’Aşkım Bahardı’ ve ’Sonsuz Bir Aşk’ filmlerinin ardından son olarak Mersin’de çekimi devam eden ’Görücü Usulü’ filmlerinin yapımcısı Ulaş Çobancı gazetemize konuştu. Çobancı, Mersin’deki yerel yönetimler ve iş dünyasıyla gerçekleştirdiği görüşmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Haber-Adem Güneş
2019 yılında kurulan Klan Film'in yapımcılığını üstlendiği 'Aşkım Bahardı' ve 'Sonsuz Bir Aşk' filmlerinin ardından şimdi de 'Görücü Usulü' filminin çekimleri Mersin'de sürüyor. Filmin yapımcısı Ulaş Çobancı da çekim sürecini Mersin'de koordine ediyor. Bir Mersinli olarak çektiği filmlerde memleketini ön plana çıkartmak istediğini kaydeden Çobancı, 4'üncü ve 5'inci filmi de Mersin'de çekeceğini vurguladı. Çobancı, Mersin'deki yerel yönetimlerin ve iş dünyasının Mersin'in tanıtımı noktasında gerekli çabayı göstermediğini belirtti.
"KENDİ DOĞUP BÜYÜDÜĞÜM TOPRAKLARDA FİLM YAPMAYA GELDİM"
Bir romantik komedi filmi olan 'Görücü Usulü'nün çekimine Mersin'de devam ettiklerini belirten Çobancı, filmde Mersin'in yemeklerinden kültürüne, giyim tarzlarından sosyal yapısına kadar pek çok unsura yer verdiklerini vurguladı. Çobancı; Anıl İlter ve Tuğba Melis Türk'ün başrolünde oynadığı filmin kadrosunda İbrahim Kendirci, Ruhi Sarı, Ali İpin, Başak İlhan, Hande Arısoy, Kahraman Sivri ve Nergis Çorakçı gibi kıymetli oyuncuların yer aldığını söyledi. Klan Film'i 2019 yılında kurduklarını ve 3 yıllık süreçte Mersin'de 3'üncü filmin çekimini gerçekleştirdiklerini belirten Çobancı, "Ben, Mersin'de doğup büyümüş biriyim. Dolayısıyla kendi doğup büyüdüğüm topraklarda film yapmaya geldim" dedi. 'Görücü Usulü' filminde 18 Yapım'la ortak çalıştıklarını da sözlerine ekleyen Çobancı, "Mersin'e daha fazla şirket getirmek istiyoruz. Buraya fazla kişi gelip film yapsın" ifadelerine yerdi.
"ADANA VE ANTALYA'NIN ARASINDA KALAN MERSİN NİYE SİNEMA ŞEHRİ OLMASIN"
Yapımcılığını üstlendiği filmleri Mersin'de çekmek istemesinin nedenine ilişkin konuşan Çobancı, "Türkiye'de bir sürü vilayet var ama ben Mersin'in insanını çok seven biriyim. Mersin'de de yıllardır film yapmayı çok istiyordum" dedi. Mersin'de çektikleri ilk film olan 'Aşkım Bahardı'nın pandemide sinemaların kapalı olması nedeniyle FOX TV'de yayınlandığını sözlerine ekleyen Çobancı, "Biz o zaman buradaki bazı bürokratlar ve yerel yöneticilerle istişareler yaptık, derdimizi anlatmaya çalıştık. Mersin'e 1 saat uzaklıkta Adana var, yaklaşık 7 saat uzaklıkta da Antalya var. İkisi de sinema şehri. 'İkisinin arasında kalan Mersin niye sinema şehri olmasın' diyerek çıktık. Bir girişim yaptık ve burayı hareketlendirmek istedik" diye konuştu. 'Aşkım Bahardı'nın FOX TV'de yayınlandığı sırada filmin Twitter'de trend topic olduğunu belirten Çobancı, o esnada 'Burası gerçekten Mersin mi', 'Başka bir yerde çektiniz de Mersin diye mi gösterdiniz' ve 'Mersin bu kadar güzel bir şehir mi' şeklinde yorumlar aldıklarını söyledi.
