AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Cumhurbaşkanımızın hem birikimi hem siyasi dirayetinin ülkemiz için sadece ülkemiz için de değil, bölgemiz için ne kadar kıymetli olduğu her vesileyle görülmektedir" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), toplantısı devam ederken, basın toplantısı düzenledi.
Çelik, AK Parti kongrelerinin hız kesmeden, başarılı bir şekilde devam ettiğini söyledi. Türkiye'nin içinde de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü bir destek verdiği 'Terörsüz Türkiye' çerçevesindeki bu ziyaretleri ve tartışmaları takip ettiklerini dile getiren Çelik, "Bu yaklaşımla ilgili doğru kavramların kullanılması gerekir, doğru kavramlar kullanılmazsa mesele başka yerlere gider. Burada Sayın Devlet Bahçeli’nin bütün siyasi birikimiyle, bütün siyasi tecrübesiyle Türkiye’nin gündeminden terörü çıkarmak, Türkiye’yi terörsüz bir Türkiye hedefine ulaştırmak için koyduğu çok güçlü bir inisiyatif var ve bu güçlü inisiyatif özellikle de şimdiye kadarki tecrübeler ışığında Türkiye’nin gündeminden bu meseleyi çıkarmaya odaklanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız hem Başbakanlığı döneminde, hem Cumhurbaşkanlığı döneminde zaten bütün bu çeşitli çalışmalara öncülük etti, Başkanlık etti, saatler, günler süren mesailer harcadı. Bütün bu çerçevede aslında terör mekanizmasına başvuranların, terör üzerinden birtakım siyasi hedefler gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyleyenlerin en çok kullandığı argümanlardan bir tanesi, öteden beri Türkiye’de siyasal katılım yollarının kapalı olduğu şeklindeydi. Esasında bu da bir şiddete, teröre başvurmak için bir bahane değil, ama siyasal katılım yollarının demokratikleşme süreçleriyle birlikte en doygun, en verimli şekilde açıldığı dönemlerde de terörün başka odaklara, başka gündemlere bağlı olarak ivmesini yükselttiğini gördük. Dolayısıyla burada hem Türkiye’nin içindeki bu tartışmaların son erdirilmesi açısından büyük bir mücadele verildi, büyük bir yol yüründü, büyük bir şekilde enerji sarf edildi, mesai sarf edildi ve neticede Türkiye’nin gündeminden bu terör meselesinin çıkarılmasıyla ilgiliydi" ifadelerini kullandı.
'KÜRT KARDEŞLERİMİZ HER ZAMAN DOĞRU YERDE DURDULAR'
Çelik, Kürt kardeşlerinin bu meseleyle birlikte anılmasına dönük her yaklaşımı bir emperyalist proje olarak gördüklerini vurgulayarak, "Bugün de Kürt kardeşlerimizin bu terör örgütleriyle yan yana anılmasına dönük en büyük iştahın, en büyük motivasyonun Siyonistlerden geldiğini görüyoruz. Ama şimdiye kadar Kürt kardeşlerimiz ne bu emperyalist projelere, ne de bu Siyonizm’in bu yalanlarına ve birtakım emellerine hiçbir şekilde yüz vermediler ve her zaman doğru yerde durdular. Burada yanlış yerde duran ve geçmişte bu emperyalist projelere destek veren, şimdi Siyonist projelerle yan yana durmaya çalışan terör örgütünün tutumuydu. Biz bunu Kandil’de gördük, işte Suriye’de görüyoruz. Dolayısıyla, buradaki bu hassasiyetimizi en nitelikli şekilde korumaya devam ettiğimizi ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
'ŞİFRE ÇÖZÜCÜ, ŞİFRE KIRICI ŞEYLERE GEREK YOK'
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, 'CHP Genel Başkan Özgür Özel gündeme ilişkin bazı değerlendirmelerde bulundu, konuşmasının sonunda dikkat çeken bir siyasi transferden söz etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat CHP’li bir belediye başkanını çağırarak AK Parti’ye davet ettiğini söyledi. Nasıl değerlendirirsiniz?' sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Sayın Özel’in konuşmasını dinledim, birtakım böyle Da Vinci şifresi gibi şifrelerle konuşuyor. Yani buna gerek yok, açık bir şekilde söylesin, şu kişi geldi şöyle ziyaret etti diye. Şimdi onlara yakın bazı haber sitelerinde işte şu kişi geldi, bu belediye başkanı, şu ilçe belediye başkanı ve şöyle bir görüşme oldu diye. O Belediye Başkanının ağzından da birtakım açıklamalar yapılıyor. Yani böyle şifreli konuşmaya gerek yok Da Vinci şifresi gibi. Diyecek ki, şu belediye başkanı geldi, şöyle bir şey yaptı diyecek. İkincisi, Sayın Cumhurbaşkanımızı devletin başıdır, Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmek isteyen çok sayıda belediye başkanı oluyor, yani ilçeden olsun, illerden olsun ya da işte çok sayıda başka siyasiler oluyor öteden beri. Dolayısıyla devletin başı olarak mesaisinin el verdiği ölçüde Sayın Cumhurbaşkanımızın kapısı herkese açık, mesaisinin el verdiği ölçüde diyorum. İllere gittiği zaman zaten il ziyaretleri sırasında bir sürü işte belediye başkanı çeşitli partilerden görüşmek arzu ediyorlar, eğer bir vakti varsa bu çerçevede görüşüyor. Yani ortada illegal bir durum yok, ortada herhangi bir şekilde böyle bir komple teorisine bağlanacak herhangi bir şey yok. Yani çıkar söyler, şöyle şöyle olmuş, böyle böyle olmuş der, nihayetinde siyaset yapıyoruz, herkes şey bir şekilde konuşur. Yani böyle sanki dekodere ihtiyaç olan konuşmalara gerek yok, şifre çözücü, şifre kırıcı şeylere gerek yok. İşte zaten basına düşüyor, bir şekilde ilgili kişiler de konuşuyor. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın mesaisi açıktır" yanıtını verdi.
