Aktay: “Basına kendimizi anlatamazsak, yaptığımız hiç bir şeyin anlamı kalmaz”

Aktay: “Basına kendimizi anlatamazsak, yaptığımız hiç bir şeyin anlamı kalmaz” cukurovagazetesi.com

Mersin Cumhuriyet Halk Partisi il yönetimi, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyareti gerçekleştirdi. Ziyarette konuşan CHP İl Başkanı Aktay, yerel basının çok önemli olduğunu belirterek, “Ne kadar çok çalışırsak çalışalım ne yaparsak yapalım başta yerel basın olmak üzere basına kendimizi anlatamazsak, basın bizi kitlelere ulaştırmazsa yaptığımız hiçbir şeyin anlamı kalmaz” dedi.


Haber – Vecdi Yenigül

Cumhuriyet Halk Partisi Mersin il yönetimi, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Cemiyetin yeni binasının hayırlı olmasını dileyeren CHP il yönetimi, tasarruf tedbirlerine dair de konuşma yaptı.  Ziyarette Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı R. Kaya Tepe, CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, Akdeniz İlçe Başkanı Semih Palamut, CHP İl Başkan Yardımcısı Eymen Mannah, Şerife Arıcı Yıldız, Medet Demir ve Zafer Özbey ve basın mensupları yer aldı.

Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı R. Kaya Tepe, il yönetimine ziyaretlerinden dolayı teşekkür ederek, “Kent gazetecileri açısından mekanın çok önemli olduğunu her zaman ifade etmiştik. Kurumsallaşmanın, bizim rahat çalışmamız için, gazetecilerin daha özgür ve demokratik ortamda görevlerini yapabilmeleri için çatıların çok önemli olduğunu söylemiştik. Bu bizim kendi binamız değil ama mükemmeli bulmak çok zor. En azından iyiye razı olmak gerekiyor. Biz ileride kendi binamıza taşınmanın mutluluğunu inşallah yaşarız. Son dönemde kent gazetecilerinin sorunları ile ilgili sizleri bilgilendirmek isteriz. Siyasi partiler, gazeteciler kamu adına hizmet ediyorlar. Ama kent gazetecileri özellikle son genelge ile çok zor durumda kaldılar” diye konuştu.

TEPE: “TASARRFU TEDBİRLERİ GAZETECİLERİMİZİN ÖNÜNDE CİDDİ BİR SORUN OLUŞTURDU”

Tasarruf tedbirlerinin kent gazetecilerinden başlamasının çok üzücü olduğunu dile getiren Tepe, “Bu zor dönemde teknolojinin değişmesi, pandemi süreci ile birlikte çok zor ve sıkıntılı süreç yaşayan gazetecilerin bir teşvik veya destek paketi şeklinde desteklenmesini beklerken bir anda tasarruf tedbirleri adı altında bir durumla karşı karşıya kaldık ve bu tasarruf tedbirleri sonuçta bizim gazetecilerimizin ve kurullarımızın yaşaması önünde çok ciddi sorun oluşturdu. Bunun aşılması gerektiğine, bu durumun tekrar görüşülmesi gerektiğine ve çözümlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Demokratik yapının en önemli yapı taşları gazetecilerdir. Gazeteciler için yaşam alanlarının oluşturulması ve önündeki engellerin kaldırılması lazım. Bu engellerin kaldırılması için mücadele edilmesi lazım. Bu çıkan genelge bizi çok üzdü. Her platformda bunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

ANTMEN: “TASARRUF GENELGESİ ANTİDEMOKRATİK BİR YAKLAŞIMDIR”

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, siyasetçiler ve milletvekilleri olarak, özellikle CHP olarak yerel basının çok önemli olduğuna değinerek, “Ne kadar çok çalışırsak çalışalım ne yaparsak yapalım başta yerel basın olmak üzere basına kendimizi anlatamazsak, basın bizi kitlelere ulaştırmazsa yaptığımız hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Biz CHP olarak iktidarı hedefleyen bir partiyiz. Halkımızla Mersin’in her yerinde olduğu gibi Türkiye’nin her yerinde temas etmeye çalışıyoruz ve yaptığımız her şey sizlerin sayesinde halkımızla buluşuyor. Bunun için teşekkür ederiz. İş, kent gazetecilerinin sorunlarına geldiğinde daha acı bir yönü var. Ben mecliste adalet komisyonu üyesiyim. Biz mecliste özellikle çırpınıyoruz, basına sansür uygulanmaması, basınımızın gazetelerine, televizyonlarına RTÜK aracılığıyla, Basın İlan Kurumu aracılığıyla baskı yapılmamasını söylüyoruz. Yerel basının desteklenmesini söylüyoruz. Fakat en son sözde bir tasarruf genelgesi ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı da bundan muaf tutularak belediyelerin, yerel kent gazetecilerine büyük bir darbe olarak destek olunmamasını istemesiyle karşımıza çıktı. Bunlar antidemokratik yaklaşımlardır. Yerel gazetecinin siyasi görüşü olur ama ulusal gazetelerin siyasi görüşü olur ama gazetecilerin görevi her durumu halka objektif olarak aktarmaktır. Yerel basının desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Basın olmazsa, basın özgür olmazsa bu ülkede demokrasi olamayacağına inanıyorum. Mersin’de gazetecilerin ve Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nin yanında olduğumuzu tekrar tekrar arz etmek istiyorum. Kararname ile ilgili iki tür problem var. Birincisi liyakatsizlik. O kararnameyi nasıl yazıyorlar? Nereye çekseniz oraya uzuyor. Belediyeleri sayıştay denetiminde zora sokuyorlar” ifadelerini kullandı.

