İklim kriziyle birlikte denizlerimize giren yeni balık türlerine yönelik bilgi ve deneyim paylaşımı etkinliği, 15-16 Ağustos tarihlerinde Mersin Deniz Ticaret Odası, Slow Fish Mersin Platformu ve Akdeniz Koruma Derneği iş birliğinde gerçekleştirildi.
İklim değişikliğinin etkilerine ek olarak Süveyş Kanalı’ndan geçerek Akdeniz Havzası’na yerleşen ve denizlerimizde hızla yayılan yeni türler, mevcut türler üzerinde baskı oluşturarak, onları yok olma tehdidi ile karşı karşıya bırakıyor. Bu sorunla başa çıkmanın, deniz ekosisteminde dengeyi korumanın ve denizel istilacı türlerle mücadelenin yollarından biri ise, yenebilir yeni türleri tüketmek olarak gösteriliyor. Küçük ölçekli balıkçılığı tehdit eden bu soruna dikkat çekmek, yeni balık türleri hakkında bilgi vermek ve yenebilir türleri mutfak kültürümüze kazandırarak tüketimini teşvik etmek üzere Mersin Deniz Ticaret Odası, Slow Fish Mersin Platformu ve Akdeniz Koruma Derneği iş birliğinde ‘Yeni Balıklar’ etkinliği gerçekleştirildi. 2 günlük programın ilki Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası, ikincisi Mersin Deniz Ticaret Odası hizmet binasında gerçekleştirildi. İstilacı denizel türlerin ekonomik değerine ilişkin konuşma ve sunumların yer aldığı programda ayrıca aslan balığı üzerinden gelir elde eden balıkçılar, Mersinli balıkçılarla deneyimlerini paylaştılar. 15-16 Ağustos tarihlerinde Erdemli ve Mersin’de gerçekleştirilen Yeni Balıklar etkinliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı, Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Mersin İl ve İlçe Tarım Orman Müdürlükleri, Meteoroloji İl Müdürlüğü, Mersin Deniz Ticaret Odası, Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Kent Konseyi, Erdemli ve Aydıncık Su Ürünleri Kooperatifleri, Mersin Amatör Balıkçılar Derneği, Slow Food Tarsus Platformu temsilcileri ile balıkçıları bir araya getirdi. Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) ev sahipliğinde gerçekleştirilen programın açılışında konuşan MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, yerel türlerimizi tehdit eden istilacı türlerin uzun süredir Oda’nın da gündeminde olduğunu söyledi. Oluşturdukları ekibin resifler, balıkçılık ve istilacı türler konusunda araştırmalar yaptığını belirten Lokmanoğlu, Akdeniz ekosistemini korumak ve yenebilir yeni türler ile ilgili farkındalık oluşturmak için çaba sarf eden ve kurucuları arasında MDTO yöneticilerinin de bulunduğu Slow Fish Mersin Platformu çalışmalarını bu anlamda değerli bularak, desteklediklerini ifade etti. Lokmanoğlu, Akdeniz’de benzer amaçlar doğrultusunda çalışan Slow Fish Mersin Platformu ve Akdeniz Koruma Derneği iş birliğinde düzenlenen etkinliğe ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı ve Slow Fish Mersin Sözcüsü Ezgi Biçer Uçar ise, farklı mesleklere sahip gönüllülerden oluşan Slow Fish Mersin Platformu’nun Türkiye’de faaliyet gösteren tek Slow Fish girişimi olduğunu belirttiği konuşmasında, platformun eylem planı kapsamında gerçekleştirdikleri etkinlikleri anlattı. Sofralara gelen balıkların besin zincirini yeniden keşfetmeye yönelik çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Uçar,
iyi, temiz, ve adil deniz ürünleri konusunda farkındalık yaratmak için çaba sarf ettiklerini belirtti. İstilacı türlerle mücadelenin çalışma alanlarına girdiğini dile getiren Uçar, Slow Fish Mersin topluluğunun istilacı türlerden biri olan uzun dikenli denizkestanesinin ekonomik değeri hakkında yürüttüğü farkındalık oluşturma çalışmalarının sonucunda; Mersin’de su ürünleri sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın, kendi tesisinde işlediği uzun dikenli denizkestanelerini İtalya’ya ihraç etmeye başladığını ve bu gelişmenin kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Aslan balığı tadım etkinliğini ilk olarak haziran ayında Mersin Deniz Ticaret Odası Komite Üyelerinin katılımı ile gerçekleştirdiklerini belirten Uçar, alınan olumlu geri bildirimin ardından, başta balıkçılar olmak üzere aslan balığını daha geniş kitlelere tanıtmak amacıyla bu etkinliği düzenlediklerini belirtti. Uçar, aynı etkinliği, 4 Eylül’de İzmir’de gerçekleşecek ‘Terra Madre Anatolia’ kapsamında da yine aynı paydaşlarla hayata geçireceklerini duyurdu. Açılışta konuşan Akdeniz Koruma Derneği (AKD) Kaynak Yönetim Direktörü Caner Bayrak da 2012 yılında İzmir’de kurulan derneklerinin Gökova Körfezi’nin yanı sıra Fethiye-Göcek ve Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma bölgelerinde bulunan balıkçılığa kapalı alanlarda yürüttükleri izleme çalışmaları hakkında bilgi verdi. Uzun süredir balıkçılarla çalıştıklarını söyleyen Bayrak, yerli türler üzerinde baskı oluşturan yeni balıkların piyasaya kazandırılması gerektiğine dikkat çekti. İstilacı türlerden biri olan aslan balığının yavaş yavaş piyasada yer bulmaya başladığını belirten Bayrak, balıkçıların aslan balığını Kaş bölgesinde bazı restoranlara satmaya başladığını kaydetti.
