Okul Formasında Tekel Zinciri Kırılmalı

Okul kıyafetlerinde yıllardır süren tekel düzeni hem velileri zorluyor hem çocukların sağlığını riske atıyor. Artık bu zincir kırılmalı!

Yeni eğitim yılına girerken velilerin en büyük derdi yine aynı: okul kıyafetleri. Her yıl değişmeyen bir tekel düzeni, anne babaları köşeye sıkıştırıyor.

Bir veli bana şöyle yazmış:
“Çocuğuma rahat ve sağlıklı kıyafet almak istiyorum ama kalitesiz kumaşlara zorla para ödüyoruz. Çocuk nefes alamıyor, ama mecburen giymek zorunda kalıyor.”

Bu sözler aslında bütün hikayeyi özetliyor. Çocukların bedenine uygun olmayan, terleten, hareketi kısıtlayan, kalitesiz kıyafetler yıllardır dayatılıyor. Neden mi? Çünkü okul yönetimleri yalnızca standart belirlemekle kalmıyor, belli firmalarla yıllardır süren ilişkilerin gölgesinde kalıyor.

Sonuç ortada:

Veliler yüksek fiyatlara mahkum ediliyor.

Rekabet olmadığı için kalite düşüyor.

Ailelerin seçme özgürlüğü yok sayılıyor.

Halbuki çözüm basit. Okul yönetimi sadece kıyafetin modelini ve rengini belirler, gerekiyorsa armayı ayrıca satar. Geri kalanını veli istediği yerden alır. Böylece hem maliyet düşer hem kalite yükselir.

Çocuğun Rahatı, Ticaretin Önünde Durmalı

Bu mesele yalnızca “pahalı mı, ucuz mu” tartışmasından ibaret değil. Çocuğun sağlığı, psikolojisi ve eğitim hayatı söz konusu. Formanın ticari çıkarların gölgesine bırakılması kabul edilemez.

Sormak gerek: Çocuğun rahatını hiçe sayıp yıllardır aynı mağazaların kasasını dolduran bu düzen hangi anlayışın ürünüdür?

Eğer gerçekten eğitimde eşitlikten ve sağlıklı nesillerden söz edeceksek işe en temelden başlamalıyız: Çocuğun sırtına giydirilen kıyafetten.