"BANA DÜNYANIN EN ENTERESAN CÜMLESİNİ KURDU"
Çobancı, filmlerin çekim sürecinde Mersin'deki yerel yönetimler ve iş dünyasıyla gerçekleştirdikleri görüşmelerden de söz etti. Önceki filmlerde Mersin Büyükşehir Belediyesi'yle kurdukları temasa ilişkin açıklamalarda bulunan Çobancı, "Mersin Büyükşehir Belediyesi'ne gittim. Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Bengi İspir Özgülger'le tanıştık, görüştük, derdimizi anlattık. Bana orada dünyanın en enteresan cümlesini kurdu. 'Siz eğer Mersin belgeseli çekiyor olsaydınız bize elimizden geleni yapmaya çalışırdık ama bu şimdi bir romantik komedi ve sinema filmi. Biz şimdi buraya nasıl katkı sağlayabiliriz ki' gibi bir cümle kurduğunda, ben yanlış bir odada yanlış bir insanla oturduğumu fark ettim. Yine de derdimi olabilecek en nezaketli dille anlatmaya çalıştım, olmadı" dedi.
"'BİZ SİZE ŞÖYLE YAPALIM; AŞEVİ'NDEN 50 KİŞİLİK YEMEK SAĞLAYALIM'"
Çobancı, daha sonra Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'e cep telefonu üzerinden mesaj gönderdiğini sözlerine ekleyerek, "Kim olduğumu, ne yapmaya çalıştığımı olabilecek en tatlı dille anlattım. Dönüş yapmadı. Ama Bengi Hanım'a dönüş yapmış. Bana anlatıldığı kadarıyla söylüyorum; 'Bana böyle bir mesaj geldi, bu numaranın sahibiyle bir iletişime geçin' demiş. Bengi Hanım aradı, 'Ulaş Bey biz size destek olamayacağımızı, durumları anlattık. Siz de Başkan Bey'e ulaşmışsınız. Biz size şöyle yapalım; Aşevi'nden 50 kişilik yemek sağlayalım' dedi. Benim sadece teknik ekibim 80 kişi. Bunun yanında oyuncularım ve yardımcı oyuncularım da var" diye konuştu.
"BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NE İNANILMAZ KIZGINIM"
Ekip olarak kentte misafir olduklarını vurgulayan Çobancı, "Bir kere Büyükşehir Belediyesi'ne inanılmaz kızgınım. Kırgın falan değilim, kırgınlık boyutunu geçtim. Ciddi bir kızgınlık var. Bir destek veremeyebilirsin. Belediye başkanı olarak da gelemeyebilirsin, onu da anlarım. En azından Kültür ve Sosyal İşler Dairesi'nin başındaki memurunu nezaketen sete göndermesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü biz bu şehirde ekip olarak misafiriz. Bizim adetlerimizde, gelenek ve göreneklerimizde 'misafiri ağırlamak' diye bir kavram var. Misafiri ağırlarsınız. Bir bardak suyla, bir masa yemekle fark etmez. Ağırlamak ağırlamaktır. İmkanlarınız ne çerçevede gerçekleşebiliyorsa. Biz burada film çekiyoruz ve Büyükşehir Belediyesi'nden birim başkanlarını, müdürlerini bırakım bir zabıta bile sete gelmedi. Yasal izinlerimiz var ama gelip, 'siz ne yapıyorsunuz burada, belediyenin haberi var mı bu çekimlerden' bile demedi" ifadelerine yer verdi.
"DÜNYANIN EN KUVVETLİ SİLAHLARINDAN BİRİ SİNEMADIR"
'Görücü Usulü' filminin çekimleri için geldiklerinde Mersin Büyükşehir Beleidyesi'nden kimseyi aramadıklarını vurgulayan Çobancı, "Aradığımda bir şey değişmiyorsa aramamam en doğrusu" dedi. Çobancı, görüşmelerle ilgili yaptığı değerlendirmede; "Dünyanın en kuvvetli silahlarından biri sinemadır. Bunu bütün batı medeniyeti biliyor, Amerikalılar biliyor. Ama bizimkiler bunu bir türlü kabul edemiyor. İnanmıyorlar çünkü. Kafalarına yatmıyor. Bir yeri tanıtmak için rock konseri vermenize gerek yok. Çünkü o rock konserine sadece yerel halk gelir, dinler ve günün sonunda evlerine dağılırlar. Bir yeri tanıtmak için festival düzenlemeniz güzeldir ama festivalle bir yeri tanıtamazsınız. Yine oraya yerel halk gelir, anlaştığınız bir televizyon kanalı 15-20 dakika bir yayın yapar. Ondan sonra da kimse bölgeden haberdar olmaz. Ama bir sinema filmi, bir dizi yaparsanız bunu bütün Türkiye izler, bütün dünya izler" dedi. Mersin'in tanıtımıyla ilgili de değerlendirmelerini sürdüren Çobancı, "Mersin'in gerçekten kendini tanıtmak, ifade etmek, daha geniş kitlelere ulaşmak gibi bir derdi varsa; kendi özelimde söylemiyorum; buraya gelen sinemacıları kucaklaması lazım. Buraya gelen sinemacılar belediyenin maddi imkanlarını sömürmek için gelmiyorlar. Buraya gelen sinemacılar buraya sinema yapmak için geliyorlar. Tabii ki şehir dışı işleri zordur. Buraya sadece bir katkı sunmak lazım. Yani 'benim bütün masraflarımı karşıla' diye bir beklenti hiçbir zaman olmaz" ifadelerine yer verdi.
