma eylemi, çaresizliğimizin değil, çözüm için bir çığlığın ifadesidir. Bu eylemle hem hekimlik mesleğinin onurunu hem de halkımızın hak ettiği sağlık hizmetlerini savunmak için sesimizi yükseltiyoruz. Çünkü bizler bu ülkenin hekimleri olarak artık yalnızca sorumluluklarımızı değil, haklarımızı da korumak için buradayız. Sağlık Bakanının, aile hekimlerinin haklarını savunmak için yasal sendikal haklarını kullandıkları 2-6 Aralık tarih aralığında Isparta’da bir ASM’ye giderek iş bırakma eyleminin uygulanamadığı gibi bir algı yaratmaya çalışmasını yakışıksız bulduk! Bakanlığın mevzuatı masa başında, sahanın ihtiyaç ve beklentilerine kulak tıkayarak “Ben yaptım oldu” mantığıyla hazırlaması hem hekimleri hem de hastaları mutsuz etmiştir! Ülkedeki on binlerce hekim eziyet yönetmeliğinin bu hâliyle kabul edilemez olduğunu her yolla anlattı ve eylemlerle anlatmaya devam ediyor ama Sağlık Bakanlığı hâlâ ‘ama biz şu anda bunu uygulayacağız’ diye dayatmaya devam ediyor. Öte yandan Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci hafızalara kazınacak müthiş bir tespitte bulundu. Aile hekimlerine ‘Greviniz sistemi tıkamadı’ dedi. Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci'ye sesleniyoruz. Sistem zaten tıkalı olmasa on binlerce hekim iş bırakma eylemi yapmazdı. Sağlık çalışanlarının emeğini değersizleştiren, halkın sağlık hakkını ihmal eden bir sistemin sorunlarını görmezden gelmek çözüm değildir.”