ABD bu işin neresinde diye sorarsak, zaten uzun zamandır bu oyunun tam ortasında. İsrail’in demir kubbesinde, diplomasisinde, savaş hazırlığında hep arka planda kalmayı tercih eden ABD için şimdi işler değişti.
İsrail’in İran’a karşı topyekün bir savaşa girme ihtimali arttıkça, Washington da yerinde duramıyor. Çünkü İsrail bu savaşta yalnız kalırsa hem İran’ı durduramayabilir, hem de bölgedeki ABD üsleri, askerleri ve çıkarları ciddi risk altına girer. Diğer yandan İran da boş değil. Elinde sadece füzeler değil; Suriye’den Lübnan’a, Yemen’den Irak’a kadar düğmeye basabileceği çok sayıda “vekil güç” var.
Yani açık konuşalım. Savaş büyürse, yalnızca İsrail ve İran arasında kalmaz. Çok yere bulaşır. ABD işte tam bu yüzden "daha aktif" bir pozisyona hazırlanıyor olabilir.
Peki ABD neden savaşa girdi? Çünkü ABD, İsrail’e olan yıllardır süren askeri ve siyasi desteği bir kenara atamaz. Ortadoğu’da oyun dışı kalması sahayı Çin ve Rusya’ya bırakmasıdır. Ayrıca Hürmüz Boğazı’ndan geçen petrol tehlikeye girerse, dünya ekonomisinin yokuş aşağı gitmesini göze alamayacak olan ABD için ağır bedellere neden olur.
Ama tüm bunlara rağmen, bu savaş ABD için de mayınlı bir arazi. Halk savaş yorgunu. Biden yönetimi içeride bile zorlanırken dışarıda büyük bir çatışmanın altına girmek istemeyecektir. Hele ki seçim sonrası toparlanma sürecindeyken...