DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında vizesiz Türk hacı adaylarının karşılaştığı zorlukları ele alarak, Diyanet organizasyonun denetlenmesi ve hac fiyatlarının düşürülmesi çağrısında bulundu.
Hac Vizeleri ve Yaşanan Sıkıntılar
Ekmen, Kurban Bayramı'na bir hafta kala kendisine ulaşan hacı adaylarının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Hac vizesi olmayan vatandaşların Suudi polisi tarafından yakalanarak Mekke’den 40-50 kilometre uzakta bırakıldığını ve 700 dolara ulaşan yüksek ücretler ödeyerek dönmek zorunda kaldıklarını belirtti. Yetkililerce yapılan bazı konuşmalar nedeniyle Diyanet'in vatandaşları ihbar ettiğine dair kuvvetli bir algı oluştuğunu ifade etti.
Ekmen, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Hac ve Umre İşleri Genel Müdürü Remzi Bircan ve daire başkanı Hüseyin Demirhan’ın eğitimlerde yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak, Hac vizesi olmayan vatandaşların Suudi makamlarıyla yapılan görüşmeler sonucu sıkı tedbirlere tabi tutulduğunu belirtti. Ayrıca, Türkiye'den yasal yollarla çıkış yapan ve Suudi Arabistan'a yasal giriş yapan ve Mekkeye ulaşan hacı adaylarının Mekke'de büyük zorluklarla karşılaşmasının yanlış olduğunu vurguladı.
Vizesiz hacca kimler gidiyor?
Vizesiz hacca gidenlerin çoğunu 16-17 yıl vizesi çıkmayan vatandaşların oluşturduğunu belirten Ekmen, maddi anlamda gücü olmadığı için bunu tercih edenlerin de olduğunu söyledi. Vizesiz hacca gidip mağdur olan hacılar için ise; ticari, turizm veya erken alınmış bir umre vizesi ile Türkiye’den yasal olarak çıkılıyor, herhangi bir engellemeye tabi tutulmuyor. Suudi Arabistan’a da yasal yollardan giriyor ve Mekke’ye kadar ulaşabiliyor. Türkiye’den çıkışını engelleyebilirsiniz, engellemediniz. Suudi Arabistan’a girişini engelleyebilirsiniz, engellemediniz. Mekke’ye ulaşımını engellemediniz. Artık Mekke’de bunların Kabe’yi tavaf etmesine, Arafat’a çıkmasına izin vermek hatta yardımcı olmak lazım' ifadelerini kullandı.
'Hacı kartı olmayana sağlık hizmeti de yok'
Ekmen, Türkiye'den giden hacıların Diyanet'in sağlık kabinlerine gittiklerinde hacı kartı yoksa muayene bile olamadıklarına dikkat çekti. Ekmen; 'bunların bir kısmı yaşlı, tansiyonu var, şekeri var. Gidiyor Diyanet’in sağlık kabinine. Konulan kural ve kaide, Diyanet onaylı hac kartı olmayan hiç kimseye sağlık hizmeti verilmeyecek. Allah’tan korkun! Adamcağız Mekke’de, Medine’de herhangi bir anda belki kalp krizi geçiriyor, belki şeker komasına giriyor, belki tansiyonu beynine atacak, beyin kanaması geçirecek. Oradaki doktor ve hemşire iyi niyetliyse muayene edebiliyor ama Diyanet’in koyduğu kural, bunların muayene edilmemesi yönündedir' dedi.
Şirketlere ve Vatandaşlara Uyarılar
Ekmen, hac ve umre organizasyonu yapan şirketlere ve vizesiz olarak hacca gitmeyi düşünen vatandaşlara yönelik uyarılarda bulundu. Şirketlerin vatandaşları daha dikkatli bilgilendirmesi ve vizesiz olarak hacca gitmenin getireceği zorlukları açıkça belirtmesi gerektiğini vurguladı.
Vatandaşlar ve şirketlere seslenen Ekmen “Vatandaşlarımızdan ricamız, hac vizesi olmadan kutsal topraklara gitmemeleridir. Bunun yanında Hac ve umre organizasyonu yapan şirketlerin vatandaşlarımızı doğru bilgilendirmesi ve vizesiz olarak hacca gitmenin getireceği zorlukları açıkça ifade etmesi gerekmektedir,” dedi.
Ekmen, yasal yollarla Mekke’ye ulaşmış vizesiz hacı adaylarına Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konuda daha insancıl ve destekleyici bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini belirtti. Ekmen “Vizesiz olarak hacca giden vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntılar göz önüne alındığında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın daha insancıl ve destekleyici bir tutum sergilemesi gerekiyor. Bu vatandaşlarımızın ibadetlerini huzur içinde yerine getirmeleri desteklenmelidir. ” ifadelerini kullandı.
”Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kurumsal İtibarı hepimiz için önemlidir”
Ekmen, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın itibarının korunmasının önemine vurgu yaparak, kurumun itibarını zedeleyen uygulamaların düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Ekmen “Diyanet, göz bebeği gibi korunması gereken bir kurumdur. Bazı anketlerde kurum itibarının %30’lara düşmüş olması üzücüdür. Kurumun uygulamaları şeffaf olmalı, vatandaşın güvenini kazanmalı ve itibarını zedeleyen uygulamalar ivedilikle düzeltilmelidir” dedi.
Hac bedelleri Diğer Ülkelere göre yüksektir
Ekmen, farklı İslam ülkelerinin hac maliyetlerini Türkiye ile karşılaştırarak, Türkiye'deki hac maliyetlerinin neden diğer ülkelere göre daha yüksek olduğunu detaylı bir şekilde ele aldı.
Ekmen, Diyanetin fiyatlarının piyasa için de baz fiyata döndüğünü, ücretlerin 6.500 dolardan 16.500 dolara kadar çıktığını ve bu fiyatların düşürülmesi gerektiğini söyledi. Ekmen, Genel maliyetlerin azaltılması yanında karayolunun kullanılmasının da maliyeti düşüreceğini ve hacı adaylarının ödemede zorlanmayacağını vurguladı.
Ekmen, “Endonezya, Irak, Malezya, Pakistan ve Mısır gibi ülkelerdeki hac maliyetleri, Türkiye’ye kıyasla çok daha düşüktür. Meclis araştırma biriminin resmi web sitelerini esas alarak hazırladığı rapora göre, Endonezya’da kişi başı maliyet 5747 dolar’dan, Pakistan’da ise rakam 4.015 dolardan başlıyor. Malezya’da ortalama kişi başı ücret 7073 dolar. Irak’ta karayolu ile hac 3.500 dolar, havayolu ise 5.000 dolar. Mısır’ın ortalama ücreti 3.500 dolar. Bu ülkelerin Cidde’ye uzaklığı yer yer İstanbul’dan 2 kat uzak. Diyanet İşleri Başkanlığı bu farkın nereden kaynaklandığını açıklamalıdır.” dedi.
Ekmen, Diyanet İşleri Başkanlığı'na şeffaflık çağrısında bulundu. Ekmen, “Uçak bileti, Suud makamlarına ödenen bedeller, konaklama-transfer ücretleri, organizasyon giderleri ve elde edilen gelirler tek tek kamuoyuna açıklanarak fiyat farkları izah edilmelidir.” Dedi.
Türk hava yollarına da seslenen Ekmen, “Avrupa’da Cidde-Riyad-Medine ile benzer mesafedeki parkurlar da bilet fiyatları neden umre bilet ücretinin yarısı kadar? Umreci ve hacıları desteklemeniz gerekirken bu yüksek bilet fiyatları doğru değil” dedi.
Ekmen “Diyanet İşleri Başkanlığı, hac bedellerinin neden bu kadar yüksek olduğunu ve bu maliyetlerin nasıl belirlendiğini kamuoyuna açıklamalıdır. Ayrıca, görevli giden diyanet mensuplarının ve davetlilerin de toplam maliyete etkisi ve hizmetleri hakkında şeffaf bir bilgilendirme yapılmalıdır,” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na Çağrı
Ekmen Ayrıca, Diyanet'in misafirleri olarak götürülen irşad ekibinin ve üst düzey görevlilerin hacılara maliyetlerinin ve yürüttükleri hizmetlerinin de kamuoyuna açıklanmasını istedi. Ekmen beraber görürülen resmi görevli eşleri için alınan vize, suud makamlarına yapılan ödemeler, konaklama-transfer ve benzeri ödemeler için bir tahsilat yapılıp yapılmadığını da sordu.
Hac ve Umre Organizasyonlarında Denetim ve Şeffaflık
Ekmen, hac ve umre organizasyonlarının denetim ve şeffaflık prensiplerine uygun olarak yürütülmesi gerektiğini belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve ilgili kurumların denetim raporlarını kamuoyuyla paylaşması gerektiğini vurguladı. “Hac ve umre organizasyonlarının denetim ve şeffaflık prensiplerine uygun olarak yürütülmesi gerekmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilgili kurumlar, denetim yapmalı ve raporlarını kamuoyuyla paylaşmalıdır,” diye konuştu.
