Karakoyun: “Artık yeter, dayanacak gücümüz kalmadı”

Karakoyun: “Artık yeter, dayanacak gücümüz kalmadı” cukurovagazetesi.com

Mersin Tabip Odası ve Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER) ‘Geçinemiyoruz, Haklarımızı İstiyoruz’ adı altında ortak basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında konuşan, Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER) Başkanı Dr. Haydar Karakoyun, “Hekimler aylardır ayakta ve kimse niye ayakta olduklarını sormuyor. Artık yeter. Dayanacak gücümüz kalmadı. Biz saygı görmek istiyoruz. Onurumuz için mücadele ediyoruz. Sesimizin duyulmasını istiyoruz” dedi.


Haber – Mehmet Çetin

Mersin Tabip Odası ve Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER), Mersin Toros Devlet Hastanesi’nde ‘Geçinemiyoruz, Haklarımızı İstiyoruz’ adı altında düzenlenen ortak basın açıklamasına Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Alpay Antmen, Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER) Başkanı Dr. Haydar Karakoyun ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı. Basın açıklamasında konuşan Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER) Başkanı Dr. Haydar Karakoyun, “Hekimler aylardır ayakta ve kimse niye ayakta olduklarını sormuyor. Bize dayatılan ceza yönetmenliği ile iki dudak arasındayız. İşe sadece 15 dakika geç gidildi diye soruşturma açılan kişileriz biz. Aile hekimlerinin önünde çöp bulunduğu için dava açılabiliyor. Artık yeter. Dayanacak gücümüz kalmadı. Biz doktorluk mu yapacağız yoksa başka bir şey mi bizde anlayamadık. Biz saygı görmek istiyoruz. Onurumuz için mücadele ediyoruz. Buradan saray köşelerinde oturanlara sesleniyorum; buyurun o zaman pandemi döneminde odalarınıza kapanmayın da sahada olun, dışarı çıkın. Biz canımızı hiçe saydık, öne attık, öldük, yaralandık, hasta olduk, her şeyi çektik ve kimse bizi dinlemiyor. Sesimizin duyulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“MAAŞLARIMIZ EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI DEĞİLDİR”

Ortak basın açıklamasını okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, hekimler olarak hak ettikleri değeri görmediklerini öne sürerek, “Hekimlerin ve diş hekimlerinin ekonomik haklarında kısmi düzeltme getiren yasa tasarısı tüm partilerin oybirliği ile kabul edilmesine rağmen, iktidar tarafından geri çekilmiştir. Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı tarafından ekranlarda hekimlere zam müjdesi verilmiş ancak hemen ardından tasarının geri çekilmesine dair iki çift söz dahi kurulmamıştır. Enflasyonun gerçek anlamda yüzde 50’nin üzerine çıktığı, açlık sınırının 4 bin 13 TL, yoksulluk sınırının 13 bin 73 TL olduğu şartlarda hekimler olarak geçinemiyoruz, emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bu zorlu çalışma koşullarında emeğimiz yok sayılıyor. 15 Aralık günü yaptığımız bir günlük görev, bir uyarıydı! Almakta olduğumuz maaşlarımız emeğimizin karşılığı değildir, iktidarın keyfine göre belirlenemez. Bu denli yoğun emek çalıştığımız koşullarda emeğimizin değersizleştirilmesini kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verdi.

“HEKİMLERİN DEĞERİ YOK SAYILIYOR”

Bugün gelinen noktanın, uzun yıllardır sağlıkta adım adım yaratılan çöküşün bir sonucu olduğunu iddia eden Antmen, “Konu salt bir zam meselesi değildir. Mesele sağlığa 5 dakikada üretilebilecek bir meta olarak bakılan sistemdedir. Mesele, hekimlik değerlerinin yok sayılması, bilimin değil ekonomik çıkarların ön plana koyulması, mesleğimizin önemini görmezden gelen anlayıştır. Ekonomik krizin ve bu değersizleştirmenin sonucu olarak yoksullaşma, sağlık emekçilerini artık çalışamaz hale getirmiştir. Konu, çalışma koşullarımızın her geçen gün kötüleşmesi, şiddetin her geçen gün artmasıdır. En fazla hastalanan ve ölen meslek grubu olmamıza rağmen Covid-19’un meslek hastalığı sayılmamasıdır. Sorun koruyucu değil tedavi edici, kamucu değil özelleştirmeci sağlık anlayışını dayatan kapitalizme teslim olmuş sağlık sistemindedir. Sorun bizlerin hak arama eylemlerinde değil, sorun bizlerin emeğini çalan, emeğimizin karşılığını vermemekte direnen bu sistemdedir. Toplumun her kesiminden yükselen geçinemiyoruz seslerini artık iktidar duymak zorundadır” şeklinde konuştu.

 

“AİLE HEKİMLERİNE OLAN BASKI GİDEREK ARTMAKTA”

Aile hekimlerine olan baskının artarak devam ettiğini iddia eden Antmen, “Ceza yönetmeliği dediğimiz yönetmeliğin kurmuş olduğu engizisyon komisyonu Mersin’de ilk kurbanını almış, bir aile hekimi arkadaşımızın sözleşmesi hukuksuzca fesih edilmiştir. Çalışanların iş güvencesi kalmamış, sözleşme yenileme, komisyondakilerin iki dudak arasından çıkacak söze bırakılmıştır. Biz bu ceza ve zulüm yönetmeliğini kabul edilemez buluyoruz ve derhal geri çekilmesini istiyoruz. ‘Emek Bizim Söz Bizim’ diyerek başlattığımız mücadele programında hiçbir talebimizden vazgeçmiyoruz. Toplumun sağlığı sağlık çalışanlarının sağlığından geçer. Meclisin açılması ile özlük haklarımıza yönelik düzenlemelerin acilen gündeme alınmasını talep ediyoruz. Sunulan tasarıdan daha geri bir düzenlemeyi asla kabul etmeyeceğimizi, üretimden gelen ve emeğimizden aldığımız gücümüzü kullanmaktan kaçınmayacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz” diye ekledi.

 

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TALEPLERİ

Antmen, sağlık çalışanlarının taleplerini ise şu şekilde sıraladı; “Ekonomik ve özlük haklarımızla ilgili yeni yasa tasarısının en kısa zamanda meclise sunulmasını istiyoruz. Ücretlerimize gerçek enflasyon ve yapılan zamların üzerinde artış istiyoruz. Döner sermaye veya performans değil; emekliliğimize yansıyan, insanca yaşayacağımız tek ücret istiyoruz. 7200 ek gösterge ve yılda 120 gün yıpranma payı istiyoruz. Covid-19’un meslek hastalığı sayılmasını istiyoruz. Sağlıkta yeni bir şiddet yasası istiyoruz. Aile hekimliği Ceza Yönetmeliğinin derhal geri çekilmesini istiyoruz.”

 

“SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARI ÖDENMEZ”

Sağlık çalışanlarına destek vererek, Türkiye’nin pandemiyi sağlık çalışanlarının sayesinde hafif atlattığını belirten Antmen, “Her birimiz 5 dakika sonra hasta olabiliriz, 10 dakika sonra ameliyat ihtiyacı duyabiliriz. Özellikle pandemi döneminde başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımız çok büyük bir özveri ile büyük bir savaş verdiler. Belki onlar sayesinde Türkiye pandemiyi en az hasarla atlatmaya çalışıyoruz. Hakları ödenmez ama özellikle başta hekimler ve tüm sağlık çalışanlarının ekonomik haklarının, özlük haklarının düzeltilmesi ve bunun yanında sağlığa şiddete son verilmesi gerekiyor” dedi.