Mardin’de 150 yıllık teknikle çekilen hatıra fotoğraflarına yoğun ilgi

Mardin’de 150 yıllık teknikle çekilen hatıra fotoğraflarına yoğun ilgi cukurovagazetesi.com

Mardin’de 47 yaşındaki Yücel Erdaş’ın alaminüt fotoğraf makinesi ile çektiği hatıra fotoğraflarına turistler yoğun ilgi gösteriyor.


Aslen Ordulu olan ve yaklaşık 10 yıldır Mardin'de yaşayan Yücel Erdaş, arkeolojik kazılar için kente geldi. Bir gün farklı bir iş yapmaya karar veren Erdaş, geçmişte okuduğu fotoğrafçılık bölümünden yola çıkarak ev olarak tuttuğu tarihi yeri stüdyoya çevirdi. 1880’li yıllarda icat edilen şipşak kamera olarak da bilinen alaminüt fotoğraf makinesi oluşturan Erdaş, ‘Mardin Hatırası’ dekorunu oluşturarak çekimlere başladı. Erdaş'ın stüdyosunda geçmişin izlerini taşıyan alaminüt fotoğraf makinesi ile çektiği fotoğraflar, turistlerin ilgi odağı haline geldi.
Mardin'e asıl gelme nedeninin arkeolojik kazılar olduğunu belirten Erdaş, "Orduluyum, yaklaşık 10 senedir Mardin’deyim. Uzun yıllar burada ve bölgede kazılara katıldım. Son 2 yıldır da başka bir iş deneyeyim dedim. Fotoğrafçılık yapıyorum. Kullandığım teknik çok eski bir teknik. Hatta ilk fotoğraf tekniği diyebiliriz. Yaklaşık 2 senedir de fotoğraf çekiyorum. Bu kameraların teknik ismi alaminüt kameradır. Halk arasında ulu kamera ya da sulu fotoğraf olarak ta bilinir. Yani bunlar ilk fotoğraf makineleridir" dedi.

"Planım alaminüt makinesiyle sokaklarda gezip fotoğraf çekmekti"
Kullandığı tekniğin en az 150 yıllık bir teknik olduğunu kaydeden Erdaş, "Çok daha eski bir tarihe götürüyoruz. Fotoğraf okudum yıllar önce. Şimdi tekrar dönmek istedim ama farklı bir işle dönmek istedim. Dijital fotoğraf herkes kullanıyor. Biraz daha farklı bir fotoğraf olsun, daha analog, daha eski tekniklerle çalışayım istedim. İşte bu kamerayı yaptım. Bu teknik aslında ölmüş bir teknik, çoktan terk edilmiş bir teknik. Şimdi onu tekrar yaşatmak, tekrar ona hayat vermek ve yapmışken de kendime eğlenceli bir hobi olsun, para kazanacağım bir iş olsun gibi niyetlerle girdim. Başarılı da olduk. Mardin için ve benim için de güzel oldu. Eğlenceli bir süreç oldu. İlk başta zorluk yaşamadım. Aslında burayı şey niyetiyle tutmamıştım. Stüdyo veya atölye olarak kullanmak niyetiyle tutmamıştım. Ev olarak kullanmak için tutmuştum. Sonrasında buranın fotoğraf çekmeye de müsait olduğu sonucuna vardıktan sonra burayı biraz stüdyo ve atölye gibi kullanmaya başladım. Her kesimden müşterim var. Biliyorsunuz burası turistik bir kent. Buraya yurt dışından ve yurt içinden birçok farklı yerden insanlar geliyor. Her kesimden müşterim var. Sürecin kendisi zaten çok ilginç" diye konuştu.

"150 yıllık tekniği 21. yüzyılın teknoloji çağına taşıyoruz"
150 yıllık bir teknikle her çektiği fotoğrafın farklı ve güzel bir hikayesi olduğunu vurgulayan Erdaş, "Teknoloji çağıyla ve dijital çağla yarışmak gibi bir niyetim yok. Teknolojik ve dijital fotoğrafın yanında bunun da yaşatılmasını sağlamış olmaktan keyifliyim. Hani bugünle birlikte geçmişin bağlarını kurabilmek yani yaşam tarzı olarak ve hayata bakış açısı olarak bu bağları kurabilmek ve canlı tutabilmek benim için de önemli. Herkesi Mardin’e bekliyoruz. Bu tarihi ve kadim şehri herkesin görmesi gerektiğini düşünüyorum ve bir Mardin hatırası da olmadan gitmesinler" şeklinde konuştu. (İHA)