Toy: “Kurallara uyalım, hepimiz aynı gemideyiz”

Toy: “Kurallara uyalım, hepimiz aynı gemideyiz” cukurovagazetesi.com

Covid-19 salgını nedeniyle bir süredir kapalı kalan veya paket hizmet verenkafeler, restoranlar ve kıraathanelerin yeni normalleşme ile açılması sonrası esnaflargazetemize konuştu. Yoğurtçu Pazarı’nda 29 yıldır dönerci esnaflığı yapan Reşit Toy, pandemide normalleşme ile kurallara uymanın önemine vurgu yaparak, “Bu tedbirler esnafın ve vatandaşın faydasına alınıyor. Kurallara uyulmadığı sürece hepimiz aynı geminin yolcusu olarak batmış oluruz” dedi.


Haber – Barış Köksal

Hafta içinde yapılan kabine toplantısının ardından pandemiye yönelik kısıtlamaların normalleşme ile kademeli olarak gevşetileceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, risk haritasında yer alan illerin 4 kategoriye göre belirlendiği duyurmuştu. Mersin’in harita üzerinde yüksek riskli olduğunun belirtilmesi üzerine alınacak tedbirler dolayısıyla kafeler, restoranlar ve kıraathanelerin belirli koşullarda açılabileceği ifade edilmişti. Covid-19 salgını boyunca sürekli kapalı kalan kıraathane sahipleri alınan yeni kararları olumlu karşılasa da destek almadıklarını iddia ediyor. Kıraathane işleten Veysel Karakuş, “Esnafı kimse düşünmüyor, 9 aydır kapalıydık ve sürekli cezalar yedik. 15 bin lira ceza aldık sebebi de şu, iki kişi yan yana oturuyor diye 3 bin 150 lira ceza yedik hem de iki kez yaşadık bunu” ifadelerini kullandı.

TOY: “ESNAFA VE VATANDAŞA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”

Pandemide yeni normalleşme ile uzun bir süre sonra sabah 07.00 ile akşam 19.00 arasında müşterileri kabul etmeye başlayacak olan lokantalarda kurallara uymanın önemini vurgulayan Reşit Toy, bu süreçte riskin devam ettiğini ve herkesin kurallara uyması gerektiğine ifade ederek, “29 yıldır Yoğurt Pazarı’nda Demet Döner ismindeki iş yerimde esnaflık yapıyorum. Pandemi kısıtlamaları müşteri ve esnaf arasındaki diyalog çok önemli. Buna tedbir alınmalı denildiği zaman hepimizin buna uyması gerekiyor. Bu tedbirler esnafın ve vatandaşın faydasına alınıyor. Kurallara uyulmadığı sürece hepimiz aynı geminin yolcusu olarak batmış oluruz. Şu anda gemideyiz ve batmaması için maske, mesafe ve temizlik konusunda dikkatli olmamız gerekiyor. Sadece Türkiye’de de değil tüm dünyayı etkisi altına alan bir salgın ve buna inanmamız gerekiyor. Tedbirlere hepimizin uyması lazım. Esnaflara yardım konusunda bir destek aldığımızı söyleyemeyeceğim. İnsanların kredi kartları borçları ve işletmesinde borçları varsa nasıl ayakta kalabilir ki! Bizler kurallara uymadığımız için bu tedbir ve kısıtlamalar ortaya çıkıyor. Devlet yardımda bulunuyor ama hem çalışan hem de iş veren için yeterli olmuyor. Burada en çok esnaf ve vatandaşa görev düşüyor. Pandemide paket olarak hizmet vermeye devam ettik, vatandaşlar masaya oturup rahat yemek yemediği zaman çarşıya, pazara çıkma ihtiyacı duymuyor neden çıksın ki? Bu durumda daha az kazanıyor ama vergilerimizi olduğu gibi de yatırıyoruz, kiramızı yine aynı şekilde ödüyoruz. Herkes burada mağdur ve ben bu sürece kendi imkanlarımla ayakta kalmaya çalıştım” ifadelerini kullandı.

