Gözübüyük: “Kan ağlıyoruz”

Gözübüyük: “Kan ağlıyoruz” cukurovagazetesi.com

Mersin’de bulunan Çamlıbel Balıkçı Barınağı kentin önemli mekanlarından biri. Amatör Balıkçılar Derneği üyeleri ve çok sayıda esnafın da bulunduğu bu yer Mersin’de balık yemek isteyenlerin de aklına ilk gelen yerlerden biri oluyor. Teknesinde balık ürünleri hizmeti veren Bilin Gözübüyük, “Pandemi her yerde var ama bizim pandemiden önce yaralarımız var, kan ağlıyoruz” dedi.


Haber – Uğur Özgür

Mersin bir deniz kenti, sahip olduğu bu özellik ile sayısız deniz ürünlerini içinde barındırıyor. Sofralarda önemli bir yer tutan balık ürünleri için vatandaşlar, hem deniz havası almak hem de balık yemek için Akdeniz ilçesine bağlı Çamlıbel Balıkçı Barınağında bulunan teknelere rağbet ediyor. Kentin bilinen mekanlarından olan Çamlıbel Balıkçı Barınağı, pandemiyle birlikte olumsuz hava koşullarının da yanı sıra oluşan fırtına, dalgaların teknelere zarar vermesi ve Balıkçı teknelerinin bulunduğu alanda var olan yapısal sorunlar, balık ürünlerini satan esnafların zor günler geçirmesine neden oluyor. En son Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun ziyaret ettiği balıkçı barınağının yeni bir proje ile hizmete sunulacağı bilgisi verilmişti. Deniz Kızı isimli balıkçı teknesi sahibi Bilin Gözübüyük, “Gelen giden Hilton’dan sonrası için çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi’nden randevu istedik, kaç defa yardım istedik bizi dinlemediler. Ancak Akdeniz Belediyesine birçok kez gittik ve bizi dinlediler. Kim hizmet ederse biz de onun peşinden gideceğiz” ifadelerini kullandı.

Mersin Çamlıbel’de bulunan Balıkçı Barınağında Deniz Kızı isimli teknede işletmecilik yapan Abdil Türkmen, pandemi nedeniyle teknede çalışanların sayısının 3’e düştüğünü ve salgından olumsuz etkilendiklerini belirterek, “Tarsuslu Deniz Kızı isimli balıkçı teknesini işletiyorum. Burası Mersin Balıkçı Barınağı olarak bilinir. Yaklaşık 5 yıldır Akdeniz İlçesine bağlı Çamlıbel’de balıkçı teknesinde vatandaşlara balık ve köfte ürünleri sunuyoruz. 11 yıl önce buraya geldim ve bu işi yapmaya başladım ancak ilk geldiğim zamanlar işlerimiz çok daha fazla yoğundu. Hafta sonları o kadar müşterilerimiz olurdu ki kendilerini oturtacak masa bulamazdık. Şu an korona virüsün ortaya çıkmasından itibaren işlerimiz tamamen durdu, sadece paket servis olarak hizmet yapabiliyoruz. Online alışveriş adına da hizmet vermeye çalışıyoruz çünkü işlerimizin pandemi nedeniyle durması bizleri paket servis ve internet alışverişi ile müşteriye ulaşmaya sevk etti. Pandemi ülkemizde ortaya çıkmadan önce burada 9 kişi çalışıyordu, şimdi ise 3 kişi çalışıyoruz. Güvertede geminin içinde müşteri bulunduramadığımız için işlerimiz çok olumsuz etkilendi” dedi.

