Mersin Ticaret Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, MTSO yönetimine 4,5 yılda farklı bir felsefe getirdiklerini vurgulayarak, " Toplumun tüm kesimleri Ticaret ve Sanayi Odası’nın varlığını, gücünü ve Mersin için ne anlama geldiğini öğrenmiş oldu" dedi.
Haber-Barış Köksal
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Radyo Metropol'de Cihan Barış Budak'ın programına konuk oldu. 4,5 yıllık görev sürelerinde MTSO yönetimine farklı bir felsefe getirdiklerini vurgulayan Kızıltan, 5 Kasım'da yapılacak MTSO seçimlerine ilişkin de açıklamalarda bulundu. 4,5 yılda 'katılımcılığı' ön planda tutarak önemli çalışmalara imza attıklarını ve kentte yankı uyandırdıklarını belirten Kızıltan, "Her bir bireyin Ticaret ve Sanayi Odası'nın ve kentin çok değerli ve katkı koyan bir Üyesi olmasına olanak sağladık" dedi.
"İNSANLAR ARTIK KENDİLERİNİ İFADE ETMEYE BAŞLADILAR, ÇALIŞIYORLAR"
5 Kasım'da Yenişehir Fuar Alanı'nda yapılacak seçimlere ilişkin açıklamalarda bulunan Kızıltan, MTSO seçimlerine bu dönem yoğun bir ilgi olduğunu vurguladı. Seçim çalışmalarının artık billboardlara kadar yansıdığına dikkat çeken Kızıltan, "İnsanlar artık kendilerini ifade etmeye başladılar, çalışıyorlar. Tabi önceki seçimlerde, önceki dönemlerde sosyal medyanın gücü bu kadar yüksek değildi. Bir de Ticaret ve Sanayi Odası toplumun içinde bu kadar yoktu. Herkes bilmezdi. 'Ticaret ve Sanayi Odası öyle bir kurum' deyip geçerlerdi. Şimdi biz bir felsefe ortaya koyduk. Felsefeyi değiştirdik. Toplumun tüm kesimleri Ticaret ve Sanayi Odası'nın varlığını, gücünü ve Mersin için ne anlama geldiğini öğrenmiş oldu" diye konuştu.
"BİZİM FELSEFEMİZ; TOPYEKUN ÇALIŞMA"
MTSO'da şu anda 41 komite bulunduğunu belirten Kızıltan, "Önceki seçimlerde bu daha azdı. Sayımız arttıkça komite sayılarımız da artıyor. Komiteler ve Meclis üyeleri fazla aktif çalıştırılmazdı. Komiteler gelir, toplantı yaparlardı. Usulen toplanıp karar defterine imza atıp giderlerdi ya da kimisi gelmez, işyerlerine gidip imzalatılırdı. Komiteler üretken çalışmazdı. Meclis'lerde kişisel çekişmelerden dolayı kavgalar olurdu. Ama tabii ki doğru işler de yapılıyordu. Bizim dönemimizde felsefemiz; 'topyekun çalışma.' Topyekun çalışma; her bir bireyin Komite üyesi, Meclis üyesi, Yönetim Kurulu üyesi, Başkanlık Divanı; her bir bireyin Ticaret ve Sanayi Odası'nın ve kentin çok değerli ve katkı koyan bir üyesi olmasına olanak sağladık" ifadelerine yer verdi.
"MECLİS ÜYELERİ MECLİS'TE ÇOK AKTİF HALE GELDİLER"
Her ay 41 toplantı yapıldığını vurgulayan Kızıltan, "Her ay bu 41 toplantının yüzde 80'ine ben bizzat Yönetim Kurulu Başkanı olarak katıldım. Biz Komite toplantılarına katılmaya başlayınca Komite üyeleri işi ciddiye almaya başladı. Orada sektörle ilgili sorunlar, talepler, sektörlerin gelişimi için yapılması gerekenler gündeme geldi. Bunları konuşmaya başladık ve Komitelerimiz hakikaten üretmeye başladı. Üretmeye başlayınca Yönetim Kurulu'na bilgi beslemesi oldu. Biz de o Komitelerin bize gönderdiği bilgilerden yola çıkarak sorunların çözümü ve yapılması gerekenlerle ilgili kendi aksiyonlarımızı aldık. Meclis üyeleri Meclis'te çok aktif hale geldiler. Herkes konuşur, anlatır, kentin sorunlarını ve gelecekle ilgili düşüncelerini anlatır hale geldi" diye konuştu.
"BU GÖREVLERİN ÖNEMLİ GÖREVLER OLDUĞU GÖRÜNÜNCE İNSANLAR RAĞBET ETMEYE BAŞLADI"
Sektörün sorunlarının Komitelerde gündeme gelmesiyle birlikte çözüm mercileriyle temasların da başladığını sözlerine ekleyen Kızıltan, "Bunun çözüm mercileri; Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Akdeniz Belediye Başkanlığı, Toroslar, Yenişehir veya Mezitli Belediye Başkanlıkları, Valilik, ilgili kamu kurumları, Ankara'daki ilgili bakanlıklar; Komitelerimizle birlikte gidip ziyaretler yaparak onlara sorunları birinci ağızdan anlattık. Böyle olunca Komitedeki üyeler ve Meclis üyeleri bu makamların çok değerli makamlar olduğunu gördüler. Bizim Komitelerdeki görevlerin, Meclis üyeliklerinin çok önemli görevler olduğu görününce insanlar rağbet etmeye başladı" dedi.
