Ekmen: “Yerel basının yediği ekmeği kıstınız, içtiği suyu ve aldığı nefesi kısmayınız lütfen”

Ekmen: “Yerel basının yediği ekmeği kıstınız, içtiği suyu ve aldığı nefesi kısmayınız lütfen” cukurovagazetesi.com
Bedirhan SUMELİ

DEVA Partili Ekmen, “Yerel basının son 5 yıldaki hali içler acınası bir haldir. Yerel basını öldürmek istiyorsanız, lütfen bu fikrinizi gözden geçiriniz. Ama hayır yerel basının kendisiyle ilgili olarak bir negatif politikanız yoksa; yerel basının yediği ekmeği kıstınız, içtiği suyu ve aldığı nefesi kısmayınız lütfen” dedi.


DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM’de yerel basının sorunlarına ilişkin basın açıklamasında bulundu.


DEVA Partili Ekmen sözlerine, “Türkiye’deki medyanın özgürlüğü, çeşitliliği, çoğulculuğu ve sıradan insanların medya alışkanlıkları içerisinde; çoğulcu, çeşitli, renkli ve dengeli bir bilgiye erişim imkanı hakkında ne durumda olduğumuz malumunuzdur” diye başladı. 
Ekmen geleneksel ekranları tercih eden anadoludaki insanların önemli ölçüde iktidarın kontrolündeki ekranlarla muhatap olabildiğini ifade etti. Sosyal medyanın getirdiği algoritmik yaklaşımlar, kişiye sadece merak ettiği ve ilgi duyduğu konuları göstermesinin insanların farklı, öteki, muhalif hakkında bilgi edinmesini imkânsızlaştırdığına işaret eden Ekmen, “Literatürde yankı odası olarak ifade edilen bir birine benzeş düşüncelerin aynı ortamda yankılanması ve duvarları odanın çeperini aşamaması hali olarak tarif edilen durum, maalesef bugün itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde vatandaşlarımızın yüzde 90-95’i için geçerli bir durumdur” diye konuştu.
Ekmen bu durumu şöyle açıkladı: “Ekranlara bakıyor, geleneksel olarak bildiği kanallar sadece bir tek yönlü yayın yapıyor. Eğer muhalif bir anlayışa sahipse, muhalif ekranlara bakıyor. O zaman da iktidara yakın medyanın haberciliğini ya da yayıncılığını görmüyor. Sosyal medyaya girdiğinde sosyal medyanın alışkanlıkları onun vakit geçirdiği konuları tekrar önüne getiriyor. Sporsa spor, yemekse yemek, kozmetikse kozmetik, geziyse gezi, müzikse müzik…”


“BOĞAZ TOKLUĞUNA SÜRDÜRÜLEN BİR MESLEKLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZU İFADE ETMEMİZ GEREKİYOR”
Yerel basının bu durumu kırdığını ve herhangi bir vatandaşın ilgilenmediği konuya dair dikkat çektiğini ifade eden Ekmen, mevcut şartlar içinde yerel basının çok az bir kısmının basılı olarak ayakta kalabildiğini vurguladı. Ekmen, yerel basının önemli bir kısmının web siteleri ve sosyal medyalar üzerinden yayıncılığına devam ettiğini söyleyerek, “Şunu kabul etmemiz gerekiyor ki ana akım medyanın -ister iktidara yakın ister muhalif olsun- ana akım medyanın ilgi göstermediği konular ancak yerel basın aracılığıyla toplumun dikkatine sunulabiliyor. Yerel basın açısından bu kadar önemli bir durum Türkiye’nin gerçek anlamda çoğulculuğunu, çeşitliliğini, renkliliğini yansıtan bu büyük gücün hâli nicedir diye sorarsak; basılı gazetelerin teker teker hayatlarına son verdiği sosyal medya hesapları üzerinden çok zor şartlarda ve adeta karın tokluğuna, boğaz tokluğuna sürdürülen bir meslekle karşı karşıya olduğumuzu ifade etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu. 


“YEREL BASININ ÇOK ÖNEMLİ BİR ROLÜ VAR”
“Yerel basının çok önemli bir rolü var. Ancak bu önemli rolü maalesef iktidar tarafından bazen aleyhine dönebiliyor” diyen Ekmen bu yaklaşımı, çeşitliliği ve monopol haber sunma yaklaşımını deldiği için yerel basının görünürlüğünün azaltılabildiğine dayandırdı. Ekmen bu konuyu ise şöyle açıkladı: “Niçin bunu iddia ediyoruz? İki önemli dayanağımız var. Birincisi yerel basın ciddi bir şekilde desteklenmiyor. Yani iktidar, Cumhurbaşkanlığının yürüttüğü programlar, valilikler, belediye başkanlıkları yerel basının gücünü artırmayı bırakın ayakta kalmasını sağlayacak bir dayanışma bağ ve destek sunmuyor. Bu tabii ki reklam ve ilan yoluyla olabileceği gibi proje yoluyla da aktarılabilecek destekler olabilir. Yani illa da ve sadece mutlaka bir reklam ve ilan parası yoluyla verilecek bir destekten bahsetmiyoruz. Teknolojik altyapı ile desteklenebilir, istihdam yoluyla desteklenebilir, birtakım projelerin parçası yapılarak o arkadaşların hayati ve temel giderlerinin karşılanması desteklenebilir. Bu yolla bir destek göremiyoruz. Elbette yapılan işler var. Ama bütün tamamını şöyle bir kuş uçuşuyla gözeterek ve Türkiye’nin birçok yerinde faaliyet gösteren birçok yerel gazeteci, birçok cemiyet ve birçok dernekle görüştükten sonra bu kanaati söylüyoruz ki yerel basın bu anlamda bir destek bulamıyor.”