“SADECE KARNIMIZI DOYURABİLİYORUZ”

Covid-19 salgını sonrası işlerinin olumsuz etkilenmesine karşın ödemelerine devam ettiklerini, yemek ihtiyaçlarını da bu teknelerde yapmak zorunda kaldıklarını ifade eden Türkmen, “Bir yıl önceki iş yükümüz ile bu yıl arasında dağlar kadar fark var. Ödemekte zorlandığımız kredi borçlarımız var, teknelerimizin bakımlarının yapılması lazım bunu yapamıyoruz. Teknelerimizin motor arızaları oluyor bunun maliyeti 15 bin lira ve bu para olmadığı için arızaları gideremiyoruz. Sadece karnımızı doyurabiliyoruz. Bazen evden bir şeyler yemeyip, teknelerimizde yemek yeriz diyoruz. Burada daha önce çalışan 9 elemanımız pandemiden dolayı iş olmadığı için ayrılmak zorunda kaldılar. Kimi kardeşinden destek alıyor, kimi annesinin emekli maaşı ile geçinmek zorunda kalıyor. Burada çalışan üç kişi için dahi yevmiye çıkarmakta zorlanıyoruz, elektrik, su ve diğer giderlerimiz var. Yemek sepeti ve paket servisi yapıyoruz ancak hiçbir gelir elde etmiyoruz. Buna rağmen muhasebecimize para vermek zorunda kalıyoruz. Tekne açık görünüyor, çalışır görünüyor ama kimse müşterinin olup olmadığını, pandemi kısıtlamalarının bizleri etkilediğini görmüyor” diye konuştu.

“VATANDAŞ ZOR DURUMDA NASIL BALIK YESİN!”

Teknelerinde balık ekmek ve diğer balık ürünlerine zam yapmadıklarını, buna rağmen vatandaşların fiyatları yüksek bulmasının düşündürücü olduğunu dile getiren Türkmen, “Okullar kapalı, öğrenciler öğle vaktinde dışarıda oluyorlardı ancak şimdi o vakitlerde de gelen yok, Mersin Marina’dan buraya öğrencileri çekmek zor. Asgari ücretle çalışanlar var, iş yerleri kapananlar var.  İnsanlar çocuklarına harçlık veremez duruma geldi. Nasıl vatandaş buraya balık ekmek yemeye gelsin ki! Burayı sadece kamuda çalışanlar tercih edebiliyor orta halli vatandaşlar buraya gelmekte zorlanıyor. Maaşları garanti olduğu için memur kesim özellikle bizi tercih ediyor, emekli vatandaşın da durumu ortada. Yapılan zamlar, maaşlar ortada. Şu an teknemizde müşterilerimize sunduğumuz menü fiyatları geçen yıl neyse aynı kaldı çünkü zam yapamadık. Vatandaş balık ekmek fiyatlarını veya diğer menü fiyatlarını görünce eleştiride bulunuyor. Neden bu fiyatlar yüksek diyor, zam yapmamız gerekiyor ama yapamıyoruz. Bir kasa hamsinin fiyatı 180 lira, sardalya da aynı fiyata. Bu balıkları temizledikten sonra kalan zaten 5 kilo kalıyor. Müşterilerimiz buradan eli boş dönmesin diye artık balık satıyoruz. Balık ekmek fiyatı 12 lira, bunun dışında cips, salata, içecek ve balık ekmeğin fiyatı 20 lira olmasına rağmen vatandaşa bu dahi fazla geliyor. Bazı müşterilerimiz indirim yapmamızı bile istiyor ancak biz hiç zam yapmadık ki indirim de yapalım” dedi.Online alışveriş olarak da vatandaşa hizmet ettiklerini ancak bunun yetersiz ve kar getirmediğini savunan Türkmen, “Sizinle röportaj yapma saatimiz 12 olmasına rağmen sadece 3 kişilik grup buraya geldi. Gün içinde 500 lira civarında para kazanabiliyoruz. Bazen hava şartları olumsuz olunca bu rakam 200 liraya düşüyor. Gelen müşterilerimiz içerde oturmak istiyor ancak bunu yapamadığımız için de fiyatlarımız oldukça düşmüş oldu. Hafta sonları çalışmıyoruz sadece online alışveriş olarak müşterilerimize hizmet sağlıyoruz. Ancak zaten vatandaş hafta sonları saat 15.00’e doğru sipariş vermeye başlıyor ve bu sürede verilen siparişler yetersiz kalıyor. Bazen verilen siparişler uzak kalıyor bizlere, Mezitli civarından verilen siparişler var oralara kadar gitmemiz aslında doğru değil ancak para kazanmak için buna mecbur kalıyoruz. Burada 8 balıkçı teknesi var ayrıca müzikli tekneler de var. Onların hali bizlerden daha kötü, tamamen kapalılar” şeklinde konuştu.

