Devasa stantlarla boy gösteren üreticiler, yalnızca yeni modellerini tanıtmakla kalmadı, aynı zamanda Avrupa’ya yönelik stratejik planlarını da net şekilde ortaya koydu. Avrupa pazarını artık yalnızca bir hedef değil, doğrudan rekabetin ana cephesi olarak tanımladılar. Bu yaklaşım, elektrikli otomobil pazarında dengelerin yeniden kurulacağının işareti olarak değerlendirildi.
Xpeng, fuarın en dikkat çeken markalarından biri oldu. CEO He Xiaopeng, şirketin küresel büyümesinin beklentilerin üzerinde ilerlediğini açıkladı. Şirketin kitlesel pazara yönelik Mona serisi, 2026’dan itibaren Avrupa’da satışa sunulacak. Çin’de 17 bin dolar altı yani 698 bin TL’nin altında satılan bu model, fiyat politikasıyla Avrupa’daki rekabeti ciddi şekilde değiştirecek. Uygun fiyatlı elektrikli araçların pazara girmesi, tüketici tercihlerini dönüştürecek ve piyasadaki dengeleri sarsacak.
GAC da fuarda büyük ilgi gördü. GAC International Başkanı Wei Haigang, bu yıl 3 bin araç satışı hedeflediklerini açıkladı. Ayrıca 2027’ye kadar 50 bin araç satışına ulaşmayı planladıklarını duyurdu. Şirket, Aion V ve Aion UT modelleriyle Avrupa pazarına giriş yapacak. Bu açıklamalar, Çinli üreticilerin yalnızca iç pazara değil, küresel pazara da odaklandığını gösteriyor.
Tesla’nın Avrupa’daki satışlarında son dönemde yaşanan düşüş, bu tabloyu daha anlamlı hale getirdi. Çinli markalar, Tesla’nın kaybettiği pazar payını hızlıca doldurma konusunda kararlı görünüyor. Avrupa Birliği’nin Çin menşeli araçlara yönelik gümrük vergisi tehdidine rağmen şirketler geri adım atmıyor. Agresif stratejiler, fiyat politikaları ve yeni model çeşitliliği, Avrupalı rakipler için ciddi bir meydan okuma oluşturuyor.
Sonuç olarak 2026’dan itibaren Avrupa’da uygun fiyatlı elektrikli araçların satışa çıkması, rekabetin yönünü değiştirecek. 698 bin TL seviyesindeki bir modelin pazara girmesi, tüketicilerin alım gücünü artıracak. Çinli markaların hedefleri, yalnızca satış rakamlarıyla sınırlı değil; uzun vadede Avrupa pazarında kalıcı bir güç olmayı amaçlıyorlar.