Selinay Ergün Mannah

Selinay Ergün Mannah

SABAH SAYFALARI (MORNING PAGES)

 


Sabah saatleri, güneşin yeni doğduğu ve zihnimizin taptaze olduğu bir başlangıç anıdır. İşte bu özel zaman diliminde kendimizi anlamanın ve yaratıcı potansiyelimizi ortaya çıkarmanın yolu “Sabah Sayfaları” yani “Morning Pages” yönteminden geçiyor. Julia Cameron’ın “Sanatçının Yolu” kitabında tanıttığı bu yöntem, sabahları zihnimizdeki tüm düşünceleri serbest bırakmamıza olanak sağlıyor. 

Sabah Sayfaları her sabah uyanır uyanmaz üç sayfa boyunca aklınıza gelen her şeyi yazmaktan ibaret. Düşüncelerinizin anlamlı, mantıklı ya da okunabilir olması gerekmiyor. Bu sayfalar, zihninizin karmaşasını kâğıda dökmeniz ve gün boyu daha berrak bir zihinle hareket edebilmeniz için bir arınma yöntemi. Cameron bu pratiği ruhsal detoks olarak adlandırıyor ve yaratıcılığın önündeki engelleri kaldırmak için birebir olduğunu söylüyor. Yazmak yalnızca sanatçılar için değil, herkes için bir arınma yöntemi olabilir. Cameron’ın dediği gibi “Yaratıcı bir yaşam sürmek, kendimize doğru bir yolculuğa çıkmaktır.” Sabah Sayfaları da bu yolculukta güçlü bir rehber!

Bu yöntemin en güzel yanı, herhangi bir kurala bağlı olmaması. Yargısız, filtresiz ve tamamen özgür bir şekilde yazabiliyorsunuz. Düşüncelerinizin saçma ya da gereksiz olması önemli değil. Önemli olan onları serbest bırakmak. Yazmaya başladığınızda içinizde birikmiş olanları fark ediyor ve onlardan özgürleşiyorsunuz. Elbette önerildiği şekilde, üç sayfayı doldurmak mutlaka hedefimiz olmalı. Aklınıza hiçbir şey gelmediğini düşündüğünüz anlarda bile “Aklıma hiçbir şey gelmiyor” cümlesini tekrar ederek sayfayı doldurabilirsiniz. Bu süreçte yazmak için kendinizi biraz zorlamak, zihninizde saklı kalan düşüncelerin gün yüzüne çıkmasını sağlayacak. Yazarken amacın sonuç değil, süreç olduğunu anlamak oldukça rahatlatıcı.

Her gün mümkün olmasa da bir hayli zamandır “Morning Pages” yöntemini uyguluyorum. Bunun için sevdiğim bir defter ve kalemi her zaman başucumda tutuyorum ki sabah uyanır uyanmaz yazmaya başlayabileyim. Yöntemde önerildiği gibi A4 boyutunda üç sayfa yazmasam da kullandığım daha küçük boyuttaki defter bile benim için yeterli oluyor. Bu pratiği uyguladığım günlerde kendimi çok daha rahatlamış ve güne keyifle başlamış hissediyorum. Zihnimdeki karmaşayı kâğıda döktükten sonra, gün içinde planlarımı daha kolay ve disiplinli bir şekilde uygulayabildiğimi fark ettim. Ancak Morning Pages’ın bana fark ettirdiği en çarpıcı şeylerden biri nasıl da telefon bağımlısı hâline geldiğim oldu. Kulağa kolay gibi gelebilir ancak uyanır uyanmaz telefonu elime almadan yazmaya başlamak için hala büyük bir mücadele veriyorum. O ilk birkaç dakika, sabah sayfalarına odaklanabilmek en zorlu sınav oluyor. Yine de bu mücadeleye değiyor; zihinsel bir özgürleşme hissiyle ödüllendirildiğimi fark ediyorum.

Eğer bu yazıyı okurken “Denesem mi?” diye düşünüyorsanız, cevabım kesinlikle evet! Bunun için ihtiyacınız olan bir kalem, bir defter ve 20 dakikalık zaman dilimi. “Sabah Sayfaları” pratiğiyle kendinize yepyeni bir başlangıç hediye edebilirsiniz. Kim bilir, bu üç sayfa hayatınıza yeni bir soluk bile getirebilir…




ARŞİV YAZILAR