Akıncı, sınav öncesinde zihinsel değil, bedensel rahatlamaya odaklanılması gerektiğini vurguladı: "Kaygıyı bastırmak değil, onu tanıyıp yönetmek gerekir. Sınav anında yoğun stres yaşandığında kalemi bırakın. Gözlerinizi kapatın ya da sabit bir noktaya odaklanın. 4 saniye boyunca burundan nefes alıp, 2 saniye tutun ve 6 saniyede verin. Bu nefes egzersizini üç kez tekrarlamak yeterlidir."
"Bu Süreçte Bilgi Yüklemek Değil, Dinlenmek Önemli"
YKS öncesi günlerde öğrencilerin bilgiye değil, bedenlerine ve zihinlerine yönelmeleri gerektiğini belirten Akıncı, şu önerilerde bulundu:
"Son günlerde yeni bilgi yüklemeye çalışmayın. Bu zaman dilimi sadeleşmek, hatırlamak ve zihinsel gücünüzü toparlamak için önemli. Uykunuzu iyi alın, hafif egzersizlerle bedeninizi canlı tutun. Sosyal medyada başkalarıyla kıyaslama yapmayın. Sınavdan önceki akşam sakin bir yürüyüş, sevdiğiniz bir kitap ya da rahatlatıcı bir müzik tercih edin."
"Sınav, Çözülmesi Beklenen Bir Yapboz"
Sınav anında yükselen kaygının doğal bir tepki olduğunu söyleyen Akıncı, bu durumun savaş-kaç tepkisiyle ilgili olduğunu ifade etti.
"Sınav bir tehdit değil, bir yapboz gibidir. Panik anında, kendinize ‘Bu bir sınav. Kaygım geçici. Bilgim yerinde. Şimdi sadece bir soruya odaklanmam yeterli’ demeniz çok önemlidir. Bu yaklaşım, beynin odaklanma ve hatırlama işlevlerini yerine getiren bölgesini yeniden aktive eder."
Akıncı, sınavı bir göle benzeterek, "Başta dalgalı olabilir ama zamanla yüzey durulur. O an geldiğinde, gölün dibindeki taşlar gibi, öğrendiğiniz bilgileri daha net hatırlarsınız. Sakin kalmak, başarıya giden en önemli adımdır" dedi.
Velilere de Mesaj: "Sakinliğinizi Hissettirin"
Psikolog Akıncı, velilerin de çocukları kadar bu sürecin bir parçası olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: "Öğrenciler kadar aileler de sınav sürecinden geçiyor. Ancak unutulmamalı ki ebeveynlerin sergilediği sakin, destekleyici ve güven veren tutum, öğrencinin kaygısını doğrudan etkiler. 'Sakin ol' demek yerine, kendi sakinliğinizi örnek olarak göstermek çok daha etkilidir."