“KAYAK MERKEZLERİNDE HERKES İÇ İÇE NEDEN?”

Çamlıbel Balıkçı Barınağında yapısal sorunların olduğunu, pandemi kısıtlamasının her işletme için eşit olması gerektiğini sözlerine ekleyen Türkmen, “Bizler bugüne kadar hiçbir yerden destek alamadık. Kredi başvurusu yapsak dahi nasıl öderiz ki. Önceden çektiğimiz krediler var, bir yıldır devam eden pandemi var. Kış ayında da işlerimiz zaten iyi değil yaklaşık 16 aydır bizler olumsuz etkilenmiş durumdayız. Pandemi bitmediği sürece bir şeyler öngöremiyoruz ne olacağını tahmin etmemiz zor. Örneğin bulunduğumuz bu yerler genel olarak daha gezilebilir, oturulabilir bir yere dönüştürülmeli ışıklandırma ve kaldırımlar yenilenmeli. Ayrıca en önemli sorunumuz fırtına veya lodos estiğinde büyük sorunlar yaşıyoruz. Teknelerimiz zarar görüyor. Dalgakıran yapılmasını istiyoruz. Boğazın girişini genişletip, kapatılıp açılacak şekilde bu yapılmalı. Kısa bir süre önce bir teknemiz 15 bin lira hasara uğradı. Fırtınada boğaz kapatılmalı ki dalgalar zarar vermesin. Akdeniz Belediye Başkanı Sayın Gültak buraya geldi, güzelleştireceklerini, yapısal sorunlara çözüm bulacaklarını söyledi. Yapımı bitecek olan Millet Bahçesi açılırsa belki işlerimiz açılır. Ancak müşteriler güvertede, tekne içinde balık yemek istiyor. Pandemi kısıtlamaları olunca buna izin veremiyoruz böyle olunca müşteri oturmak istemiyor. Bugün Bursa’da kayak merkezlerinde herkes bir arada yemek yiyor, neden burada olmuyor. İçerde müşteri sayısı olarak masa koyabileceğim birçözüm sunsalar ben de ekmeğime bakarım. 20 masa yerine bana 5 masa için izin versinler, her kalkan müşteri yerine dönüşümlü bir çözüm yapılabilir. Eğer bunu dışında hareket edersem bana ceza yazabilirler. Bizler huzur istiyoruz herkes ekmeğine baksın istiyoruz. Pandemi biterse ve millet bahçesi de açılırsa işlerin açılacağını düşünüyorum. Ancak daha önce lunapark vardı, o halen kalmış olsaydı daha iyi olurdu çünkü Adana’dan bunun için gelenler vardı” diye konuştu.

“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİZİ DİNLEMEK İSTEMEDİ”

Deniz Kızı isimli Balıkçı teknesinin diğer sahibi Bilin Gözübüyük ise zor zamanlar yaşadıklarını, Büyükşehir Belediyesinin sorunlarını dile getirme fırsatı vermediklerini iddia ederek, “Çamlıbel’i, Balıkçı Barınağını, Akdeniz Belediye Başkanı Sayın Gültak yapacak. Bizlere bu konuda sözü var. Millet Bahçesi bittikten sonra balıkçı tekneleri için de bir çözüm bulacaklarını söylediler. Gelen giden Hilton’dan sonrası için çalışıyor. Kim hizmet ederse biz de onun peşinden gideceğiz. Kim ekmeğime yağ sürerse ben de onun peşinden gideceğim. Kan ağlıyoruz. Valiye gittik, kaymakama gittik uyuşturucu yatağı burası dedik. Bir polis noktası istedik, on tane lamba istedik ona da bir şey yapamadılar. Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Belediyesi arasında bir sınır olduğunu söylediler” ifadelerini kullanarak sözlerini sonlandırdı.