AKTAY: “YEREL ADINA NE VARSA YOK EDECEKLER”

CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay ise, aslında meselenin demokrasi meselesi olduğuna dikkat çekerek, “Mesele Türkiye’de artık demokrasi adına kırıntının bile kalmaması ve tüm kurum ve kuralların bir bir yok sayılması yok edilmesi anlayışı hakim. Bu da 2017’de değişen anayasa ile başladı. Rejim değişikliğine gidildi. Bir bir yereli yok edecekler. Yerel adına ne varsa. Yerel olmasa çağımızda demokrasi olmaz. Yerel yönetimler üzerine gidiyorlar, her şey merkezileşiyor. Türkiye’de tek irade deniliyor. Yereli sindirirseniz geriye bir şey kalmaz. Burada böyle bir anlayışa, karşı direnişe geçmek ve mücadele etmek lazım” şeklinde konuştu.

“HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR”

Yerelin her anlamda birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Aktay, “Belediyelerin, yerel basının, STK’ların bir ortak anlayış ile hareket etmeleri halinde bu durum püskürtülür. Türkiye’nin bu noktadan sonra başka çıkışı yok. Bu mücadele başlatılmalı ve bu sandığa yansıtılmalı. Bu anlayış gitmeli. İki anlayış var biri tek adamı savunuyor. Yangın bölgesinde helikopterlerin uçması için bu kişinin sözü bekleniyor. Bakanlıklar yok sayılıyor. Yasama, yargı, yürütmede de aynı şekilde. Onun için burada herkese görev düşüyor. Kimse bu mücadelenin dışında kalamaz. Herkes nasibini aldı bu anlayıştan. Köylü, esnaf, üretici, yerel basın, yerel yönetimler. Veya her şeyin kurallara göre işlediği, kurumların tekrar hayat bulduğu ve Türkiye’nin bu şekilde yönetildiği demokratik bir sistemde güçlendirilmiş, iyileştirilmiş parlamenter sistem. Türkiye artık bunun mücadelesine girdi. Ne yazık keşke böyle bir şey yaşamasaydık ve böyle bir şeye ihtiyaç duymasaydık. Burada birleşilmeli. Temel hedef bu ve bu hedefe doğru birlikte yürümek gerekiyor. Siyasi partiler, yönetimler, yerel yöneticiler, belediyeler, yerel basın, yerel kurum ve odalar bir ortak irade geliştirmek zorunda” sözlerini kullandı.

“BELEDİYENİN BAŞKANININ YAPACAĞI ŞEY, PROPAGANDA YAPANLARI İŞTEN ÇIKARMAK”

Sorunlara bütün ilkenin eğilmesi gerektiğini belirten Aktay, “Bu belediyenin tasarufu, çalışmak istediği bir kadro var ona göre, o da verimliliği esas alıyor. Birinci derecede bütçe disiplinine dikkat ediliyor, ikincisi olarak da bu kadar kısıtlamaya rağmen, gelir kısıtlamasına borç düşüyor. Borç ödeniyor, belediye borç da alamıyor zaten. Kesinlikle inanın liyakatte hiç partisine bakmadan, Cumhuriyet Halk Partisi’ne üyeler dahil işten çıkarılanlar var. Çıkarılma sebepleri de ya disiplinsizlik yapılmıştır, ya da işe çıkarılıyordur. Başkan o konuda gözünü kapatıp vicdanını açıyor, parti gözetmeksizin, net ve samimi şekilde davranıyor. Kimleri işten çıkarıyor biliyor musunuz? Resmen hizmetleri sabote edenleri işten çıkarıyor, ben kendim şahit oldum bu duruma. Yani belediye başarılı olmasın diye, araçları bozanları, tehlikeli bir şekilde otobüs kullanan otobüs şoförlerini, içkili iken araç kullanan şoförleri işten çıkarıyor. Yani herhangi bir partiye mensup olan bir işçiyi çıkarmıyor belediye işten. Kendi patisine yıllardır üye olan işçileri çıkardığını görüyorum ben, kaldı ki sırf karşı taraftan bir tepki gelecek diye işini yapmayan ya da sabote eden işçiyle çalışacak değil. Çalışmıyor, aleyhine çalışıyor, sadece oturuyor, aleyhine propaganda yapıyor, sabote ediyor bunlar da var belediye de başkanın yapacağı tek şey işten çıkarmak olur. Onlar varken de aynı iş yapılıyordu, onlar yokken de şu anda aynı iş yapılıyor, partisine bakılmaz işçinin, çalışıp çalışmadığına bakılır. Bu konu da bir yorum yapmadan önce kesinlikle araştırılması gerekir. Hiç kimse, hiçbir şekilde partisine bakılarak da işten çıkarılmadı, başkanın da yapısında bu yok, kadrolara baktığınızda zaten her görüşten insanların yer aldığını göreceksiniz. Kentin barışı için konu ne olursa olsun objektif bir şekilde yaklaşın. Türkiye artık kurumsallaşmalı, her gelen parti kendi kadrosuna kendi partilisini yerleştirilmekten vazgeçilmeli artık” diye konuşarak sözlerini noktaladı.