“TASARRUF GENELGESİNE AYKIRI OLARAK YAPILAN YÜZLERCE ETKİNLİK BİLİYORUZ”
Ekmen yerel basının bir destek bulamadığı gibi son 4 yılda ciddi anlamda baskı altında olduğunu belirterek, bu baskının nedenini “Bakınız 2021 yılında bir tasarruf genelgesi yayınlanmıştı. Bu tasarruf genelgesi ile yerel basının devlet kuruluşları tarafından satın alınması yasaklanmıştı. Yani bir kamu kurumuna, bir belediyeye, bir kamu niteliğindeki meslek örgütüne yerel basın o binada 40 tane oda varsa 5 nüsha satıyordu ve buradan bir gelir elde ediyordu. Bunlar yasaklandı. Bu tasarruf genelgesinde yüzlerce madde var. Hangisinin gerçekten uygulanıp uygulanmadığını bilmiyoruz. Bir soru önergesi olarak Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet şimşek’e bizzat ben sordum. “Bu tasarruf belgesinden elde edilen çıktılar nelerdir?” cevap alamadım. Çünkü böyle bir denetim yok. Kimse buna uymamış. Aynı dönemde tasarruf genelgesine aykırı olarak yapılan yüzlerce etkinlik biliyoruz. Ama yerel basına bu genelge uygulandı. Daha sonra yerel basınla ilgili olarak 2024 genelgesinde de birtakım tedbirler kaleme alındı ve yine bu tedbirler kuvvetli bir şekilde uygulanıyor” şeklinde açıkladı.
Yerel basının satın alma yoluyla projelere paydaşlık ve partnerlik yapmak yoluyla desteklenmediği gibi yerel basından bir adet basılı gazete nüshası alınmasının dahi yasaklanmış durumda olmasından yakınan Ekmen, basılı gazetelerde ve internet sitesi yoluyla Basın İlan Kurumu desteklerinin de şartlarının ağırlaştırılmış durumda olduğunu belirtti. 
Gazete gelirlerinin birçoğunun giderler ile buharlaştığının altını çizen Ekmen, “Yerine göre 212 sayılı yasaya göre sigortalı olmak üzere 8-10 kişi çalıştırmak zorunda kalıyorlar. Zaten bu 8-10 kişinin maliyeti 100 binlerce lira demek. Bunun karşılığında diğer işletme giderleri, kirası maliyeti, yemesi, içmesi, teknik altyapısı deyince elde edilen gelirin çok önemli bir kısmının buralarda buharlaştığını görüyoruz. Basın İlan Kurumu açısından geçen yıl biliyorsunuz basılı gazetelere verilen ilana ek olarak web siteleri içinde bir ilan düzeneği getirildi. Bu ilan düzeneğinde gerçekten hak edenlerin yer alıp almadığına dair birtakım tartışmalar var, bugün gündemimiz bu değil. Bu spekülatif konulara girmeyeceğim” dedi.


“ELE GEÇEN TOPLAM BEDEL AZALMIŞ DURUMDA”
Ele geçen toplam bedelin azalmasından bahseden Ekmen, “‘Tasarruf genelgesiyle nedeniyle iptal edilen ihaleler, nasıl bir netice doğurdu?’ derseniz, bu sadece esnafa, işverene, müteahhide, tüccara yansımadı. Geçen yıl Basın İlan Kurumu bedellerinde yüzde 70 ile yüzde 100 arasında bir artış yaşanmış olmasına rağmen verilen ilan santim oranı trajik bir düşüş gösterdi. Yani siz bir gazeteci 50 lira yerine 85 lira veriyorsunuz ama 50 liradan 100 iş veriyordunuz, 85 liradan 25 iş veriyorsunuz. Neticede eline geçen toplam bedel azalmış durumda. Şüphesiz Basın İlan Kurumunun Genel Müdürü Sayın Cavit Erkılıç, bu verilerin doğrusunu bizimle paylaşabilir. Ancak bizim gazetecilerden ve yerelden elde ettiğimiz bilgiler budur” diye konuştu.
Basın İlan Kurumu’nun şartlarının oldukça zor olduğunu söyleyen Ekmen, “Bu kadar zor şartlarda basılı gazetelerin minimum gazeteci çalıştırma ve sigortalı olarak bir bedellerinin ödenmesi, internet aracılığıyla ilan alanların hem gazeteci çalıştırma editör çalıştırma hem çalıştırdıkları editör ve gazetecilerin yayınlamış oldukları haberlerle ilgili tık alma gibi şartlara baktığımızda çok ağır şartlara rağmen örneğin 20 gazetenin basıldığı bir ilde 2 kişi bu işi yapabiliyor. Geri kalan 18’i buradan da mahrum böyle bir ortamda şimdi Basın İlan Kurumu 27 ve 29 Aralık 2024 tarihleri arasında genel kurulunu yapmaya hazırlanıyor. Bu genel kurulla ilgili olarak bizim gazeteciler aracılığıyla edindiğimiz bilgilere göre Basın İlan Kurumu resmi ilan ücretlerinde yüzde 32’lik bir artışa hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.


