ÇEVRE

Mersin’de Narenciye İhracatı Artıyor: Yeni Tarım Teknolojileri Üretimi Güçlendiriyor

Mersin’de narenciye ihracatı artış gösteriyor. Yeni tarım teknolojileri verimi artırırken üreticiler küresel pazarlara daha güçlü açılıyor.

Mersin Narenciyede Türkiye’nin Lokomotifi

Mersin, Türkiye’nin narenciye üretiminde ilk sıralarda yer alan kentlerden biri. Hem üretim miktarı hem de ihracat rakamlarıyla öne çıkan şehir, son yıllarda uygulanan yeni tarım teknolojileri sayesinde verimlilikte dikkat çekici bir artış yaşıyor. Üreticiler, özellikle damla sulama, dijital tarım uygulamaları ve akıllı sera sistemleriyle ürün kalitesini yükseltirken, küresel pazarlarda daha rekabetçi hale geliyor.

Narenciyenin Mersin ekonomisi için sadece tarımsal bir ürün değil, aynı zamanda stratejik bir değer olduğuna dikkat çeken uzmanlar, yeni teknolojilerin adaptasyonunun kenti dünya pazarlarında öne taşıdığını vurguluyor.

Yeni Tarım Teknolojileri Üreticiye Nefes Aldırıyor

Mersin’de narenciye üreticileri, son yıllarda karşı karşıya kaldıkları iklim değişikliği, kuraklık ve maliyet artışlarına rağmen yeni tarım teknolojileriyle ayakta kalmaya çalışıyor. Özellikle dijital tarım sensörleri sayesinde toprağın nemi, sıcaklığı ve besin değerleri anlık olarak ölçülüyor. Bu sayede hem gereksiz sulamanın önüne geçiliyor hem de üretim maliyetleri düşüyor.

Üreticiler, daha önce klasik yöntemlerle elde edilen ürünlerde verim dalgalanmalarının yaşandığını, fakat modern tekniklerle daha istikrarlı bir üretim dönemine girdiklerini söylüyor. Mersin Tarım ve Orman İl Müdürlüğü verilerine göre, bölgede akıllı tarım uygulamalarını kullanan çiftçi sayısı son üç yılda yüzde 40 oranında artış göstermiş durumda.

İhracat Rakamları Umut Veriyor

Mersin Limanı’nın lojistik avantajı, narenciye ihracatında kente ayrı bir güç katıyor. 2024 yılı verilerine göre Mersin’den yapılan narenciye ihracatı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 18 artış gösterdi. En çok ihracat yapılan ülkeler arasında Rusya, Irak, Romanya ve Ukrayna öne çıkarken, son dönemde Körfez ülkelerine de dikkat çekici bir yönelim söz konusu.

Üreticiler, uluslararası pazarlarda Türk narenciyesinin daha bilinir hale geldiğini belirtiyor. Özellikle limon ve portakal ihracatında Mersin’in payı, Türkiye geneli rakamların yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Bu tablo, hem kent ekonomisi hem de ülke ekonomisi açısından büyük bir katma değer anlamına geliyor.

Üreticilerin En Büyük Sorunu Maliyetler

Her ne kadar yeni tarım teknolojileri üretim ve ihracatta avantaj sağlasa da üreticilerin en büyük sıkıntısı maliyetler. Gübre, ilaç ve enerji fiyatlarının sürekli yükselmesi, çiftçiyi zor durumda bırakıyor. Özellikle elektrik maliyetlerinin artması, sulama giderlerini ciddi ölçüde yükseltti.

Mersin’in Erdemli ilçesinde narenciye üreticiliği yapan Mehmet K., “Teknoloji gerçekten işimizi kolaylaştırıyor, ürün kalitesi arttı. Ama maliyetler karşısında hala zorlanıyoruz. İhracattan elde edilen gelir bazen masrafları karşılamakta bile yetersiz kalabiliyor” diyerek üreticilerin yaşadığı sıkıntıyı özetliyor.

İklim Değişikliği Narenciyeyi Tehdit Ediyor

Mersin’de narenciye üretiminin önündeki bir diğer engel ise iklim değişikliği. Artan sıcaklıklar, ani yağışlar ve don olayları ürün kalitesini doğrudan etkiliyor. Bazı yıllarda verim kaybı yüzde 20’lere kadar çıkabiliyor. Bu durum, hem üretici hem de ihracatçı açısından büyük bir risk oluşturuyor.

Uzmanlar, yeni tarım teknolojilerinin bu noktada da önemli bir çözüm sunduğunu belirtiyor. Akıllı sulama sistemleri ve iklim kontrol mekanizmaları sayesinde aşırı hava koşullarının etkisi bir ölçüde azaltılabiliyor. Ancak uzun vadede sürdürülebilir üretim için daha kapsamlı devlet desteklerine ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor.

Yerel Ekonomiye Ve İstihdama Katkı

Narenciye üretimi, Mersin’de yalnızca çiftçiler için değil, aynı zamanda binlerce tarım işçisi ve ihracatçı için de önemli bir gelir kapısı. Hasat dönemlerinde binlerce kişi istihdam ediliyor. Ayrıca paketleme tesisleri, nakliye firmaları ve ihracat şirketleri de bu ekosistemin bir parçası.

Mersin Ticaret Borsası’ndan alınan bilgilere göre, narenciye sektörü kentin tarımsal istihdamının yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor. Bu da narenciyeyi, Mersin’in sosyal ve ekonomik hayatında vazgeçilmez bir unsur haline getiriyor.

Gelecek İçin Beklentiler

Uzmanlar, Mersin’in tarımsal geleceğinde narenciyenin önemini koruyacağını, ancak daha rekabetçi olabilmek için yenilikçi çözümlerin şart olduğunu belirtiyor. Özellikle karbon ayak izi düşük, sürdürülebilir üretim yöntemlerinin Avrupa pazarında daha fazla talep gördüğü vurgulanıyor.

Üreticiler, devlet desteklerinin artırılmasını, enerji maliyetlerinin düşürülmesini ve ihracat teşviklerinin çeşitlendirilmesini talep ediyor. Böylece hem üretici rahat nefes alacak hem de Mersin, dünya narenciye pazarında daha güçlü bir konuma gelecek.

Mersin, narenciye üretiminde ve ihracatında Türkiye’nin lokomotif kenti olma özelliğini sürdürüyor. Yeni tarım teknolojileri sayesinde verimlilik artarken, küresel pazarlarda daha güçlü bir şekilde yerini alıyor. Ancak maliyet baskısı ve iklim değişikliği gibi sorunlar çözülmeden üreticinin tam anlamıyla rahatlaması mümkün görünmüyor. Yine de Mersin’in güçlü limanı, dinamik üretici yapısı ve teknolojik dönüşüme açık tarım sektörü, kenti geleceğin narenciye başkenti yapacak potansiyele sahip.