ÖZEL HABER

Mersin’de Doğa İçin Ses Yükseldi: “İhanet Yasasına Hayır”

Mersin’de emek ve çevre örgütleri, doğayı sermayeye teslim edecek yasa teklifine karşı “İhanet Yasası’na Hayır” diyerek alanlara çıktı.

Mersin’de Emek ve Demokrasi Platformu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu ve Tarım Orkam-Sen Mersin Şubesi, doğa ve tarım alanlarını tehdit eden yasa teklifine karşı kitlesel bir basın açıklaması yaptı. "İhanet Yasası’na Hayır" sloganıyla Özgür Çocuk Parkı’nda toplanan grup, yeni yasa tasarısının geri çekilmesini talep etti.

Tarım Orkam-Sen Mersin Şube Başkanı Yusuf Demirci tarafından okunan açıklamada, Meclis’e sunulan ve hızla komisyon gündemine alınan yasa teklifinin, halkın değil şirketlerin çıkarına göre hazırlandığı vurgulandı. Demirci, "Bu yasa topluma değil, sermayeye hizmet ediyor. Görüşmeler halktan kaçırıldı, üreticiler dışlandı" dedi.

"Komisyon halktan kaçırıldı, üreticiler dışarıda bırakıldı"

Demirci, teklifin 19 Haziran’da komisyon gündemine alelacele alınarak, 26 saatlik kesintisiz bir toplantıyla adeta oldu-bittiye getirildiğini belirtti. Sürece dair konuşan Demirci, “Köylüler, üreticiler ve emekçiler dışlandı. Ancak kararlılıkla direnen bir grup üretici sesini duyurmayı başardı. Onların direnci hepimize ilham veriyor” ifadelerini kullandı.

"Zeytinlikler taşınamaz, doğa rant uğruna feda edilemez"

Yasa teklifinin yalnızca enerji yatırımlarının önünü açmakla kalmadığını, aynı zamanda doğa, tarım ve kırsal yaşam üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten Demirci, birçok kanunda değişiklik öngören teklifin şirketlere yeni imtiyazlar sunduğuna dikkat çekti:

"Zeytinliklerin taşınabilir ilan edilerek madencilik ve enerji projelerine açılması, mera ve tarım alanlarının özel yatırımlara tahsisi, ÇED süreçlerinin işlevsizleştirilmesi ve kaçak tesislere af getirilmesi yasa teklifinin en tartışmalı yönleri arasında yer alıyor."

36 bin hektarlık doğa alanı tehlikede

Demirci ayrıca, yasa teklifine eklenen geçici bir maddeyle yaklaşık 36 bin hektarlık doğal alanın maden şirketlerine "adrese teslim" edildiğini ifade etti. Bu alanların 4 bin hektarının zeytinlik olduğunu belirten Demirci, sadece bu bölgede 800 ila 900 bin arasında zeytin ağacının bulunduğuna dikkat çekti. “Zeytinlikler taşınamaz. Bu sadece ağaç değil; toprağın belleği, canlıların yaşam alanıdır” dedi.

“Temiz enerji doğayı yok ederek üretilmez”

Yasa teklifinin sürdürülebilirlik ilkeleriyle bağdaşmadığını belirten Demirci, gerçek bir yenilenebilir enerji politikasının merkezi değil yerel ve kamusal olması gerektiğini söyledi. "Temiz enerji, doğayı yok ederek üretilemez; tarım alanı yok edilerek sürdürülebilirlik sağlanamaz" diye konuştu.

"Bu sadece bir çevre değil, demokrasi mücadelesidir"

Basın açıklamasının sonunda mücadele çağrısı yapan Demirci, yasa teklifinin yalnızca doğayı değil emeği ve toplumsal yaşamı da tehdit ettiğini vurguladı. Taleplerini sıralayan Demirci, şunları söyledi:

“Yasa teklifi geri çekilmeli,

Doğal yaşam alanları anayasal güvence altına alınmalı,

ÇED süreçleri bağımsızlaştırılmalı ve halkın katılımı sağlanmalı,

Kaçak yatırımların affı kaldırılmalı,

Enerji politikaları doğayla uyumlu, kamu yararını gözeten bir yapıya kavuşturulmalı.”

“Bu bir enerji ya da çevre meselesi değil; aynı zamanda bir demokrasi ve gelecek meselesidir” diyerek tüm kamuoyunu yasa teklifine karşı çıkmaya çağıran Demirci, “Eğer bu yasa geçerse sadece zeytin değil, geleceğimiz de karartılır” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.