“BU ARKADAŞLAR TÜRK-İŞ VERİLERİNE GÖRE YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA BİR GELİRLE YAŞIYORLAR”
İletişim Başkanı Altun’a yerel basın adına istek ve taleplerini dile getiren Ekmen, “Buradan genel müdürümüze Basın İlan Kurumunun bağlı olduğu İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun’a sesleniyoruz. Lütfen yerel basının midesine giden yolları kapattınız… Boğazına giden nefesleri kapatmayın. Gerçekten bu arkadaşlar Türk-İş verilerine göre yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşıyorlar. Bunun yüzlerce örneğini isim isim, gazete gazete size sayabilirim. Hiç afaki konuşmuyorum. Hiç yüksek perdeden ajitasyon yapmıyorum. Yüzlerce örnek verebilirim ki bir gazetenin sahibi elinde ay sonunda Türk-İş’in yoksulluk bedeli kadar net bir gelir kalmıyor. E peki devlet bütün alacaklarına yaklaşık yüzde 44 değerleme oranı yapmış iken bunun 12 puan altında yüzde 32’lik bir artış, zaten santim cinsinden yani gelen iş cinsinden iş ciddi bir şekilde daralmışken ve zaten tasarruf genelgesi 2025 yılında da uygulanacak iken bu ücretlerin değerleme oranının altında artmış olmasının gerçekten çok ağır sonuçları olur. Bizim Basın İlan Kurumundan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun’dan gazetecilerimiz adına talebimiz ve ricamız şudur: Lütfen 2024 yılındaki daralmayı göz önüne alarak, bu daralmayı telafi edecek bir oranda yani örneğin yüzde 60 oranında bir artış yapınız. Ama eğer bu oranları bir artış yapmıyor iseniz yüzde 32’nin çok düşük bir artış olduğunu kabul ediniz ve lütfen bu işin minimal seviyesini Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Türkiye Cumhuriyeti Maliyesinin bütün alacaklarında uyarlamış olduğu oran nispetinde yani yüzde 44 nispetinde tutunuz.Şimdi ihale ne demek? Devlet bir şey satın alıyor demek ya da bir hizmet yaptırıyor demek. Başka bir örnek nereden verebiliriz? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ihale bedellerinde dikkate alınan asgari maliyet rakamlarını alabiliriz değil mi? Mesela bu asgari maliyet rakamlarında 2023 Aralık ile 2024 Aralık arasındaki yaşanmış artış oranı kadar, ihale bedelinde artış yapalım. Ha bu ne anlama geliyor? Devlet 100 liraya yaptırdığı işi bugün 170 liraya yaptırıyorsa, 100 liraya verdiği reklamı da 170 liraya versin. Bu da bir kıstastır. Yani kurum açısından maliyet oranı değişmiyor. Satın aldığı hizmetteki artış kadar Basın İlan Kurumu ilan bedellerine artış talep ediyoruz. Bunu kabul etmiyorsanız, enflasyon kadar artış talep ediyoruz. Bunu kabul etmiyorsanız, yeniden değerleme oranı kadar artış talep ediyoruz” şeklinde konuştu.


“YEREL BASININ YEDİĞİ EKMEĞİ KISTINIZ, İÇTİĞİ SUYU VE ALDIĞI NEFESİ KISMAYINIZ LÜTFEN”
DEVA Partili Ekmen, sözlerini şu ifadelere yer vererek sonlandırdı:
“Ama şunu net olarak ifade ediyoruz. Yerel basının son 5 yıldaki hali içler acınası bir haldir. Yerel basını öldürmek istiyorsanız, lütfen bu fikrinizi gözden geçiriniz. Ama hayır yerel basının kendisiyle ilgili olarak bir negatif politikanız yoksa; yerel basının yediği ekmeği kıstınız, içtiği suyu ve aldığı nefesi kısmayınız lütfen. Birçok konu gündemimizde var. Ama bu mesele bize göre Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün hayati derecede önemli bir parçasıdır. Bu nedenle bu basın toplantımızı sadece bu konuya teksif ederek tamamlamak istiyoruz”