Cam sanatıyla çocukluğundan bu yana uğraşan Kültür ve Turizm Bakanlığı tanıtım kartlı cam şişe ustası Ercan Zeytinci, yüksek dereceli ateşte erittiği cam parçalarına şekil vererek hem hayalini gerçeğe dönüştürüyor hem de minyatür hediyelik eşyalar tasarlıyor. Ayrıca cam sanatıyla dünyanın en küçük filini yapabilen Zeytinci, “Yaptığım çalışmalar sonucunda çöpe atılmış cam kırıklarından yapmakta olduğum hayvan figürleriyle ülkemize yaşayan hayvan türlerinin tanıtımını yapıyorum” dedi.
Özel Haber – Mehmet Çetin
Çöpe atılmış cam şişeleri ateşte eriterek şekil veren cam ustası Ercan Zeytinci, yaptığı cam biblolarla yerli ve yabancı turistlere Türkiye'nin değeri ve nesli tükenmekte olan hayvan türlerini tanıttığını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Türkiye'de ender bulunan ve nesli tükenmekte olan hayvan türlerinin tanıtımını yaptığını kaydetti. Yaptığı camdan hayvan figürlerini işlemesine göre tanesini 10 ile 15 lira arasında sattığını belirten Zeytinci, “Meslek hayatım cam sanatı. Ben 6 yaşından beri cam sanatını icra etmeye çalışıyorum. Yaklaşık 52 yıldır ben bu işi yapıyorum. Ben cama ellerimle hayat vermeye çalışıyorum. Hayal gücümü cama yansıtarak yapıyorum. Camdan objeler, küpeler yapıyorum ve hepsi kalıpsız şekilde. Mesleğim cam ve ateşten ibaret. 6 yaşında başlayıp, 15 yıl boyunca bir ustanın yanında çıraklık eğitimim var. Kendim de ancak 15 yılda usta oldum. Burada icra etmiş olduğum ürünlerin hepsi de kalıpsız ve hayal gücüyle yapılmakta. Bu ürünlerin hepsini bir bıçak ve bir cımbızla ortaya çıkmış oluyor. Kısacası bu mesleği isterseniz öğrenirsiniz çünkü gerçekten de çok zor bir meslek. Ben bu mesleği yaşatmaya çalışanlardan birisiyim. Diğer tanıdığım cam ustası arkadaşlarımız da var ama kimisi bırakıyor, kimi devam ediyor ama en az 30-40 yıl boyunca bu mesleği icra etmeleri lazım” diye konuştu.
“HAYALİMDE TASARLADIĞIM ÜRÜNLERİ ÜRETİYORUM”
52 yıldır yapmış olduğu bu işi, sanatı tamamen hayal gücüyle yarattığı ürünleri daha çok turizm bölgelerinde icra ettiğini kaydeden Zeytinci, “Daha çok turistler ilgi göstermekte bu sanata. Ben buraya arkadaşımın çağırmasıyla geldim, Mersin’de bu işi ilk defa yapma fırsat yakaladım ve çok memnunum, burada ilgi de görmekteyim. Bu sanatı yapan arkadaşlarımız çok az. Bu sanatı yapan genelde Kuşadası, Marmaris’te var. Böyle yerlerde sezonluk çalışmalar yapıyoruz. Şu anda standımda bulunmakta olan en zor figür olarak akrep bulunmakta ve en zor figürlerden biri olan akrep figürünü bile 10-15 dakikada çizmekteyim. Ben her 10-15 dakika da bir figür çizmekteyim. Ama en zor çalışmamız şu anda yanımda olmasa da ejderha, dragon var. Ben onu yarım saatlik bir süre zarfında çizmekteyim. Yani yarım saatte çok da güzel objeler elde edebilirim” ifadelerine yer verdi.
“20-25 SANİYEDE DÜNYANIN EN KÜÇÜK FİLİNİ YAPIYORUM”
Dünyanın en küçük filini icra eden olarak kayıtlara geçen Zeytinci fili 20-25 saniyede ürettiğini belirterek, “Dünyanın en küçük fili diye kayıtlara geçmekte olan fil figürünü ben yaklaşık 20-25 saniyede yapabiliyorum. Dünyanın en küçük fil figürü de bana ait. Ama artık bu mesleği birileri icra eder mi bilemiyorum. Çünkü bu meslek zor olmakla beraber kimse bu işe yeltenmemekte. Bundan yaklaşık 20 yıl önce dünyanın en küçük filini yaparak tarihe geçtim. Gözlerim tam olarak görmediği halde küçük fil yapabiliyorum” diye ekledi.
“BU MESLEĞİ ÖĞRENMEK İSTEYEN KİŞİ SEVGİSİNİ DE KATABİLMELİ İŞİN İÇİNE”
Cam sanatı mesleğini öğrenmek adına artık çırak yetiştirmenin zor olduğunu, hatta öğrenmek isteyen çocukları bulmak bile imkansız hale geldiğini söyleyen Zeytinci, “Şu anda bu işi öğrenmek adına pek ilgi gösterilmemekte. Çocuklar artık bu işe pek yeltenmiyor ve bu işte ben son fosillerden sayılırım artık. Çırak yetiştirmek artık çok zor. Çocuklar ateşle yapılan bu satan korkmaktalar. Hal böyle olunca artık kimseyi alıp da yetiştiremiyoruz. Aslında bu meslek el emeği göz nuru ama çocuklar daha farklı taraflarla ilgilenmekte. Mesleğimi ben kendim idame etmeye çalışıyorum. Sadece öğrenmek de yetmiyor, Allah vergisi varsa devam ediyorsunuz yoksa tıkanıyorsunuz. Bu işi yapabilmek için hayal gücü ve yetenek şart, bir de bu işi seveceksiniz. Ben çalışırken, cam eridiğinde dünyam değişir. Bunun içine sevgimi de yeteneğimi de katıyorum. Öğrendikten sonra sevginizi katmazsanız bir yerde tıkanırsınız. Camda sınır yok, yeri geldiğinde rüyamda gördüğüm şeyi ertesi gün gelip yapabiliyorum. Gelecek nesillerin de bu işi öğrenip yaşatmasını istiyorum. Mesleğimiz çok güzel, cam sanatının dünyanın her yerinde geçerliliği var” şeklinde konuştu.