“İŞLERİMİZİN GİDİŞATINI ZAMANLA GÖRECEĞİZ”

Yeni normalleşme ile işletmesinde alınan tedbirlere uyulduğunu ifade eden Toy, “Yeni alınan kararlar doğrultusunda hafta içi saat 07.00’den akşam 19.00’a kadar açık kalacağız zamanla işlere nasıl yansıyacağını görmüş olacağız. Bir süre sakin olarak devam eder, bizlere düşen görev de belirlenen sınırda kişileri almak ve hijyene uymaktır. 4 masamız var içerde buna uyacağız ancak buna uymayan esnaf arkadaşlarımız var. Masalarda dezenfektan var ve peçete, tuzluk, gibi herkesin dokunduğu nesneleri masalarda bulundurmuyoruz. Zira vatandaşlarımız rahat yemek yemediği için de rahatsızlık duyuyor. İnsanlar yemeğe oturdukları zaman masalarında peçete, baharatlık gibi şeyler de istiyor bu mümkün olmadığı için de oturmak istemiyor. Bu durum bize olumsuz yansıyor” diye konuştu.

KÜÇÜK: “İŞVEREN OLARAK ENDİŞELİ VE ZOR GÜNLER YAŞADIK”

Birçok hedef kitleye seslenen ve kısa süre içinde adından söz ettiren Levante House, pandemiden olumsuz etkilenen kafelerden yalnızca biri. Pandemi sürecinde üç ay boyunca kapalı kalan işletme genç girişimci Egemen Küçük’ün ifadesiyle endişeli bir süreç yaşadı. Küçük, salgına dair işletmelerinden söz ederek, “Levante House isimli kafenin işletmecisiyim. Burası eski bir Mersin evi ve bizler de burayı bir kafe olarak değerlendiriyoruz. Genç bir girişimciyim ve işletme üzerine Yüksek Lisans yapıyorum. Akademik kariyer yerine Mersin’e hizmet etme amacında olduğum için bu işi yapıyorum.Pandemi kısıtlamalarının son bir yılına bakmak gerekiyor. Geçen yıldan bu yana dönemsel olarak açıldık ama endişelerimiz vardı. Yaşanan vaka artışları ile endişeli olarak çalıştık kaldı ki bu bir yıldır devam eden pandemi nedeniyle yüksek randımanı da yakalayamadık. Herkesin planları ve hedefleri vardı bizler de büyüme aşamasındayken bu kötü süreci yaşadık. Al götür olarak da hizmet veremedik. Merkezde olmamız ve hitap ettiğimiz kesimin de merkezde yer almaması nedeniyle ve insanlarla temas halinde olma riskini göz önüne alamadığımız için kapalı kalmak zorunda kaldık. Ekonomik olarak girdilerimiz sıfıra düştü ve sabit giderlerimiz devam etti. Tüm aldığımız gıda ürünleri pandemi nedeniyle kapandığımız üç aylık sürede küflendi ve çürüdü. Kalan ürünler de bayatladı. Ekonomik olarak personelleri tutmak istedik ama giderleri var ama bir yere kadar devlet desteği devam ediyor. Birikimlerimiz de bu sürede eridi, tek avantajımız buranın mülkiyetine sahip olmak oldu. Maddi ve psikolojik anlamda müşteri ve iş veren olarak endişeli ve zor bir süreç yaşadık” diye konuştu.

