Mersin Barosu, Yüzüncü Yıl Tabiat Parkı’nın korunması için başlatılan hukuki mücadelede kararlılık mesajı verdi. Baronun basın açıklamasında, “Bu, geri döndürülemez bir doğa tahribatıdır” denildi.
Mersin Davultepe Yüzüncü Yıl Tabiat Parkı’nda; Mersin Barosu Başkanı Av. Gazi Özdemir, yönetim kurulu üyeleri, Mersin Barosu Kent ve Çevre Komisyonu, Mersin Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, avukatlar ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen basın açıklamasında doğal yaşamın yok edilmesine göz yumulmayacağını belirtildi.
Temsilciler, tüm yetkilileri sorumluluk almaya çağırdı. Basın açıklamasında konuşan Mersin Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Başkanı Av. Derya Demir, Davultepe Tabiat Parkı’nın deniz kaplumbağaları ve kum zambakları gibi eşsiz doğal zenginliklere ev sahipliği yaptığını, ancak kar hırsıyla bu alanın tahrip edildiğini söyledi. Demir, 6 Şubat 2023 deprem felaketinin ardından, ülke yas tutarken parkın iş makineleriyle tahrip edildiğini belirterek, "Kumul alanlar dümdüz edildi, doğal yapı bozuldu ve kumsala toprak dökülerek çim alan oluşturuldu. Bu, geri döndürülemez bir doğa tahribatıdır" dedi.
"İŞLETMECİLİK ANLAŞMASI HUKUKA AYKIRI"
Demir, 2017 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından parkın özel bir şirkete devredildiğini ve işletme sözleşmesinin hem ulusal hem uluslararası yasalara aykırı olduğunu ifade etti. “2023’te açtığımız dava kapsamında yürütmeyi durdurma kararı aldık ancak bu karar uygulanmadı. Aksine, park eğlence merkezi haline getirildi ve doğanın tahribatı hız kazandı” diyerek hukuki sürecin devam ettiğini vurguladı.
BİLİMSEL RAPORLAR UYARIYOR
Prof. Dr. Serap Ergene’nin raporunda, kumul yapısının bozulduğu, endemik kum zambaklarının söküldüğü ve deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarının tehdit altında olduğu vurgulandı. Raporda, iş makineleri ve yüksek sesli etkinliklerin doğa üzerinde kalıcı zararlar yarattığına dikkat çekildi.
"DENİZ KAPLUMBAĞALARI İÇİN CEHENNEME DÖNÜŞTÜ"
2023 yazında başlayan yüksek sesli yaz partilerinin, yuvalama alanlarını geri dönülemez şekilde tahrip ettiğini belirten Demir, “Ses ve ışık kirliliği yüzünden deniz kaplumbağaları bu kumsala gelemez hale geldi. Yüksek müzik, yuvalardan çıkan yavru kaplumbağaların yönlerini şaşırmalarına ve denize ulaşamadan ölmesine neden oldu. Bu durum, doğanın nasıl sistematik şekilde yok edildiğinin en açık göstergesidir” dedi.
"İKİ YAZI KAYBETTİK, AMA UMUDUMUZU KAYBETMEYECEĞİZ"
Hukuki sürecin Danıştay aşamasında devam ettiğini belirten Demir, iki yaz boyunca tabiat parkında yuvalama yapan kaplumbağa sayısında ciddi bir düşüş yaşandığını ve birçok ölü yavrunun kumsalda bulunduğunu söyledi. Ancak mücadeleden vazgeçmeyeceklerini belirterek, “2025 yazında bu kumsalı yeniden doğal yapısına kavuşturmak için elimizden geleni yapacağız. Bu sadece bizim değil, tüm toplumun görevi” diye konuştu.
"TABİAT PARKINA SAHİP ÇIKMAK HERKESİN GÖREVİDİR"
Mersin Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Buse Taşer ise deniz kaplumbağalarının doğdukları sahillere yumurtlamak için geri döndüğünü hatırlatarak, Davultepe Tabiat Parkı’ndaki ihlalleri kınadı. Taşer, "Binlerce kilometre yol kat ederek dönen bu hayvanlar, burada yuva yapamayınca denize geri dönmek zorunda kalıyor. Bu yalnızca kaplumbağaların değil, ekosistemin de geleceğini tehdit ediyor" ifadelerini kullandı.