KIZILDENİZ’DEN AKDENİZ’E BİRKAÇ TÜR DEĞİL, BESİN ZİNCİRİ GEÇİYOR
Konuşmaların ardından, iklim değişikliğinin etkilerine ve istilacı denizel türlere yönelik sunumlar yapıldı. Sunumlarda özellikle yüzgeç dikenleri zehirli ancak eti son derece lezzetli olan aslan balığının ekonomik değerine dikkat çekildi. Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Slow Fish Mersin Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, 700 kadar balık türü 8 bin 500’den fazla gözle görülür organizmaya ev sahipliği yapan Akdeniz’in Süveyş Kanalı’nın açılmasının yanı sıra deniz suyu sıcaklığı ile tuzluluğun artışı ile büyük bir değişim geçirdiğini vurguladı. Ayas, Kızıldeniz’den Akdeniz’e birkaç türün değil aslında bir besin zincirinin geçtiğini kaydetti. Aslan balığı avcılığında kullanılan av araçları hakkında bilgi veren AKD Üyesi Dr. Tunca Olguner ise, aslan balıklarının zıpkın, kepçe ve kapan tuzaklarının yanı sıra trol ve uzatma ağlarıyla da avlandığını ifade etti. Aslan balıklarının 300 metre derinliğe ve 30 yaşına kadar yaşayabildiğini vurgulayan Olguner, yılda 2 milyon yumurta bırakan bu türün en yaygın olduğu dönemin yaz mevsimi olduğunu bildirdi. Olguner bu türün ekosistemden çekilmesini sağlamak için Florida ve Meksika gibi kimi bölgelerde av turnuvaları ve festivaller düzenlediğini söyledi. AKD Satış ve Operasyon Sorumlusu Serdar Subay’ın AKD iktisadi işletmesi ve istilacı türlerin satın alınmasına yönelik sunumunun ardından, söz alan AKD Üyesi Gizem Akdoğan, aslan balığı ve sokar balığının sadece yüzgeç dikenlerinin zehirli olduğunu belirterek, etinde zehir bulunmadığından yüzgeç dikenleri temizlendikten sonra bu balıkların rahatça tüketebileceğini söyledi. Bu balıklara eldivensiz dokunmamak gerektiğini hatırlatan Akdoğan, yüzgeç dikenleri ile temas edilmesi halinde ağrı, kanama, şişme, kızarıklık, uyuşma gibi semptomlar görülebileceğini, bu durumda yaralı bölgeye dayanılabilecek kadar sıcak su ile kompres yapmak ve bir sağlık kuruluşunu başvurmak gerektiğini anlattı. Akdoğan, zehri etinde bulunan ve denizlerimizde sıklıkla rastlanan balon balığının ise asla yenmemesi gerektiğini hatırlattı.
BALIKÇILAR DENEYİMLERİNİ PAYLAŞTI
Programda ayrıca Fethiye ve Akbük’ten gelen balıkçılar, aslan balığı avcılığı deneyimlerini ve elde ettikleri gelirleri katılımcılarla paylaştılar. Genellikle uzatma ağı kullandıklarını bildiren balıkçılar; AKD ile çalışmaya başladıktan sonra bu balığı tezgahta satma kararı aldıklarını, henüz baş köşede değilse de tezgahta mutlaka bir köşede aslan balığı bulundurduklarını söyledi. Balığın ilk dönemlerde 5 liraya alıcı bulduğunu bildiren balıkçılar, bugün aslan balığının toptan satışlarda 70- 80 liraya, bireysel satışlarda 200 liraya satıldığını kaydetti.
Aslan balıklarının yerleştikleri bölgelerde diğer popülasyonları yok ettiğini vurgulayan balıkçılar, aslan balıklarının yerleştiği kayalarda önceki dönemlerde maddi değeri yüksek balıklar ve deniz kabuklularının da bulunduğunu, ancak zaman içinde bu canlıların popülasyonunun yarı yarıya azaldığını belirtti.
ERDEMLİ VE MERSİN’DE ASLAN BALIĞI TADIM ETKİNLİĞİ
Aslan balığının temizlenme ve pişirilme yöntemleri ile bilgilerin de verildiği Yeni Balıklar etkinliği kapsamında ayrıca Mersin ve Erdemli’de aslan balığı tadım etkinlikleri de düzenlendi. Slow Fish ekip üyesi şefler tarafından pişirilen aslan balıkları, Çamlıbel Balıkçı Barınağı, Amatör Balıkçılar Derneği’nde yaklaşık 200 kişiye servis edildi. Balığın tadına bakan katılımcılar balığın etinin oldukça lezzetli olduğunu belirtti. (Haber Merkezi)