DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları, DEVA Partisi’nin ‘Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planı’nı anlatmak için ‘DEVA Yeşil Çizgilerini anlatıyor’ adı altında tanıtım toplantısı düzenlendi. DEVA iktidarında çevresel sorunlara karşı uygulanacak eylem planlarının tartışıldığı toplantıda konuşan MESİAD Başkanı Hasan Engin, Mersin’de yapılan yatırımların çevreye etkilerinin kesinlikle düşülerek hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
Haber – Mehmet Çetin
DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu, Kurucular Kurulu Üyeleri Sedat Kadıoğlu, Tuğba Tapsız ve Mersin İl Başkanı Cenk Cenkcimenoğlu'nun katılımıyla ‘DEVA Yeşil Çizgilerini anlatıyor’ başlıklı DEVA Partisi'nin ‘Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planı’nı anlatmak için tanıtım toplantısı düzenlendi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanı Hasan Engin, Mersin Kent Konseyi ve MTSO eski Meclis başkanlarından Faik Burakgazi'nin yanı sıra sivil toplum örgütü temsilcileri ve basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği toplantıda DEVA iktidarında çevresel sorunlara karşı uygulanacak eylem planları konuşuldu.
ENGİN: “MESİAD OLARAK ÇEVREYE UYGUN YATIRIMLARIN YAPILMASI FİKRİNDEYİZ”
Toplantının farkındalık yaratma temennisinde bulanan MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin, Mersin’e yapılan herhangi bir yatırımın yeri bağlamında çevreye kötü anlamda etkisi olması durumunda sürekli olarak karşısında olduklarını belirterek, “Öncelikle program çok güzel yeşil ve çevre üzerine biz MESİAD olarak daha doğrusu TÜRKONFED olarak Avrupa Birliği yeşil mutabakata uyan ve iklim değişikliği kurallarına uyan Türkiye’de ilk STK’yız. Mersin’de de öyleyiz. Zaman zaman açıklamalarımız olmuştur. Mersin’de de çevre platformları ile ilgili açıklamalara katıldık. Çünkü Mersin öncelikle nükleer santral konusunda, balık çiftlikleri konusunda çok açıklamalar yapıldı, çok eylemler yapıldı. Biz enerji ihtiyacından dolayı çok karşı olmadı ama yerine karşı olduk, yeri uygun değildi. Fakat gelinen noktada şu anda inşaatı devam ediyor. İnşallah Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarını karşılar ve yeşil mutabakata da uyarlar. Herhangi bir sorun olmaz. Balık çiftlikleri konusunda yine karşı çıktık, 3-4 mil Lütfi Elvan katkılarıyla geriye aldılar. Çünkü handikaplar var, Kargıcık turizm bölgemizin tam karşısı nükleere de yakın. Tarsus kıyı kesimi turizm bölgesi içinde aynı şekilde Kromsan tesislerimiz var. Biz bunlara karşı değiliz; yapılsın, üretilsin, ihracatı geliştirsin. Fakat yerlerini, atıklarını kurallara uygun bir şekilde depolasınlar, taşısınlar istiyoruz. Aynı zamanda Tarsus kıyı kesimi turizm bölgesinde de bu konuda handikaplar var. Yatırımcılar özellikle tahsis sahipleri biz gelmeyiz diyorlar. Ama Kromsan yetkilileri sahile atıklarını biraz daha kurutup biraz daha fazla taşıyorlar. İnşallah turizm bölgemizde kısa zamanda yapılır. Yani Mersin MESİAD olarak yatırımlara karşı değiliz. Daha doğrusu çevreye uygun yapılmasını istiyoruz” dedi.
RIZVANOĞLU: “YEŞİL MUTABAKATI SAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planının hazırlığında çok geniş kapsamlı bir çalışma yaptıklarını belirten DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu ise, “Gerek yerelde gerekse ülke genelinde ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütleriyle görüşerek eylem planımızı hazırladık. Bunu üç ana başlık adı altında gruplanırdık. Birincisi yaşamsal. Yani bizim yaşamımızı bu yeşil dönüşüm nasıl etkiliyor. Toprağımızda, suyumuzda, havamızda olan değişimler yaşamımızı nasıl etkiliyor. Bunu tüm yönleriyle ortaya koymak istedik. İkincisi ise doğaya zarar vermeden nasıl üretim yapabiliriz? Yeşil mutabakatı nasıl sağlarız. Yeşil ekonomiye geçişte zihniyet değişimini nasıl sağlarız? Diye kafa yorduk. Son olarak da bu dönüşümü sağlayacak yasal düzenlemeleri nasıl yapmalıyız, ne yapmalıyız konusunu belirlemek istedik” dedi.
“HAVA KİRLİLİĞİNİN DEVLET BÜTÇEMİZE ZARARI 4,8 MİLYAR TL”
En önemli konunun Türkiye’de ve dünyada yaşayanların sağlığı olduğuna vurgu yapan Rızvanoğlu, “Afşin’e gittik ve gözlemlediğimiz şey bazı santrallerin filtresiz şekilde çalışmaya devam ettiği idi. İşin başka bir yönü ise orada yaşayan insanlar başka gidecek yerleri olmadığı için bu santrallerde çalışmaz zorundalar. Hava kirliliğini görüyoruz ve insanların bundan nasıl etkilendiğini gözlemleyebiliyoruz. Diğer bir açıdan baktığımızda hava kirliliğinin devlet bütçemize zararı 4,8 milyar TL. Hem halkımız sağlığını kaybediyor hem de hepimizin cebinden çıkan çok yüksek paralar var. Oradaki insanlar ya sağlığını seçecek ya da ekmek parasını seçecek. Oysa yapılan yatırımlar Türkiye’de yaşayan hiçbir vatandaşımızın sağlığından daha önemli değildir. Tabi ki bu yatırımlar yapılacak, enerji ihtiyacımız var. Asma bunu yaparken halkın sağlığını mahvetmeden yapmamız gerekiyor. Demek ki yapmamız şey denetimini yapmak ve düzeltilemiyorsa kapatmak olacaktır” diye konuştu.
“ÇEVRE FELAKETLERİNİN ÖNLENEMEMESİNİN EN BÜYÜK SEBEP; ŞEFFAF OLUNMAMASI”
Yaşanan çevre felaketlerinin önlenememesinde yaşanan en büyük sıkıntının şeffaf davranılması olduğunun altını çizen Rızvanoğlu, “Muğla’da orman yanıyor, birilerini arayarak, uçak geldi mi, yangın nerelere kadar yayıldı, müdahale yeterli mi diye yanıtlar almaya çalışıyoruz. Nedeni ise şeffaf bir bilgilendirmenin olmaması. Geçen seneki gibi mi olacak diye kaygılanmaya başladık. O zaman öncelikle yapmamız gereken demek ki halkın ulaşabileceği doğru bilgilerin yer aldığı bir ağ oluşturmak. Mesela Mersin ‘de yaşayan bir vatandaş, en yoğun kullanılan bölgesindeki havanın kalitesini doğru biçimde öğrenebilecek. Böyle bir bilgi yaşamsal öneme sahip. Öğrenebildiğimiz kadarıyla Türkiye’de 13 tane şehir çok yüksek kirli havaya sahip ancak onların arasında Mersin var mı yok mu onu bile bilmemiz mümkün değil. Biz bunu vatandaş olarak gördüğümüzde bunu yönetimlere düzeltmeleri konusunda baskı yapmaya başlayacağız” ifadelerine yer verdi.