"PARAYI ORGANİZE EDEREK BURAYA GELİYORUZ"
Daha önce Marmaris, Trabzon ve İzmir gibi illerde de film çektiklerini vurgulayan Çobancı, "O insanlara dersimizi çok kolay anlatabildik. Hatta biz anlatmadan, bizim şehre gelişimizi duydukları andan itibaren temas kurup yardımcı olmaya çalıştılar. Biz para pul istemiyoruz. Biz gittiğimiz her şehirde lojistik destek isteriz. Çünkü parayı organize ederek buraya geliyoruz" dedi.
"MERSİN'DE İŞ ADAMLARININ HİÇBİRİNİN MERSİN UMURUNDA DEĞİL"
Sponsorluk noktasında Mersin'deki iş dünyasıyla da temasa geçtikleri vurgulayan Çobancı, "Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan'ın yanına gittik. Ayhan Bey mükemmel bir adam. Bir kere acayip eğlenceli bir adam. Hatta filmi yapılacak kadar eğlenceli bir adam. İşinde de çok başarılı, işini çok ciddiye alarak yapıyor. Elinden geleni yapmasına rağmen hiçbir iş adamını desteklemeye ikna edemedi. Çünkü derdimizi iş adamlarına anlatamıyoruz, anlamıyorlar. Mesela adam 'ben niye sponsor olayım, benim ihtiyacım yok ki' diyor. Yani sponsorluğun bir ihtiyaçtan doğması gerektiğini düşünüyor. 'Benim bir ihtiyacım olmalı ki ben reklam vereyim' gibi düşünüyor. Benim gözlemim şu; Mersin'de iş adamlarının hiçbirinin Mersin umurunda değil. Sadece ticaretlerine bakıyorlar. Mersin hiç umurlarında değil. Mersin tanınmış, tanınmamış; gelişmeye yüz tutmuş, tutmamış; gelişmeli ya da gelişmemeli hiç umurlarında değil. Sadece burada ticaret yapıyorlar ve paralarını kazanıyorlar. Hepsi bu. Mersin sadece kolay ticaret yaptığı bir merkez onlar için" ifadelerine yer verdi.
ÇOBANCI'DAN ÖZYİĞİT VE TARHAN'A TEŞEKKÜR
İlçe belediyeleriyle kurdukları temaslara ilişkin de açıklamalarda bulunan Çobancı, "Bu gelişimde Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit'e gittim. Tek kelimeyle muhteşem bir adam. Ben ne bu şehirde ne de başka bir şehirde vizyonu bu kadar geniş bir belediye başkanı tanımadım. Sağ olsun setimizi de ziyaret etti. Bir ilçe belediyesi olmasına rağmen 'Ne gerekiyorsa yaparım' dedi. 'Biz yamyam değiliz, her şeyi size yıkamayız. Bu adaletli olmaz. Büyükşehir Belediyesi ve bir sürü ilçe belediyesi varken bütün taleplerimizi sizin karşılamanızı bekleyemem. Ama lojistik anlamda küçük bir katkı beklerim' dedim. Sağ olsun bizim teknik ekibimizin konaklama ihtiyaçlarını Yenişehir Belediyesi karşıladı" dedi. Mezitli Belediyesi'yle de olumlu görüşmeler sağladıklarını vurgulayan Çobancı, "Belediye Başkanı Neşet Tarhan'la görüştük. O da sağ olsun 'elimizden ne geliyorsa yapalım' dedi. Gelip setimizi de ziyaret etti sağ olsun. Oyuncularla tanıştı, moral ve motivasyon oldu" diye konuştu.
