Özel Haber - Mehmet Çetin
Pandemi süreciyle beraber gelen yasaklardan, en çok etkilenen sektörlerden bir tanesi de müzik sektörü oldu. Covid-19 kısıtlamalarıyla beraber gelen müzik yasağı uygulamasının kaldırılması beklenirken, müzik yasağının gece saat 24.00'den saat 01.00'e çekilmesi, müzisyenler ve müzik sevenler tarafından tepki aldı. Bu durumdan en çok etkilenen sektör olduklarını vurgulayan müzik öğretmeni, "Ülkemize pandemi ilk geldiğinde ilk durdurulan sektör eğlence sektörüydü. Kafeler, barlar ve restoranlar kapatılmıştı. Biz müzisyenler işimizi bu mekanlarda icra ettiğimiz için hepimiz bir anda işsiz kaldık" ifadelerini kullandı.
"DEVLETİN VERDİĞİ YARDIMDAN YARARLANAMADIK"
Mekan sahiplerinin, sahne alan müzisyenlere sigorta yapmadığını, bu nedenle de hiçbir yerde çalışıyor olarak görünmediklerinden yakınan öğretmen, "Bu sebeple devletin verdiği birçok yardımdan yararlanamadık. Hepsi bir yana işsiz kalınan sektörlerin zararları karşılanmaya çalışırken aylar boyunca müzisyenlik mesleği tek bir yönetici tarafından anılmadı. Bir anda sanki böyle bir alanda çalışanlar yokmuş gibi yok olduk. Öncesinde farklı meslek sahibi olanlar dahi iş bulmada zorlanırken tek mesleği müzisyenlik olan insanlar çaresiz kaldı. Müzik olmayınca yapabilecekleri garsonluk gibi meslekleri de kafeler, restoranlar ve barlar kapandığı için yapamadılar. Müzisyenler bir meslek grubu olarak görülmüyordu ve hakkımızı savunabilecek bir sendikamız yok" diye konuştu.
"SON ÇARE MÜZİK ALETLERİNİ SATMAK"
Pandeminin bu sürecinde maddi açıdan zorlanan müzisyenlerin aylarca işsiz kaldığını, son çareyi de müzik aletlerini satmakta aradığını söyleyen öğretmen, "Müzisyenler elde avuçta ne varsa satıp yaşam mücadelesi vermeye başladı. Bir müzisyen için enstrümanı çocuğu gibiyken verdiği yaşam savaşı yüzünden birçok müzisyen arkadaşımız ellerinde avuçlarında bir şey kalmadığı için o çok sevdiklerini belki de hayatlarını adadıkları enstrümanlarını satışa çıkarmak zorunda kaldı. Ben şahsi olarak dönüp baktığımda mesleğimde büyük bir maddi zararla karşı karşıyayım. Pandemi olmadan önce aldığım ücretle şu anda aldığım ücretin arasında bir fark yok. Peki, o seneler arasındaki alım gücü farkı? O dönemde bir kaç sahnemle kiramı ödeyebiliyorken şu an anca eve birkaç parça erzak alabiliyorum. Bu fiyat haksızlığında asıl suçlular kimdir bilinmez... Dayatılan zamlar mı, mekan sahipleri mi, hayat şartları yüzünden azalan müşteriler mi? Eğer ki müzisyenseniz şu anki piyasada sadece kira ve faturalara çalışıyorsunuz. Yemek yiyorsanız vay halinize, çoktan eksiye düştünüz bile" ifadesini kullandı.
"HAYATLARINI DEVAM ETTİREMEYEN MÜZİSYENLER YAŞAMLARINA SON VERDİ"
Kısıtlamalar karşısında bazı müzisyenlerin yıprandığını, kendilerine ve ailelerine yetinemediğini bu yüzden de hayatlarına son verdiklerini belirten öğretmen, "Yıllardır tek işi sahne olan insanlar başka işlere girmeye çalıştı ama o işlerde deneyimsiz oldukları için hep arka planda kaldılar. Sonrasında müzisyenler adına olan vakıflar ve bazı sanatçı arkadaşlarımız sesimizi duyurdu. Bu sayede bir miktar yardım alabildik fakat bu yardım pandemiden neredeyse bir yıl sonrasında verildiği için zararımızı telafi etmedi. Bu dönemde sahnelerimizi çoğumuz yapamadık. Kapatılan aylardan dolayı zarar eden mekan sahipleri; ya müzik yaptırmamayı tercih etti ya da saat sınırlaması yüzünden az yaptığımız için yarım ücret ödedi. Sonrasında tekrar bir kapanma haberi geldi ve yine hepimiz işsiz kaldık. Evet, sadece işsiz kalan biz değildik fakat aylar boyunca yokmuşuz gibi davranılması bizi yıpratan oldu" diye belirtti.
"TOPLUMUMUZDA MÜZİK ALGISININ DEĞİŞMESİ LAZIM"
Müziğin hayatlarının her alanında olduğunu vurgulayan öğretmen, "Ülkemizin ilk önce kabul etmesi gereken şu ki müzik sadece eğlence için yapılan bir şey değildi ve hiçbir zamanda öyle olmadı. Bir şeye üzülüp yas tutarken de müzik, mutlu ve eğlenirken de müzik, sinirimizi çıkarmaya çalışırken de müzik. Müzik hayatımızın bir parçasıyken hayatta en olmaması gereken şeymiş gibi dışlanmaya başlandı. Müzik sektörü deyince aklınıza sadece eğlenmek, yakın temas ve kalabalık geliyorsa bu sınırlama gayet normaldi. Ama müzik sadece bu değildir. En kötü andan en güzel ana kadar insanların tutunduğu bir ilaçtır. Özellikle o sahnede evine ekmek götürmeyi bekleyen bir insanın ilacıdır" sözlerine yer verdi.
"MÜZİSYENLER ARASINDA DAYANIŞMA YOK"
Müzik sektöründe dayanışmanın olmadığını, birlikte hareket edilmediğini ekleyen öğretmen, "Maalesef müzisyenler arasında bir birlik sağlamak çok zor, bir dönem bir beyefendi bunu sağlamaya çalıştı sosyal medya üzerinden. Sanatçı destek platformu adı altında bir sayfa oluşturup bizi bir araya getirmeye çalıştı fakat tahmin etmesi zor değil ki yardımlar bittikten sonra birlikte bitti. Bu yüzden ben müzisyen camiasının tam anlamıyla bir tepki verebileceğini düşünmüyorum. Birlikten kuvvet doğar ama onun için sesimiz bir çıkmalı. Bu yüzden müzisyen olmayan insanlar ya da ünlü sanatçılar bir tepki vermedikçe bu konunun çok gündeme gelebileceğini düşünmüyorum. Kimi insan bize hak verip bu saat sınırlamasını yersiz bulurken kimi insanda mantıklı bir karar olduğunu düşünüyor. Tek dileğim gelip sahnelerinde olup bizleri dinleyen ve stres atan insanların bu stresimize kulak verip bizimle olduklarını hissettirmemelidir" diye belirtti.