'BU ZİYARETLER NORMALDİR'
Çelik, 'Geçtiğimiz haftalarda DEM Parti heyetinin temasları oldu siyasi partilerle Meclis Başkanıyla başlayarak, sonrasında cezaevindeki eski HDP eş genel başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirdiler ve yeniden bir İmralı’yı gidiş süreci beklentisi halihazırda var. Tabi bu siyasilerle görüşürken akıllardaki sorulan sorulardan bir tanesi, bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanıyla bir araya gelme ihtimallerinin olup-olmadığı. Böyle bir planlama var mıdır, yoksa sürecin biraz daha olgunlaşması mı bekleniyor?' sorusuna, "Bu ziyaretler normaldir ve 'terörsüz Türkiye' hedefine ulaşmak için yapılan bu görüşmeler de son derece kıymetlidir. Sayın Cumhurbaşkanımız burada terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda biraz evvel bahsettiğim prensipler esas olmak şartıyla ortaya çıkan mutabakattan ve birtakım cümleler hariç, onları düşersek eğer genel olarak kullanılan dil ve yaklaşımdan ve ortaya çıkan mutabakattan memnuniyetlerini ifade ediyorlar Sayın Cumhurbaşkanımız. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımıza yaptığımız görüşmeden sonra bilgi verdik. Biliyorsunuz daha önceki süreçlerin içerisinde ben ve Efkan Bey bulunmuştuk, bununla ilgili tecrübemiz var. Yani bütün bu meselenin safahatından alarak bugün neler yapılması gerektiğini, 'terörsüz Türkiye' hedefine ulaşmak için neler yapılması gerektiğini, biz buna iç cephenin güçlendirilmesi diyoruz. Tabi ki muhataplarımızın kullandığı literatüre aynen onay veriyoruz diye bir şey yok, herkes farklı bir dil kullanabilir, ben kendi dilimizi ifade ediyorum. Ama burada gördüğümüz, geçmiş dönemde ortaya çıkan birtakım sıkıntıların, savrulmaların ve sabotajların herhangi bir şekilde bu sürece etki etmemesi konusunda yüksek bir hassasiyet var. Sayın Cumhurbaşkanımız MYK’mıza da ifade ederken bu konulara çok konulara çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade ettiler" dedi.
'CUMHURBAŞKANIMIZIN VE BAHÇELİ’NİN ORTAYA KOYDUĞU İRADE NET'
Bazı siyasilerin, bazı siyasi partilerin bu süreci konuşmak yerine, bu süreçle ilgili bir cümle söylemek yerine konuları başka yerlere çektiğini söyleyen Çelik, "Biraz evvel bahsettiğim işte müzakere ediliyor, taviz veriliyor vesaire gibisinden bir şeyler söylüyorlar. Böyle bir şey bizim siyasi tarihimizin, siyasi mücadelemizin hiçbir aşamasında olmadı, herhangi bir taviz, müzakere, böyle bir süreç ne Sayın Cumhurbaşkanımızın gündeminde var, ne Sayın Devlet Bahçeli böyle bir şeye herhangi bir şekilde onay veren bir açıklama yaptılar. Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade, hem Sayın Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu irade burada nettir, 'terörsüz Türkiye' hedefidir" diye konuştu.
