Keskinkılıç, sağlık alanında özelleştirmeci dönüşümün AKP hükümetleri döneminde hız kazandığını, bu dönüşümün temel halkalarından birinin ise sağlık ocaklarına dayalı sistemi ortadan kaldırarak yerine aile hekimliğini getirmek olduğunu belirtti. Yirmi yıl önce başlatılan, on dört yıldır da tüm ülkede uygulanan bu modelin, hem hizmet kalitesini düşürdüğünü hem de sağlık emekçilerinin haklarını geriye götürdüğünü vurgulayan Keskinkılıç, performansa ve esnek çalışmaya dayalı sistemin artık sürdürülemez hale geldiğini söyledi.
Aile hekimliği sisteminin toplumun koruyucu sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanmasını engellediğini, sağlık çalışanlarını ise düşük ücret, yoğun iş yükü ve güvencesizlikle baş başa bıraktığını dile getiren Keskinkılıç, özellikle son iki yıldır yürürlüğe sokulan ve sağlıkçılar arasında “eziyet yönetmeliği” olarak anılan düzenlemelerin çalışma koşullarını daha da zorlaştırdığını belirtti. Keskinkılıç, bu yönetmeliğin derhal geri çekilmesini istedi.
Yaklaşan toplu sözleşme dönemine dair de değerlendirmelerde bulunan SES Mersin Şubesi, sağlık emekçilerinin grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklara sahip olması gerektiğini vurgularken, tüm sözleşmeli personelin güvenceli kadrolara alınmasını, ek ödeme ve teşviklerle parçalanmış ücret yapısının kaldırılarak yoksulluk sınırının üzerinde ve emekliliğe yansıyan tek kalem maaş sistemine geçilmesini talep etti. Ayrıca vergide adaletin sağlanması, yüzde 10 sabit vergi oranının hayata geçirilmesi ve liyakatsiz atamaların son bulması gerektiği dile getirildi.
Barış Keskinkılıç, aile sağlığı merkezlerinde görev yapan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının yıllık izin, hastalık izni ya da sendikal izin kullandıklarında kendi yerlerine vekil bulma zorunluluğunun kaldırılması gerektiğini; izinli olunan günlerde ücret kesintisi yapılmasının hem hukuksuz hem de insanlık dışı olduğunu söyledi. Ayrıca, taşeron çalışanların kadroya alınması, kreş ve servis hizmetlerinin sağlanması, nöbet görevlerinin gönüllülüğe bağlı olması gibi birçok talebin de sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından elzem olduğunu vurguladı.
Fiili hizmet süresi zammı (yıpranma payı) ve emekliliğe yansıyacak ek gösterge düzenlemelerinin, sağlık çalışanlarının yıllardır çözüm bekleyen hak talepleri arasında olduğunu hatırlatan Keskinkılıç, bu taleplerin sadece kağıt üzerinde kalmaması gerektiğini söyledi. Toplu sözleşme masasına oturan yapının mevcut haliyle etkisiz kaldığını, yıllardır alınan mutabakatların hayata geçirilmediğini hatırlatan SES yöneticisi, “Bugüne kadar ne kazandıysak iş yerlerinde, alanlarda ve meydanlarda verdiğimiz meşru mücadeleyle kazandık. Bu çizgiden sapmadan yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın sonunda SES, yalnızca sağlık emekçilerine değil, halkın tüm örgütlü yapılarına da çağrıda bulunarak, sağlık hakkını savunmak ve emekçilerin taleplerini hayata geçirmek için birleşik mücadelenin büyütülmesi gerektiğini vurguladı. SES, toplu sözleşme sürecine girilirken taleplerinin sesi olmak için sokakta da, kurum içinde de seslerini yükselteceklerini belirtti.