Mersin Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Başkanı Sinan Can, deprem felaketinden sonra yoğun bir göç alan Mersin’de yaşana bilecek sorunları gazetemize değerlendirdi. Oda Başkanı Can, kentteki binaların ve yapıların sağlamlığından yaşanan göçlerin kontrol edilmesi gerektiği gibi farklı konuların altını çizerken, ayrıca Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile OHAL Bölgesinde yapılaşmaya açılan mera ve orman alanlarına dikkat çekti. Can, “Mersinin olası bir afet bölgesi ilan edilmesi durumunda ilgili genelge kapsamına girebilir. Bu durum ise afet bölgesi ilan edilmesinin farklı bir boyutu ve sorunu olarak
HABER- FIRAT TATLI
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık depremlerden sonra yıkıma uğrayan 11 ilde, hayatın normale dönmesi için çalışmalar başlatılırken geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilen iller kapsamında orman ve mera alanları yapılaşmaya açılabilecek. Erdoğan’ının imzasıyla yayınlanan ‘yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin kararname’ ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı orman alanlarını ve mera alanları yapılaşmaya açabilecek. Deprem sonrasında Mersin’e yaşanan yoğun göç nedeni ile kentin nüfusu 400 bine yakın arttığı düşünülüyor. Hızla artan nüfustan kaynaklı Mersin kamuoyunun sıklıkla dile getirdiği ve göç nedeni ile “Mersin OHAL bölgesi ilan edilsin, afet bölgesi ilan edilsin” gibi taleplerden sonra Mersin’in olası bir OHAL kapsamına alınması durumunda diğer illerde olduğu gibi ormanlık ve mera alanları yapılaşmaya müsait hale gelecek.
“MERSİN’DE YAPI KRİZİ KARŞIMIZA ÇIKABİLİR”
Çukurova Gazetesi olarak deprem felaketinden sonra yaşanan son gelişmeleri, Mersin deprem riski ve yapılaşmaya açılan ormanlık ve mera alanlarını Mersin Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Can’a sorduk. Mersin’in 3. derece deprem bölgesinde yer aldığının altını çizen Can, “ Tabi bu durum yeni depremler ile birlikte yer küremizdeki tabakaların yer değiştirilmesi ile tekrardan değerlendirilmesi gereken öncelikli konular arasındadır. Kahramanmaraş ve Hatay merkezli gerçekleşen depremlerde Mersin ciddi düzeyde etkilenmiş durumda ve yapılan incelemeler sonucu birçok yapı hasar almış durumdadır. Önümüzdeki günlerde Mersinin yapı stoku üzerinde yapılacak olan detaylı teknik incelemeler sonucunda birçok yapının risk altında olabileceği durum ile karşı karşıya kalabiliriz ve bu durum Mersinliler olarak karşımıza bir yapı kriziyle karşı karşıya bırakacaktır” şeklinde konuştu.
MERSİN’E YAŞANAN GÖÇ SORUNU
Oda Başkanı Can, deprem felaketinden sonra Mersin’e yaşanan göçe de dikkat çekerek, “Göç sadece yurttaşların kentler arası yer değiştirmesi olarak değerlendirilebilecek bir durum değildir. Göç, başlı başına bir aidiyetlik sorunu olmakla birlikte, aynı zamanda bir çevre ve kentleşme sorunudur da. Keza Mersin gerek farklı ülkelerden gerekse ülke içi göçü yoğun yaşayan bir kent durumundadır. Gerçekleşen bu göçler kentimizde kontrol edebilmek ve gerekli önlemler alınarak temel ihtiyaç hizmetlerini sunabilmek son derece önemlidir. Aksi takdirde ileriki dönemlerde istihdam, sağlık, ulaşım, çevresel altyapı ve iklim gibi birçok problemi de beraberinde doğurabilme potansiyeli taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, kentler, binalar bütününden çok daha fazlasıdır” ifadelerini kullandı.
MERA VE ORMAN ALANLARININ YAPILAŞMAYA AÇILMASI
Oda Başkanı Can, deprem felaketinden sonra yaşanan tüm unsurlar doğrultusunda, Mersin’in ‘Afet Bölgesi’ ya da ‘Özel Statüyle Destek’ kapsamına alınması gerekliliğinin önemli olduğunu ve bu konuda gerekli adımların atılması gerektiğini belirterek şunları ekledi, “ Bilindiği üzere 24 Şubat 2023 tarihinde Olağanüstü Hal (OHAL) Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi resmi gazetede yayınlanmış bulunmaktadır. Kararname’de OHAL Bölgesinde yeni yapı inşa edilecek olan yerlerin konumlanmasında mera ve orman alanları kullanılabileceği belirtilmiştir. Mersinin olası bir afet bölgesi ilan edilmesi durumunda ilgili genelge kapsamına girebilir durumdadır. Bu durum ise afet bölgesi ilan edilmesinin farklı bir boyutu ve sorunu olarak karşımıza çıkabilecektir. Nihayetinde, gerek bölgemiz gerekse kentimize dair yeni kararlar alınırken her bir müdahale karşımıza farklı bir sonuç olarak çıkmamalıdır” ifadelerini kullanarak sözlerini tamamladı.