Dr. Ayten Yüksek, sınav dönemiyle birlikte artan kaygıya karşı hem öğrencilere hem de ailelere önemli açıklamalarda bulundu. Sınav kaygısının, öğrencilerin büyük bir çoğunluğunda görülen doğal bir durum olduğunu belirten Yüksek, bu sürecin doğru yaklaşımla yönetilebileceğini söyledi.
Yüksek, “Belli bir düzeye kadar kaygı, öğrencilerin odaklanmasına ve performansını artırmasına yardımcı olur. Ancak bu kaygı aşırıya çıktığında dikkat dağınıklığı, bilgiye erişimde güçlük ve özgüven kaybı gibi sorunlara yol açabilir” dedi.
"Fiziksel Belirtilere Dikkat"
Sınav kaygısının çarpıntı, mide bulantısı, nefes darlığı, terleme ve titreme gibi fiziksel belirtilerle de kendini gösterebileceğini belirten Yüksek, “Bu belirtileri tehlike olarak görmek yerine, onları kabul etmek ve kaygının geçici olduğunu kendimize hatırlatmak önemlidir. Yüksek sınav kaygısıyla başa çıkmayı öğrenebiliriz. Nefes egzersizleri, planlı çalışma, düzenli uyku ve gerektiğinde bir uzmandan destek almak bu süreci kolaylaştırır" şeklinde konuştu.
Bu dönemde ailelere de büyük görevler düştüğünü vurgulayan Yüksek, "Anne babalar çocuklarının sınav döneminde daha anlayışlı, sakin ve destekleyici olmalı. Sürekli başarı beklentisi ya da kıyaslama, kaygıyı artırır. Çocuklara değerli olduklarını sadece sınav sonuçlarıyla değil, varlıklarıyla hissettirmemiz çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Ballı ise sınav sürecine giren tüm öğrencilere başarılar dileyerek, "Bu süreçte önemli olan yalnızca akademik başarı değil, öğrencilerimizin sağlığı ve huzurudur. Tüm gençlerimize sınavda zihin açıklığı diliyor, emeklerinin karşılığını almalarını temenni ediyorum. Unutmayın, her sınav geçici, asıl önemli olan kendi potansiyelinizi fark etmenizdir” diye konuştu.