Seçer, borçlanmayı zorlansa da aldı

Seçer, borçlanmayı zorlansa da aldı cukurovagazetesi.com

Mersin Büyükşehir Belediyesi 2021 Yılı 1. Olağanüstü Meclis Toplantısı gerçekleşti. Mecliste, 2021 yılına ait bütçede yer alan 265 milyon liranın borçlanma yetki talebinin daha önce meclisin ısrar oylaması sonucu ret edilmesi üzerine, karar mahkemeye taşındı. Mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmesi nedeniyle tekrar görüşülen borçlanma, Cumhur İttifakı’na rağmen kabul edildi.


Haber – Mehmet Çetin

Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda Mersin Büyükşehir Belediyesi 2021 Yılı 1. Olağanüstü Meclis Toplantısı gerçekleşti. Mecliste, 2021 yılına ait bütçede yer alan 265 milyon liranın borçlanma yetki talebinin daha önce meclisin ısrar oylaması sonucu ret edilmesi üzerine, kararın mahkemeye taşınmasıyla yürütmeyi durdurma kararı verildi. Kararın verilmesinin ardından daha önceki mecliste Cumhur İttifakı’nın hukukçu meclis üyelerinin isteği üzerine Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Vahap Seçer, borçlanma talebinin oylamaya sunulmasının ertelenmesi kararı alındığını söylemişti. 22 Aralık’ta yapılan meclis toplantısında mahkeme kararıyla borçlanma talebinin tekrar görüşülmesi üzerine konuşan Seçer, “Biz ısrar oylamasından netice alamayınca bunu mahkemeye taşımak zorunda kaldık çünkü ısrar kararı da istedik, ısrar kararı da ısrar yönünde bir karar çıktı. Mahkeme birinci İdare Mahkemesi 15 Kasım 2021’de yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bunun tebliğini de bize 23 Kasım’da yaptı. Biz 30 Kasım’daki Mersin Büyükşehir Belediyesi’ndeki Meclis toplantısında mahkeme kararının uygulanmasını meclis tarafından kabul edilmesi yönünde oyunuza sunmak için gündeme almıştık. Ancak Cumhur İttifakı tarafından Bölge Mahkemesi’ne itiraz edildiği ve bunun sonucunun beklenmesi gerektiği söylemesiyle birlikte bizde bunu uyguladık ancak sürenin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Ben belediye başkanı olarak bu süre zarfında bunu meclisin huzuruna getirmezsem görevimi kötüye kullanmış olacağım ve mahkeme kararını uygulamamış olacağım. Dolayısıyla bunu gündeme aldık” diye konuştu.

“TEMELİNDE DAYANIŞMA, TOPLUMA VE İNSANA HİZMET OLAN KOOPERATİFLERİMİZİN HER ZAMAN YANINDAYIZ”

21 Aralık’ın Dünya Kooperatifçilik Günü olduğunu hatırlatan Seçer, birlik, beraberlik ve dayanışmanın toplumsal hayatta insanları kuvvetlendiren önemli unsurlar olduğunu söyleyerek, “Kooperatiflerde insanların güçlerini birleştirmeleri ile oluşan önemli yardımlaşma aracıdır. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ilk tarım kredi kooperatifini Silifke’de açmış ve kendisi de ilk ortak olarak bu kooperatife katılmıştır. Büyükşehir belediyesi olarak Atamızın mirası Gazi Çiftliği’nde kadın ve çocuklarımızın sosyal hayata ve üretime daha fazla katılması için çalışmalar yürütüyor ve bu çalışmaları da daha da tahkim edeceğimizi, artıracağımızı buradan ifade etmek istiyorum. Bu yıl içerisinde kentimizde 163 kooperatif, oda ve birlik ile geliştirdiğimiz ortak projelerimizle yaklaşık 30 milyon TL’lik destek sağladık. Özellikle kadın kooperatiflerimizin güçlenmesini önemsiyoruz. Kentimizdeki 13 kadın kooperatifi ile yaptığımız çalışmalarla ayrı ayrı onları destekledik ve desteklemeye de devam edeceğiz. Temelinde dayanışma, topluma ve insana hizmet olan kooperatiflerimizin daha çok gelişmesi için desteğe hazır olduğumuzu belirtiyoruz” şeklinde konuştu.

