Zeytinburnu alt yapısında futbola başladığı ilk gün hayallerin çok büyük olmasına rağmen kendisi de belki bu kadarını beklemiyor olabilirdi. Fakat genç yaşta Galatasaray'a gerçekleşen transfer kazanılacak kupaların, tarihe geçecek kariyerin ve kendisinden sonra yetişecek gençlerin idolü olacağının habercisiydi. Henüz sakalı çıkmamışken kazanılan UEFA kupası ve madalyası bir Emre Belözoğlu gerçeği taraflı tarafsız her kesim tarafından takdir edilmişti. 21 yaşında İtalya'nın köklü kulübü Inter'e transfer olan Emre, artık bir dünya yıldızı olma yolunda ilerliyordu.
Yeşil sahalara çıktığı ilk günden, son güne kadar biz Emre'yi üst düzey oyun bilgisi, oyunun her iki yönünü de kusursuz oynaması, liderlik vasfından çok sahada kazanma arzusu, mücadele hırsı ile gördük. Ortaya koyduğu bu karakter ise her takımın sahip olmak isteyeceği bir arzu olduğundan ötürü, yurt içi ve yurt dışı formasını giydiği her takımın taraftarının sevgilisi olmayı başardı. Kariyerine sığdırdığı onlarca kupa ise her futbolcunun rüyalarına girecek kadar büyük başarılardan oluşuyor.
40 yaşına kadar futbol oynayan Emre Belözoğlu Fenerbahçe'de sportif direktörlük ile işin yönetim kısmında görev almaya başladı. Erol Bulut ile işlerin kötü gitmesinden ötürü, geçtiğimiz sezon hayali olan teknik direktörlüğü 10 haftalık bir süre dilimi boyunca icra etme şansı yakaladı. Lige havlu attı olarak bakılan Fenerbahçe'yi şampiyonluk potasına sokmayı başararak güzel bir izlenim bıraktı.
Sezon sonunda Fenerbahçe ile ayrılan Emre Hoca, ligin 8. Haftası itibari ile Aykut Kocaman'dan boşalan Başakşehir'in başına getirildi. Futbolculuk kariyerindeki hırsının, azminin, kazama duygusunun azalamayacağını düşünerek Türk Futbolunun çok ciddi bir teknik direktör kazanacağı kanaatindeyim.