“NORMALLEŞME KARARI BİZİM İÇİN ANİ OLDU”

Mersin’de pandemiye yönelik tedbirlerin gevşetilmesine yönelik yapılan açıklamaların ani olmasının dezavantaj yarattığını, buna rağmen müşteri ve kendi sağlıklarını düşünerek önlemler aldıklarını belirten Küçük, “Bizler ani olarak açıldık ve bunu beklemiyorduk çünkü Mersin yüksek riskli kategoride yer alıyordu. Planlarımızı iki hafta sonrasına yapmıştık. Bu sürede personel istihdamı, işyerinin kapalı kaldığı sürede temizliği ve gıda temini gibi eksikliklerimiz vardı. Birçok eksiğimizi yeni temin etmeye çalışıyoruz. Ön hazırlık olarak elimiz güçlü olmadı çünkü maddi olarak üç aydır kapalı kalmamızın da etkisi ile bizleri düşündüren nedenler ortaya çıktı. Personel eksiğim için ilanlar verdim ve temizlik planları da yaptık ancak marketlerin sabah 10.00’da açılması nedeniyle eksikliklerimizi hemen temin etmede sorun yaşamış olacağız çünkü bizler sabah 7.00’de açılacağız.Daha planlı ve ani verilmeyen bir karar olmasını dilerdim. Vatandaş ve esnafın da eksikliklerini temin etmede şanslarının olmasını dilerdim. Cumhurbaşkanlığından yapılan pandemiye yönelik açıklamaların üzerinden birkaç gün geçti ancak halen açıldık diyemeyiz.İşletmemizde müşteriden önce kendi sağlığımızı da düşünmeliyiz. Kimseyi tehlikeye atamayız bizlerin de özen göstermemiz gerekiyor. Temizliğe dikkat ediyoruz, sterilizasyona dikkat ediyoruz. Yeni gıda ürünleri temin ettik, sil baştan yeni bir işletme açmış gibiyiz. Ateş ölçümünü de yapıyoruz ve HES Kodu uygulaması da devam ediyor. Masalarda mesafeye dikkat ediyoruz bunlara dikkat ediyoruz. Burası her sektörden vatandaşın uğradığı bir yer ve bunun bilincinde olarak hareket ediyoruz. İşlerimizin daha iyi olmasını ümit ediyoruz, hazırlıklarımız bu yönde ancak vaka artışları devam ederse tekrar kapanma riski ortaya çıkabilir. Hepimize burada büyük bir görev düşüyor” dedi.

KARAKUŞ: “ESNAFI KİMSE DÜŞÜNMÜYOR”

Pandemi sürecinde kapalı kalarak büyük sorunlar yaşayan ve kamuoyunda sorunları sürekli dillendirilen kıraathaneler, alınan normalleşme kararını olumlu karşılasa da Yoğurtçu Pazarı’nda uzun yıllardır kıraathane işleten Veysel Karakuş, bu süreçte hiç yardım almadığını iddia ederek, “Pandemi sürecinde aldığı maddi cezaları 20 yıldır Yoğurtçu Pazarı civarında kıraathane işletiyorum. Cumhurbaşkanı esnafa yönelik bir yardımda bulunmuyor. Yardım edeceklerini söylediler ama hiç yardım edilmedi bizlere. Bin lira yardım edildi ancak elektrik faturam zaten bin lira geldi ne anladım bu işten. Pandemiye yönelik kısıtlamaların gevşetilmesi işlerimize nasıl olumlu yansıyacak? Dün kıraathanelerde oyun oynamak serbest denildi bugün ise oyun oynama yasak deniliyor. Bu çocuk oyuncağı mı? Nasıl olacak anlamıyorum. Esnafı kimse düşünmüyor, 9 aydır kapalıydık ve sürekli cezalar yedi. 15 bin lira ceza aldık sebebi de şu, iki kişi yan yana oturuyor diye 3 bin 150 lira ceza yedik hem de iki kez yaşadık bunu. Benim burada ne suçum var müşteri oturdu poğaça veya simit yedi diye ben ceza yedim. Şu an açıldık hijyen kurallarına uyuyoruz, HES Kodu alarak içeri alıyorum. Belediye nerede? Ortada yoklar covid- 19 salgını başladığı zamanlarda her yeri dezenfekte ettiler ilaçladılar ama şimdi neredeler, 8 aydır ortada yoklar” şeklinde konuştu.