"İNSANLAR AHBAP-ÇAVUŞ İLİŞKİSİYLE, HEMŞEHRİCİLİK YA DA BAŞKA İLİŞKİLERLE SEÇİLMEMELİ"
Kızıltan, MTSO seçimlerinde 'liyakatin' esas alınması gerektiğini belirterek; "Ticaret ve Sanayi Odası'nda sektörlerini temsil edecek insanlar ahbap-çavuş ilişkisiyle, hemşehricilik ya da başka ilişkilerle seçilmemeli. Bu sadece Ticaret ve Sanayi Odası'yla ilgili değil. Genel seçimler ve belediye seçimleri de öyle. 'Bu bizden, bu hemşehrimiz, bizim milletimizden' bunlar değil. Bu adam nedir kardeşim, ne yapmış. Mesleği ne, sektörün neresinde? Bizi temsil etme kabiliyeti var mı? Yabancı dili var mı? Bunlara bakarak oy vermemiz lazım" ifadelerine yer verdi.
"BİZİM ÜYELERİMİZ, CAMİAMIZ ÇOK SAĞDUYULU İNSANLARDIR"
5 Kasım'da yapılacak seçimlere yönelik sağduyu çağrısını yineleyen Kızıltan, "Şimdi bu kadar çok ortalarda dönen laflar kimsenin kafasını karıştırmasın. Bizim üyelerimiz, camiamız çok sağduyulu insanlardır. Kültür düzeyi yüksek insanlardır. İş insanlarıdır. İnsanlarla beşeri ilişkileri son derece yüksektir" dedi.
"İMAR DURUMU, BİR ÖNCEKİ DURUMA GETİRİLDİĞİ TAKDİRDE HİÇBİR ENGEL KALMIYOR"
Radyo programında 'Ana Konteynır Limanı'na ilişkin de açıklamalarda bulunan Kızıltan, "Geçenlerde bir endişe çıkmıştı; 'Ana Konteynır Limanı Mersin'den gitti, bir daha buraya yapılmaz, Adana'ya yapılıyor' diye. Biz de o zaman inceledik. Adana'da yapılması düşünülen limanı 2 büyük holding, özel sektör yatırımı olarak planlamışlar. O, o şekilde gidiyor. Ama bizim Ana Konteynır Limanı, Doğu Akdeniz'in en büyük, en geniş kapasiteli bir Konteynır Aktarma Limanı olacak. Bu, devlet yatırımlarında listede. Hatta ödenek de ayrılmış. Burada değiştirilen imar durumunu, bir önceki imar durumuna getirildiği takdirde Ana Konteynır Limanı'nın önünde hiçbir engel kalmıyor. Şimdi devlet para bulabilirse devlet yapacak. Yoksa 'burayı yapacak yatırımcı bulun, biz de devlet olarak bu limanın yapılması için her türlü desteği veririz' diyorlar" ifadelerine yer verdi.
"BİZ BAZI KURUMLARI VE KİŞİLERİ DERİNDEN HAREKETE GEÇİYORUZ"
Ana Konteynır Limanı'nın yerinin Mersin olduğunu vurgulayan Kızıltan, "En son Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu gelmişti. Tabi ben bu yatırımın Mersin'den gitmediğini biliyorum. Orada soranlar oldu. 'Ana Konteynır Limanı' lafı çıkar çıkmaz, Bakan; 'Ben buraya gelmeden önce konuyu biliyorum, Ulaştırma Bakanı'yla konuştum, bu liman Mersin'e yapılacak, bir yere gitmiyor' dedi. Daha önce de Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat Oktay bunu bizzat açıklamıştı. Hatta Meclis'te 'bu Liman'ın adresi Mersin'dir' diye açıklamıştı. O da bizim girişimlerimiz ve bizim tetiklememizle oldu. Tabi kamuoyu bunları bilmiyor. Biz çıkıp tantana yapmıyoruz. Biz bazı kurumları ve kişileri derinden harekete geçiyoruz. Bu daha etkili oluyor. Çünkü çıkıp bağırıp çağırdığın zaman, masaya yumruğu vurduğun zaman karşı tarafı rencide ediyorsun. Yapacağı varsa da yapmıyor. Biz bunu gözlemledik" şeklinde konuştu.
"BİZ UYGARCA, MEDENİ YOLDAN HAREKETE GEÇİRİYORUZ"
Mersin'de sağduyu ve uzlaşıyla sorunların üstüne gittiklerini vurgulayan Kızıltan, "Bizim yöntemimiz farklı tabi. Bizim farklı bir felsefemiz var. Ticaret ve Sanayi Odası Yönetimi'ne de farklı bir felsefe getirdik. İnsanlar masaya yumruk vurulmasını veya kavgalı olmasını istiyor. Biz uygarca, medeni yoldan harekete geçiriyoruz. Bu daha doğru bir yöntem. Şimdi onlara verdiğimiz mesajlardan ve şevkten dolayı milletvekillerimizin çoğu 'Meclis'te şöyle bir konuşma yapacağım bu konuda ne önerirsiniz, ne konulara değineyim' diye beni arıyorlar" ifadelerine yer verdi.