“BELEDİYE OLARAK DAR GELİRLİ AİLELERİMİZİN HEP YANINDA OLACAĞIZ”

Büyükşehir olarak, ekonomik problemlerle boğuşan, zor şartlar altında geçimini idame ettirmeye çalışan vatandaşların her zaman için yanında olduklarını ve desteleyeceklerini kaydeden Seçer, “Dezavantajlı mahallelerimizde yaklaşık 10’ar kiloluk paketler halinde, ihtiyaç sahipleri ailelerimizin evlerine kadar 5 kilogram patates 5 kilogram soğan olmak üzere yaklaşık 100 bin kilogram ürünlerin dağıtımına başladık. Bu dağıtımları da sürdüreceğiz. 13 ilçemizde özellikle dar gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı mahallelerde biz bu dağıtımları gerçekleştiriyoruz. Ücretsiz ekmek dağıtımlarımız devam ediyor. Bu ekmekler MER-EK tarafından üretilen ekmekler değil. MER-EK tarafından üretilen günlük yaklaşık 70 bin adet olan ekmekler 1 TL’den vatandaşlarımızın satışına sunuluyor. Ayrıca her gün 5 bin adet fırınlardan temin ettiğimiz ekmekleri de ailelere dağıtma imkanımız oluyor. Her ailemize de yaklaşık 3 ekmek dağıtıyoruz” ifadelerine yer verdi.

SOSYAL BELEDİYECİLİK ÇALIŞMALARINA SON HIZ DEVAM

Sosyal belediyecilik anlayışıyla çalışmalarına devam ettiklerini ve edeceklerini belirten Seçer, öğrencilerin de yararlanacakları 3 çeşit yemek 3 lira kampanyasının önemine dikkat çekerek, “Yine 64 noktada bir ekmek bir çorba hizmeti veren araçlar sabahın erken saatlerinde bu dağıtımları başlatıyorlar, ardından okul önlerine geçerek ilkokul önlerinde akşama kadar çocuklarımız için, öğrencilerimiz için ayrıca devlet üniversitelerimizin kapılarına yakın bölgelerine oluşturduğumuz noktalarda da bu dağıtımı devam ettiriyorlar. 30 noktada mahalle mutfaklarımız cumartesi, pazar da dahil hizmet vermeye devam ediyor. 3 çeşit yemek 3 TL şeklinde yemek dağıtımları haftanın 7 günü devam edecek. Mobil mutfak tırı bu ayın sonuna kadar Silifke, Mut, Aydıncık, Bozyazı ve Anamur’da da mahalle mutfağı olarak hizmet vermeye devam edecek. 12 bin 625 ailenin faydalandığı Halk Kart hizmeti dolayısıyla vatandaşlarımızın hesaplarına yüklediğimiz nakit para miktarını 2022 yılı itibariyle yüzde 50 artırarak toplamda 24 milyon 136 bin 200 TL’ye yükseltme kararı aldık. Bu artış miktarı da geçen yıla göre yüzde 50 nispetinde olacak. Halk Kart sahiplerine geçen mecliste 50 kilogram açıklamıştım, bunu 75 kilograma çıkarttığımız yakacak yardımımız devam ediyor. Halk ekmek büfelerinde tek seferde 3 ekmek satışı ile sınırlandırmıştık. Bu uygulamayı titizlikle devam ettiriyoruz” sözlerine yer verdi.

“TÜRKİYE, HUKUK DEVLETİDİR VE HUKUKA AYKIRI HAREKET EDİLMEMELİ”

Borçlanma konusuna ilişkin konuşan CHP Tarsus Meclis Üyesi Hukukçu Ali Dinsever, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik, sosyal, laik bir hukuk devletidir. Son zamanlarda da maalesef bazı uygulamalar nedeniyle kamuoyunda sanki cumhuriyetin nitelikleri değişti gibi bir algı oluşmaya başladı. Ama hala Türkiye Cumhuriyeti yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirini denetlemesiyle devam eden bir cumhuriyettir. Dolayısıyla da geldiğimiz konu itibariyle de bir mahkeme kararıyla karşı karşıyayız. Bir hukuk devletinde mahkeme kararının sonucunu salonlarda tartışmak asla kabul edilebilir bir şey değildir. Ama maalesef son zamanlarda bu tartışmalar Türkiye Cumhuriyeti’nde ulusal bazda da çok yapılır hale geldi ve vahim sonuçlara doğru gidiyor. Bir mahkemenin verdiği karar bizim duygularımızı tatmin ettiği zaman mahkeme kararını kutsal olarak görüp, bizim duygularımıza aykırı bir sonuç verdiği zaman da bunun kabul edilemez olduğu, tanınamaz şeklinde bir hukuk, hukuk devletlerinde konuşulabilecek bir konu değildir. Bu konu da aslında bu kadar net, açık ve basit bir konu” dedi.

