Barolardan ‘cezasızlık’ açıklaması

Barolardan ‘cezasızlık’ açıklaması cukurovagazetesi.com
Sami ŞAHİN

Mersin Barosu’nun da içinde olduğu toplam 63 baro “Cezasızlık algısı hukuka güveni zedelemektedir” adı altında ortak bir açıklama yaptı.


Barolar, suç işleyen kişi veya kişilerin yetersiz ceza alması durumunda hukuka, adalete güvenin kalmayacağını vurgulayan açıklama yaptı. Sosyal medya üzerinden ortak paylaşımda bulunan barolar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin caydırıcı olmasının önemine değindi. 


“CEZASIZLIK ALGISINA YOL AÇACAK NİTELİKTEKİ DÜZENLEMELERİ YÜRÜRLÜKTEN KALDIRMASI GEREKİYOR”
Son dönemlerde sosyal medyaya yansıyan suç haberlerinin faillerinin daha öncede ceza almış olduğunu, tekrardan dışarı çıkan benzer veya farklı bir suç işlemiş olması durumunda toplum gözünde hukuku itibarsızlaştırdığını söyleyen Barolar, “Özellikle son dönemlerde toplumda infial yaratan, sosyal medya ve haberlere yansıyan suç haberlerinin faillerinin, daha önce bir ya da birkaç suçtan dolayı hükümlü olduğunun ortaya çıkması toplum nezdinde hükümlülerin yeteri kadar ceza almadığı hatta yaptıkları eylemlerin yanına kar kaldığı yönünde olan algıları artırmıştı. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır. Ancak gerek 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve gerekse de Adalet Bakanlığı'nca çıkarılan Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nde pandemi ve cezaevlerindeki doluluk oranlarını azaltmaya dönük değişiklikler sonucu cezalarının çok cüzi bir kısmının infazı neticesinde açık cezaevine geçişin mümkün kılındığı ve böylelikle infaz edilen kısımdan sonraki süre bakımından hükümlülere denetimli serbestlikten faydalanma imkânı tanındığı görülmektedir. Yapılan bu değişikliklerin sıklığı değişikliklerin denetimini, kanunun uygulanmasını ve hatta bu değişikliklerin takibini dahi neredeyse imkânsız hale getirmenin yanı sıra sürekli olarak yapılan lehe düzenlemeler neticesinde cezaların genel ve özel önleme amaçlarından sapıldığı görülmektedir. Bu noktada vurgulamamız gerekir ki; infaza ilişkin tüm hususların kanunla düzenlenmesi, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği gibi infazı doğrudan etkileyen bir konudaki düzenlemenin yönetmelik çıkarılmak suretiyle yapılması usulünün terk edilerek hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına ayrılma şartlarının da kanun koyucunun iradesine bırakılması gerekmektedir. İnfaz rejimlerinin amacı cezasızlık algısı yaratmak değil, aksine cezanın infazı sonrası süreçte dahi kişilerin denetiminin sağlanması ve gerçek bir topluma kazandırma olmalıdır. Bu amaçtan uzaklaşılması; suç oranlarının artmasına, toplumsal barışın ve kamu düzeninin tehlikeye düşmesine ve kamu vicdanının hukuka olan güveninin de yok olmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle kanun koyucunun infaz hukukuna ilişkin düzenlemeler bakımından bu hususları göz önünde bulundurarak mağdur odaklı onarıcı adalet anlayışı çerçevesinde infazda cezasızlık algısına yol açacak nitelikteki düzenlemeleri yürürlükten kaldırması toplumsal barış ve hukuka güven için bir zorunluluk haline gelmiştir” dedi.

ResimResimResim