Mersin, Kültür Yolu Festivali ile Tarih ve Sanatın Işığında Yükselecek

2026 yılı Mersin için sıradan bir yıl olmayacak.

Çünkü şehrimiz, Türkiye’nin en prestijli kültür-sanat markalarından biri olan Kültür Yolu Festivali kapsamına alındı. Bu gurur verici gelişmede emeği geçen başta Mersin Valimiz Sayın Atilla TOROS olmak üzere tüm katkı sağlayanlara teşekkür ediyorum.

Mersin; sadece Doğu Akdeniz’in değil, tüm Türkiye’nin parlayan yıldızıdır. Tarsus’un binlerce yıllık tarihi ve ören yerlerinden başlayıp, Soli Pompeiopolis’in görkemli sütunlarına, Kızkalesi’nin denizle bütünleşen siluetinden, Taşucu’nun eşsiz doğasına kadar uzanan bir kültürel mirasa sahibiz. Bu festival, işte bu zenginlikleri hem ulusal hem de uluslararası düzeyde tanıtmak için benzersiz bir fırsat olacaktır.

Kültür Yolu Festivali ile Mersin adeta bir kültür ve sanat şölenine dönüşecek. Konserler, tiyatrolar, sergiler, atölyeler ve etkinliklerle sokaklarımız renklenecek, kentimiz yepyeni bir enerjiye kavuşacak. Ama en önemlisi, bu organizasyon Mersin’in tanıtımına ve markalaşmasına kalıcı katkılar sunacak; kentimizin turizm potansiyelini katlayacaktır.

Bu güzelliklere tanık olurken, Mersin için ayrı bir öneme sahip olan, yıllarca kentimizin simgesi haline gelmiş Narenciye Festivalinin de bu büyük organizasyonun bir parçası olarak yeniden hayata geçirilmesini temenni ediyorum. Çünkü narenciye, yalnızca bir tarım ürünü değil, Mersin’in bereketini, emeğini ve kimliğini temsil eden güçlü bir değerdir.

Hepimiz bu festivalin sadece bir sanat etkinliği olmadığını bilmeliyiz. Bu, Mersin’in kendi değerini, tarihini ve geleceğini yeniden dünyaya anlatma fırsatıdır. İnanıyorum ki festival boyunca hemşehrilerimiz de bu büyük coşkuya katılacak, kentimizin hak ettiği değeri bulduğunu görmekten büyük bir gurur duyacaktır.

Bu festival yalnızca izlenecek değil, birlikte yaşanacak bir deneyimdir. Hep birlikte sahip çıkalım.