'ZARAR VERECEK HERHANGİ ADIMIN ATILMASI SÖZ KONUSU OLMAYACAK'
Bütün şehit ailelerine ve gazilere en içten hürmetlerini ve saygılarını ileten Çelik, "Biz siyasi hayatımız boyunca şehit ailelerimizin yanında olmayı ve gazilerimizin yanında olmayı her zaman en büyük şiarlarımızdan biri kabul ettik. Onların evlatlarının verdiği mübarek mücadeleyi biz başımızın üstünde taşıyoruz. Dolayısıyla, burada herhangi bir şekilde şehit ailelerimizi incitecek, şehit ailelerimizin maneviyatlarına zarar verecek herhangi bir adımın atılması asla söz konusu olmayacaktır. Burada şehitlerimiz canlarını feda ettiler, feda-ı can eylediler, ülkemizin herhangi bir şekilde bir tehdit altında olmaması için, egemenliğimizin ve toprak bütünlüğümüzün korunması için. Biz bu mesaja sahip çıkacağımızı, son nefesimize kadar sahip çıkacağımızı ifade ettik. Partimizde de Fatma Betül Hanım şehit ailelerimizle bir kısmıyla yakın zamanda derneklerimizin bir kısmıyla yakında bir araya geldi ve onlarla ilgili olarak da bu görüşlerimizi paylaştı, burada açık bir şekilde konuşuldu, onlarda güzel açıklamalar yapıldı. Biz tabii şöyle düşünüyoruz; bir şehit annesinden, bir şehit babasından bize söylenen iyi söz de başımızın üstündedir, eleştiri de başımızın üstündedir, kötü söz de başımızın üstündedir. Biz şehit annesine, şehit babasına, şehit eşine ve şehit evladına her zaman hürmet ederiz bize dönük sözü ne olursa olsun. Ama şunu bilsinler ki; şehit ailelerimiz ve gazilerimiz biz şehitlerimizin bu fedai can eyleyerek verdiği mesajın ve fedakarlığı başımızın üzerinde sonuna kadar taşıyacağız, aynı zamanda da onların evlatlarına sahip çıkacağız" ifadelerini kullandı.
'CUMHURBAŞKANIMIZLA GÖRÜŞMEYLE İLGİLİ BİR GÜNDEM YOK'
Çelik, konuşmasının devamında, "AK Parti bu siyasi partiler ziyaretiydi, siyasi partiler ziyareti çerçevesinde grup başkanımız, genel başkan vekilimiz, ben ve grup başkan vekilimiz bu kabulü gerçekleştirdik ve gayet nezaketli bir ortamda, karşılıklı olarak görüşlerimizi paylaştık. Ziyaret eden arkadaşlarımız da aynı nezaket, duyarlılık, hassasiyet içerisinde görüşlerini paylaştılar. Tabii görüşmenin içeriğiyle ilgili bir şey söylemeyeceğim, ama bu anlattıklarımdan zaten bir sonuç çıkarmış olursunuz. O çerçevede bu görüşme trafiği bu aşamada bu şekilde tamamlanmıştır bu çerçevede. Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmeyle ilgili herhangi bir gündem şu anda yoktur" dedi.
'SÜNNİ'DE, ALEVİ'DE BİZİM CANIMIZ'
'CHP Genel Başkanı Özgür Özel Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beşar Esad’a yönelik sözlerini mezhepsel bir ima olarak yorumlamıştı, sizler bunu nasıl değerlendirirsiniz' sorusuna Çelik, şu yanıtı verdi:
"Ben, AK Parti kurulduğundan beri bu siyasi hareketin içerisindeyim. Siyasi tarihi de yakından takip etmeye çalışıyorum. Bizim bütün bir siyasi tarihimizde bu mezhepçilik meselesinin siyasi alandaki tartışmalara sokulmamasıyla ilgili ciddi bir hassasiyet var, bu konuda ciddi bir birikimimiz var ve ben bunun son derece kıymetli olduğunu düşünüyorum. Yani herhangi bir şekilde mezhep meseleleri siyasi tartışmaların ve siyasi mücadelelerin parçası haline getirilmedi tarihimizin büyük bir çoğunluğunda, bu tabii ki kıymetlidir. Fakat bunun ilk defa siyasi literatüre sokulması maalesef daha önce de açıkladım 14-28 Mayıs seçimlerinden önce altılı masa tarafından yapıldı. Altılı masadan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu çıktı bir gün bir tweet attı yani açık attığı için söylüyorum kendisini nitelendirerek Alevi dedi. Altılı masadan birisi de çıktı buna pas atmak için birileri de çıktı Sünni dedi. O zaman da söyledim, siyasi tartışmaların ve siyasi mücadelelerin mezhep kimlikleri üzerinden tanımlanması son derece tehlikelidir ve sakıncalıdır, bu işe girilmemesi gerekir. Sünni de bizim canımız, Alevi de bizim canımız. Herhangi bir vatandaşımıza baktığımız zaman onun mezhebini aklımıza getiriyorsak bu zaten utanç verici bir şeydir. Biz vatandaşlarımızın etnik kökenine, mezhebine bakmayız, aynı milletin parçalarıyız. O zaman da ifade ettik ki Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu şekilde mezhep meselelerini gündeme getirmesi, altılı masadan başkalarının da bu işin içine bu şekilde girmesi siyasetin içerisine mezhep temalı tartışmaların sokulması bakımından son derece yanlıştır, son derece sakıncalıdır."