“HUKUK VE MAHKEMELERE SAYGI DUYULMASI LAZIM, HUKUK HERKESE LAZIM”

Mahkemenin almış olduğu kararın çok açık ve net olduğunu ve bu kararın uygulanmaması durumunda ciddi hukuki yaptırımlarla karşı karşıya bırakacağını belirten Dinsever, “Mahkeme bu kararında çok açık bir şekilde meclisin almış olduğu kararın hukuka aykırı olduğunu, uygulanmasının telafisi imkansız sonuçlara sebep olacağını ve çok net gerekçelerle yine biz hukukçuların bakış açısıyla bu yürütmeyi durdurma kararı gerekçesine baktığımızda aslında biz bu mahkemenin sonuç kararını da tahmin edebiliyoruz. Çünkü o kadar açık ve net ki gerekçe; telafisi imkansız sonuçlara da sebep olacağı için bir yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. İdare için, her merci için bağlayıcıdır. 30 gün dolduğu anda uygulanmayan her idare 31’inci gün itibariyle hem hukuki hem de cezai sorumluluk altındadır. Dolayısıyla bazı siyasi gerekçeler öne sürerek bu mahkeme kararının uygulanmasının ötelenmesine sebep olmak hukukun bütün argümanlarını yok eder, hukuk kararlarını yok sayar, mahkeme kararlarını tanımamak anlamına gelir. İdareler için hem hukuki hem de cezai sorumluluk doğurur. Uygulamayan kişi için cezai sorumluluk doğurur, uygulamayan idare için de hukuki sorumluluk doğuracaktır. Bunun böyle bilinmesi lazım. Belediye Başkanlığı İdaresi doğru bir iş yapmıştır. Hukuk ve mahkemelere saygı duyulması lazım, hukuk herkese lazım” ifadelerini kullandı.

“HUKUK KATLEDİLİYOR”

Millet İttifakı hukukçu meclis üyelerinin konuya ilişkin açıklamalarından sonra konuşan Seçer, “Müzakere yeterli, boşuna nefesinizi tüketiyorsunuz. Çünkü her şeye rağmen Cumhur İttifakı’nın grup başkan vekili; ‘yok mu başka konuşan?’ diye kafa buluyor, oysaki burada hukuk katlediliyor. Çok acı bir durum yaşıyoruz. Böyle bir meclis tablosu karşısında çok üzüldüğümü ifade etmek isterim. Burada kimse sirk cambazı değil. Mahallenin soytarısı da değiliz. Bir hukuki sonuç tartışılıyor. Geçtiğimiz toplantıda fikrine inandığımız Cumhur İttifakı’na mensup hukukçu meclis üyelerimizle görüştük ve bu süre zarfı sonucunda getirilip, oylanacağını ve hukuken de önü açıktır diye ifade ettik. Zaten mahkeme kararında çok açık ve net yazıyor. Biz bu konuda gerekçelerimiz ortaya koyarken, 2021 yılı mali bütçesinde zaten borçlanma kararı olarak koyduk ve siz bu borçlanmaya onay verdiniz. Bu yüzden bizim yapacağımız yatırım, yatırım programlarında stratejik planlarımızda var ve siz bunları hep kabul ettiniz ve sizin bu konuda olumlu karar vermeniz gerekmektedir. Taktir yetkinizi bu şekilde kullanmanız gerekir, bunu yapmadığınız durumda bizim yatırımlarımızda aksamalar olur. Mahkemenin karar alan yargıçları zaten belde halkının mağdur olmasına sebep olamazsınız diyor ve zaten burada kanun açık. Ben bunu 30 gün içersinde meclisin huzuruna sunmak zorunda olamadı. Kanuna karşı gelemem, verdiğim sözün arkasında durdum. 30 günün dolmasını bekledim ve yerine getirdim. Eğer mahkemenin vermiş olduğu karar reddedilirse, ret eden meclis üyelerimiz olursa, ben uygulamamakta ısrar eden meclis üyeleri hakkında suç duyurunda bulunmak zorunda kalırım. Taktir yüce meclisin” diye ifade etti.