"TOROSLAR BELEDİYESİ RANDEVU DAHİ VERMEDİ"
Toroslar ve Akdeniz belediyeleriyle önceki filmlerde kurduğu temasa ilişkin açıklamalarda bulunan Çobancı, "Toroslar Belediyesi randevu dahi vermedi. Bir önceki filmimizde Başkan Bey'le tesadüfen Ayhan Bey'in makamında denk geldik. 'Yolda sizin sinopsisinizi okudum. Biz ne gerekiyorsa, elimizden ne gelebiliyorsa yapalım' dedi. Kültür Müdürü ve Özel Kalem Müdürü de yanındaydı. Notlar aldılar. 'Size şöyle, böyle destek verelim' dediler. Bu arada bir önceki filmden bahsediyorum. Sonrasında kayıplar. Bu gelişimizde Kültür Müdürü'nü aradım, geri dönmedi. Ben de bir daha aramadım. Toroslar geçen setimizde ekiplerin yemek yiyeceği masa ve sandalyelerini temin etti bize. Akdeniz Belediye Başkanı da 'Sonsuz Bir Aşk' filminde yine Ayhan Bey vasıtasıyla randevu verdi, gidip görüştük ve Kültür Müdürü'nü yanına çağırdı. Yine aynı cümle; 'Ne gerekiyorsa yapalım.' Ama sonra Kültür Müdürü'ne bir daha ulaşılamadı mesela" dedi.
"ERDEMLİ BELEDİYESİ BU FİLMDE BANA HAYATIMIN EN KOMİK ANINI YAŞATTI"
'Görücü Usulü' filmi için Erdemli Belediyesi'yle kurduğu temasta enteresan dakikalar yaşadığını vurgulayan Çobancı, "Erdemli Belediyesi bu filmde bana hayatımın en komik anını yaşattı. Çünkü biz Kızkalesi'nde çekim yaptık. Kızkalesi'ndeki çekimler öncesinde Erdemli Belediyesi'ne gittik. Belediye Başkanı ameliyat geçirmiş. Başkan yokken yardımcıları ilgilenir. Başkan Yardımcısı Şükrü Bey'e yönlendirildik. Kendisine ne yapmak istediğimizi bir türlü anlatamadık. Biz Kızkalesi'nde çekim yapacağız. Bunun için Kızkalesi'ne gidiş-gelişleri sağlayacak bir teknenin organizasyonu konusunda yardımcı olmasını istedik. 'Bize tekne verin' demedik. Adam inatla 'bizim belediyemizin teknesi yok' dedi. Derdimizi anlatamayacağımızı anladığımız için 5 dakika sonra kalktık" ifadelerine yer verdi.
"BİZ TÜRKİYE SİNEMASINI DÜNYAYA KABUL ETTİREMEMİŞ BİR TOPLUMUZ"
Sinemanın gücünden söz eden Çobancı, "Bugün dünya Amerika'yı 'süper güç' olarak kabul ediyorsa bunun en büyük nedeni yarattığı Hollywood ve Hollywood'dan ürettiği filmler. Süper kahramanlarla dolu bir dünya vaat ediyor ve her zaman Amerika'nın süper kahramanları dünyayı kurtarıyor. Biz Türkiye sinemasını dünyaya kabul ettirememiş bir toplumuz. Bunun nedeni dünyada bütün ülkelerde çekilen sinema filmlerine bürokrasi destek verir, siyaset destek verir, iş adamları destek verir. Amerika'dan bir örnek vereyim. Amerikan Hükümeti'nden bir destek almak istiyorsan 3 tane kriteri var. Bir; İncil göstereceksin. İki; kilise kullanacaksan. Üç; Amerikan Bayrağı kullanacaksın. Şart koşuyor. 'Filmin içinde bu materyalleri kullanırsan ben seni desteklerim' diyor. Biz Türkiye'de o aşamaya gelemedik. Çünkü bürokratlar, siyasiler biz yokmuşuz gibi yaşıyorlar" dedi.
"MERSİN BİRAZ KENDİNE GELMELİ"
4'üncü ve 5'inci filmi de Mersin'de çekeceğini belirten Çobancı, "Mersin biraz kendine gelmeli. Mersinli iş adamları, buradan para kazanan iş adamları kendine gelmeli. Para kazandıkları şehrin ne kadar değerli olduğunu keşfetmeleri lazım. Bu şehre ne kadar gelişim sağlanırsa onların ticaret ağı da bir anlamda o kadar büyüyecek. Ama hiç umurlarında olduğunu zannetmiyorum" dedi. Çobancı, 'Sonsuz Bir Aşk' filminde Mersin'de müteahhitlik yapan Mehmet Ali Şan'la tanıştıklarını da vurgulayarak, "Bir önceki filmimizde oyuncularımızın konaklama sponsorluğunu yaptı. Bizi Yenişehir Belediyesi'yle bir araya getiren kendisi oldu. Randevuyu o organize etti. Erdemli Belediyesi'ni de o organize etti" dedi.