'MEZHEPÇİLİK SON DERECE SAKINCALI'
Çelik, Türkiye'ye yakın coğrafyada bulunan bir ülkeyi ziyaret ettiklerini anımsatarak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde bu oldu. Ve orada işte böyle bizim şeyden bir gazete atılıyor otel şeyinin içerisinden sabahları okunsun diye kapının altından ve biz oraya bu gazeteyi açtığında gazeteyi böyle hızlıca çevirdim sonra bir şeye gözüm takıldı tekrar döndüm. İlan sayfasında işte diyor ki, Sünni kulak burun boğaz doktoru, bir başka yere gidiyor diyor ki, Şii dahiliye doktoru. Yani şimdi meslekler bile mezheplere göre tanımlanma şeyine inmiş artık kılcal damarlara, bunlar ne kadar sakıncalıdır. O ülkeler zaten bu mezhep tartışmalarından kurtulamıyorlar. İnsanların kimliklerine sahip çıkması iyi bir şeydir, ama kimlikçilik kötüdür. Bir insanın mezhepli olması, saygıdeğer bir şeydir, ama mezhepçilik son derece sakıncalı bir şeydir. Ve Sayın Cumhurbaşkanımız İslam dünyası içerisinde yegane liderdir bu mezhep tartışmalarının dışında durulması gerektiği konusunda, bu mezhep tartışmalarının dışına çıkılması gerektiği. İnsanlar bölgemizde Sünni olabilir, Şii olabilir, Alevi olabilir, başka bir mezhebe de mensup olabilir. Ama bu mezhepler üzerinden siyasallaşma o bölgelere nasıl felaketler getiriyor bunu görüyoruz. İnsanlar birbirine baktığı zaman kimlikleri, kişilikleri, siyasi tutumları üzerinden konuşmalıdır, mezhepçilik üzerinden konuşmamalıdır. Bir insanın mezhepli olması saygıdeğer bir şeydir, ama mezhepçi olması son derece sakıncalıdır. O yüzden bunu bu mezhep tartışmasını siyasi tartışmasının parçası haline getiren ilk kişi CHP’nin önceki genel başkanıdır ve altılı masanın diğer üyeleridir. Sayın Özgür Özel’in bu konuda söyleyecek bir sözü varsa önce oraya söylemelidir. Cumhurbaşkanımız her zaman bu tartışmaların, mezhep tartışmalarının üzerinde bir siyaset gütmüştür ve bu çizgisini de en güçlü şekilde, en yüksek şekilde kamuya da alenen ifade etmiştir" diye konuştu.
'SİZ VARSANIZ 'BİZ DE VARIZ' DİYORUZ'
'Sayın Cumhurbaşkanının önceki gün Şanlıurfa ziyareti sırasında sanatçı İbrahim Tatlıses’le yaşadığı diyalog sonrasında Sayın Cumhurbaşkanının adaylığı kamuoyunda yeniden konuşulmaya başlandı. Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylı bugünkü toplantıda gündeme geldi mi' sorusu üzerine Çelik, "Cumhurbaşkanımızla yol yürüyenler olarak bu bizim gündemimizde. Bunun orada gündeme gelmesinden de büyük bir memnuniyet duyduk, bu şekilde bağlanmasından da memnuniyet duyduk. Dolayısıyla, Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın İbrahim Tatlıses sordu soruyu biz de aynı şekilde cevaplıyoruz, siz varsanız 'biz de varız' diyoruz" diye konuştu.
'SİYASETTE BİR YIL ÇOK KISA, BİR GÜN ÇOK UZUNDUR'
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden adaylığı ile ilgili nasıl bir formül olacak sorusuna, "Formüle bakarız. Siyasette bir yıl çok kısa, bir gün çok uzundur onu konuşuruz. Önemli olan milletimizin istemesidir, vatandaşımızın istemesidir, millet idaresinin bu şeklide tecelli etmesidir. Etrafımızda gelişen olaylara bakınca Sayın Cumhurbaşkanımızın hem birimi hem siyasi dirayetinin ülkemiz için sadece ülkemiz için de değil, bölgemiz için ne kadar kıymetli olduğu her vesileyle görülmektedir. İnşallah en hayırlı şekilde bu süreçleri yürütürüz" ifadelerini kullandı.