Ekmen, hac organizasyonu 2014 yılından beri Sayıştay denetiminden çıkartıldığını, o günden ber ne Diyanet işleri başkanlığı, ne de Diyanet vakfının maliyetler ve mali tablolar hakkında hiç bir açıklama yapmadığını belirtti.
Diyanet sektörden çekilmeli, acentalar arası rekabet desteklenmelidir
Hac hizmetlerinin kural ve kaidelerinin 2011 yılında bir bakanlar kurulu kararı ile belirlendiğini, bakanlıklar arası hac kurulunun oluşturulduğunu ve Sn. Cumhurbaşkanı’nın 2018-2020 ve en son 2022’de bu ilkelerde değişikliklere gittiğini belirten Ekmen, denetim noktasında bu kararın gereklerinin yerine getirilmediğini belirtti.
Ekmen; 'HURSAD tarafından 15 gün önce acentelere giden yazıya göre, her hacı adayı için Diyanete kart bedeli olarak 65 dolar para ödeniyor. 40 yıl Çeyrek altın biriktirerek hacca giden Ayşe teyze 65 dolar az ödese, 65 doların karşılığı olan para onun kursağında kalsa ne olacak? Niçin bunu ödüyoruz zaten bir sürü hizmetin bedeli ödeniyor” dedi.
2024-2024 dönemi için umre organizasyonunda 550.000 dolar, hac için ise yaklaşık 1.500.000 dolar teminat belirlendiğini, acentelerin kapasite ve ticari hacimlerini ayırmayan bu yaklaşımın yanlış olduğuna dikkat çeken Ekmen, bu durumun rekabeti öldürdüreceğini ve belirtilen teminatı ödemeyen küçük acentelerin taşeronlaşarak ezileceğini ifade etti. Ekmen sektörde tekelleşme getirecek bu karardan gecikmeden vazgeçilmelidir, dedi.
Acentalar için yayınlanan taban fiyatı da eleştiren Ekmen, bu konuya ilişkin de şunları söyledi: “Bakın bir resmi yazı; bu resmi yazıda diyor ki, 5 günlük hacılar için 4 bin 26 günlük hacılar için 6500 riyalden aşağı para alamazsın. Böyle bir şey olabilir mi? Adam ticaret yapıyor. Ölçtü biçti, hesap etti 4 bin riyala değil 3 bin riyale götürebilir. Niçin engelliyorsun? Piyasayı aşağı düşürme, baronlar nasıl para kazanacak? Adam acenta sahibi diyor ki ben 1150 dolara götürebilirim bu hacıyı. Oradan da para kazanıyor. Ama bu karar göre 1430 dolardan aşağı götüremiyor.”
Cumhurbaşkanı kararına göre organizasyon ve temsil makamının Türsab olduğunu ancak HURSAD | Hac Umre Seyahat Acentaları Derneği’nin de facto yetki kullanıp, özellikle küçük acenteleri tasfiye edecek kararlarda etkili olduğunu, bu durumun Cumhurbaşkanı kararına aykırı olduğunu belirten Ekmen, “mevzuata uymak ve adeta korsan yetki kullanımını engellemek gerekir” dedi.
'Türk hacılarının yanında olun, karşısında değil'
Diyanete şeffaflık çağrısında bulunan Ekmen, 'hac bedeli niçin İslam ülkelerindeki emsallerden daha fazla? Giderlerinizi açıklayın, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu ve Teftiş Kurulu aracılığıyla bu faaliyetleri denetleyin. Türk hacılarının yanında olun, karşısında değil' ifadelerini kullandı.
Ekmen, TÜRSAB ve HÜRSAD arasındaki gerilime de dikkat çekti ve 'Cumhurbaşkanı kararıyla bu durumu sonlandırın ve tekelleri değil rekabeti destekleyin. Küçük firmaları destekleyin, herkesin büyük firmalara kümelenmesini engelleyin' dedi.
'Ticaret yapma, denetim yap'
Son olarak 60/40 olan hac kotası paylaşımının özel sektör lehine geliştirilmesi gerektiğini belirten Ekmen, Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş’a seslenerek ' Sn. Hocam sektörden kademeli olarak çekilin, ticaret yapmayın, koordinasyon yapın, denetim yapın ve bu işin usulüne uygun ilerlemesini sağlayın' ifadelerini kullandı.
Ekmen sözlerini, başvurusu 10 yılın üstünde olan hacı adaylarının hacca kurasız götürülmesi gerektiğini vurgulayarak tamamladı.